Şehrin Kahve Hali: Kadifemsi Bir Aromanın Peşine Düşmek
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda…”
Şairin hissettiği rüzgar, meltem ya da saba olmalı. İstanbullu denizden gelene meltem demiş, sabah saatlerinde esene de saba. Durmaksızın birbiriyle didişen lodos ve poyraz ikilisini bir yana bırakıp ılık meltemin ardına düşeceğiz bugün. Meltem rüzgarı, dünyanın bütün denizlerinin kokusunu alıp İstanbul’a girmeye karar verdiğinde giriş için, yakın zamanda yenilenen Moda İskelesi’ni seçer.
Bahariye sırtlarından Yeldeğirmeni’ne yöneldiğimizde denizin kokusu, yerini yeni kokulara bırakır. Bir gün deneyin, göreceksiniz. Değişimin hiç durmadığı, sanat atölyelerinin ve festivallerin cıvıltısıyla dolup taşan Yeldeğirmeni sokaklarında değişmeyen tek şey asırlık badem ve ıhlamur ağaçlarının yaydığı aromadır.
Bu aromalar uyandırıcıdır, kadifemsi, büyüleyici ve derinliklidir. Tıpkı İstanbul gibi. Bugün eşsiz bir aromanın peşinden gitmeye karar verdik. Siz de bize katılın.
Şehrin Kahve Hali!
Kahve konusunda uzmanlık, tutku ve özenini aktarmada kararlı bir marka olan Nespresso, herkesin kendi İstanbul’unu bir kapsülün içine koyarak, bu yolculuğun en doğru eşlikçisi oldu.
Nespresso’nun kahveseverleri dünyanın dört bir yanındaki yerel kahve kültürleri ve kahve içim ritüelleriyle buluşturduğu World Explorations serisinin yeni üyesi İstanbul Espresso, şehrin bir nevi “kahve” halini temsil ediyor. İstanbul’un binlerce yıllık tarihinden günümüze dek uzanan kozmopolit yapısından alınan ilhamla ortaya çıkan bu yeni lezzet, şehrin sahip olduğu zengin kahve kültürüne saygı duruşunda bulunuyor.
Şehri bizim kadar iyi tanıyıp harmanlayan Nespresso’nun tat ve koku hafızasını yanımıza alarak Moda’dan devam edip, Kadıköy’e geçiyoruz.
İstanbul’u İstanbul yapan vapurlar bizi bekliyor.
Modern zamanlar, hızlı zamanlar. Artık vapurlarda eskisi gibi ağır ağır pişen geleneksel bir kahve içebilmenin ancak vapurdan inmemekle mümkün olduğunu anladığımızda Nespresso İstanbul Espresso yardıma yetişiyor. Dolgun kadifemsi yapısı, uzun saplı pirinç veya bakır cezveyle pişirilen tarihi geleneksel Türk kahvesi demleme yöntemine göz kırpan İstanbul serisi, şehrin hızına en İstanbullu şekilde ayak uyduruyor.
Vapurun köpüğüne karışan bir martı arkadaşlarımızla selamlaşıp tarihi tünele binerek Pera’ya geçiyoruz. Pera’da kahvemizle Haliç’i selamlıyoruz.
Petograd’da Sabah Kahvesi
Kahvemizden bir yudum alırken, Asmalı’da güğümle kahve satılan zamanlara gidiyor aklımız. Biraz daha yakın zamanlara geldiğimizde kahvelerin de zamanın da benzer değirmenlerde öğütüldüğü duygusuna kapılıyoruz. İşte şuracıktaki kahve dükkanı çok değil, 1910’larda ilk defa kente katılan Beyaz Rusların “Asri Kahvesi’nden” yayılan ilk yeni nesil kahvenin kokusu geliyor. Asmalı mescit ve Pera o zamanlarda da şimdi olduğu gibi yeni olan ne varsa, onun eviydi.
Türk medyasının güçlü kalemlerinden Hikmet Feridun Es bu durumu şöyle tasvir eder:
Galata’da, Tünel’in yanındaki sokakta baş döndürücü bir faaliyet göze çarpıyordu… 24 saat açık, her an yiyecek sıcak bir şeyler, kışın konyaklı punca kadar içilecek nesne bulunduğu için “Petrograd kahve barı”, entelektüel bohem dünyasının tek merkezi olmuştu. Bir Avrupalı havası getirmişti…
Bu kahvehanenin gedikli müşteriler arasında kimler yoktu? Ahmet Hamdi Tanpınar, Çallı İbrahim, Nahit Sırrı ürik, Kâzım Sevinç, Hemen yan sokaktaki, içkili ‘Bizim Lokanta”nın sahibi aktör Rasıt Rıza… gece yarısı müşterileri. Sait Faik, Bahriyeli Kırmızı Rıdvan (Ajda Pekkan’ın babası)…
(Yarım Yüzyıl Önce Esen Müthiş Fırtına-Beyaz Ruslar İstanbul’da Kitabından)
İpek Yolu’ndan İlham Alan Miras
Nespresso’nun içerdiği tat, serideki diğer kentlerde olmayan bir şeyi de barındırıyor. Kozmopolitlik! Bunun sebebini anlamak İpek Yolu rotasını bilmekle mümkün. Yüzyıllar önce taşınan sadece ipek değildi. Kahveden baharata her şey İstanbul’a bir tat bir de koku bıraktı. İşte Nespresso, Etiyopya Arabikası ve Hint Robustasını harmanlayarak İstanbul kapsülünü sentezlerken sadece bir kahve yapmadı. Yazılamayan, anlatılamayan bir tarihi bugüne getirdi ve bir fincana sığdırdı. Damakta hoş ve kavruk bir tat, hafif badem tadı bırakarak… Dolgun kadifemsi yapısı, yaban baharatlı ve meyveli notalarıyla. Yanında ise şehrin asırlık alışkanlığına göz kırpan Marsel’in özel yapımı lokumu ve bir bardak suyla.
Bu uçuşu hiç unutmamak için Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun İstanbul’unu yanımıza alarak sizi yeni rotalarınızla baş başa bırakalım:
“İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık, yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış, bir yokmuş”
İstanbul masalınızın yeni eşlikçisini denemek için: Yeni Istanbul Espresso Kahve Kapsülü | Nespresso™ Türkiye
İlk yorumu siz yazın!