Dilara Akbal ile: Sanat Üretimi Üzerine Bir Sohbet
Hem kendisini hem de sanatını çok sevdiğim ve heyecanla takip ettiğim, çizimlerinde sık sık kendimden bir şeyler bulduğum grafik tasarımcı ve illüstratör Dilara Akbal ile yaptığımız röportaja gelin yakından bakalım!
Öncelikle röportaj yapmayı kabul ettiğin için teşekkür ederim. theMagger okuyucularına kısaca kendinden bahseder misin?
Ben çok teşekkür ederim. Kendimden bahsetmem gerekirse illüstratörüm. Kendimi bildim bileli çizim yapıyorum. Çizim yapmak kendimi ve duygularımı en iyi ifade ettiğim yöntem diyebilirim. Çalışma fikirlerimin çoğunu yürürken buluyorum. Bu durum İstanbul’da eğlenerek yürümemi sağlıyor. Grafik tasarım mezunuyum. Bu alandaki eğitimimin bana kazandırdığı disiplini seviyorum. Çizim benim için bir oyun alanı ve ne kadar uzatırsam o kadar keyif alıyorum. Markalarla iş birlikleri içinde tasarımlar oluşturuyorum. Şimdilik çalışmalarıma İstanbul’da devam ediyorum.
Eğitim sürecinde sıkça şehir değiştirdiğini biliyorum. Bu durumun sanatına bir yansıması oldu mu?
Evet, okul maceralarım nedeniyle birkaç farklı şehirde yaşadım. Hepsinin bana kattığı tabii ki birçok farklı şey oldu. Yaşadığım yer ile eskiden var olduğum yerler arasındaki zıtlığı seviyorum. Doğayı çok seviyorum ve onun içinde büyüdüm. Daha sonra hızlı bir akışı olan İstanbul’a geldim. İstanbul’da her şey çok değişken. Sıradan bir yürüyüşünüz bile bir olaya dönüşebiliyor. Bu ülkemizin içinde bulunduğu durumdan kaynaklı olabilir. Çok fazla sorun var; bu sorunları sokakta yürüyüş yaparken görmek, deneyimlemek oldukça mümkün. Sokakta deneyimlediğim bu şeyler üretimim için vazgeçilmez bir unsur haline geliyor. Bu karmaşa ve problemler tasarımlarıma istemsizce yansıyor.
Zıtlık kavramını biraz daha açabilir misin? Ne tür bir zıtlıktan bahsediyorsun?
Dışarıda gördüğüm ve karşılaştığım şeyler iki şehirde de çok farklı. Büyüdüğüm yerde yani Konya Ereğli’de istediğin zaman bir çok şeyden kaçabiliyorsun ama İstanbul’da bu çok mümkün olmuyor. Bu iki farklı şehri kıyasladığım zaman ortaya çıkan sakinlik ve karmaşa farkı da bende bir zıtlık yaratıyor. Bunu da çizimlerime yansımasını, bu durumu kullanmayı ve bunu kendimce hikayeye dönüştürüp, anlatmayı seviyorum. Çizimlerime ilk bakıldığında renklerden kaynaklı canlı neşeli gelebilir ama anlattığım şeylerin içeriği genelde bir sorun temelli oluyor. Tabii arada zıttı da olabiliyor 🙂
Sanatınla tanışmama vesile olan ve Mamutart 2021, Dreamscapes sergisinde yer alan “My home is where is my heart beats” isimli çalışmandan bahsetmek istiyorum. Çalışmanın görsel anlatımındaki detaylardan oldukça etkilenmiştim. Çalışmanın arka planından, alt metninden biraz bahsedebilir misin?
Tabii ki. “My home is where is my heart” aslında çok sevdiğim TSU!’nun şarkısı. Şarkının kendisi ve adı beni çok etkiledi. Evim kalbimin olduğu yerdir. Sürekli yer değiştiren biri olarak bu cümlenin ve şarkının bana hissettirdiklerini çizmek istedim. Sonra genel olarak düşündüğüm zaman herkes aslında kalbinin attığı yada atacağına inandığı yerler için mücadeleler veriyor. Bunlar için savaşıyorlar, barışıyorlar yeni yerler ve yeni şeyler keşfediyorlar. Bazılarımız amaçlarını unutuyor sadece savaşıyor, kırıyor, ve sevgiyi ararken bu kavramı unutup sadece eyleme odaklanıyor. Aslında aranan sevgi de ev kavramı da insanlar içlerine yönelse görebilecekleri bir yerde.
Çizimlerin için öncesinde bir metin hazırlıyor musun? Yoksa çizdiğin hikaye çizim sürecinde mi şekilleniyor?
Evet genelde bütün çizimlerimi oluşturmadan önce bir metnim oluyor. Kendimce hikayelerim, sorunlarım, hislerim var ve bunları yazıya aktarıp daha sonra onları görselleştirerek ilerliyorum. Önce çizimi yapıp sonra onu bir hikayeye dönüştürmek benim çok yapabildiğim bir şey değil.
Birçok marka ile de iş birliği yaptığını biliyorum. Üretim sürecinde müşterinin beklentisi ile tasarım anlayışın arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?
Müşteri genelde bir konu ile ya da aktarılmasını istediği bir şey ile geliyor. Bu durum da konunun sınırlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Ben de bir konu içinde sınırlandırılmayı ve o sınırın içinde dolaşmayı seviyorum. Sınırın içinde “neler oluşturulabilir, nasıl aktarabilirim” gibi düşünceler beni heyecanlandırıyor. Bu yüzden de dengede çok sarsılma olmuyor.
Çizimlerine nereden ulaşabiliriz? Bahsetmek istediğin Yakın/Uzak gelecek planların var mı?
Genelde Instagram hesabımda aktif olarak iş paylaşıyorum. Yaşadığım ülke benim uzak ve yakın planlarıma benden çok dahil olduğu için yaşadığım ana odaklanıp anlık planlar yapıyorum.:)
Kapak Fotoğrafı: Instagram.com/dilaarakbal
İlginizi çekebilir: Vera Altunöz’den Sayu.go ile İllüstrasyon Üzerine
İlk yorumu siz yazın!