Sharmeen Obaid-Chinoy: Aktivist Yönetmen Mercek Altında
Pakistan’ın eril düşüncesi içinde doğan ama sonuna kadar bu düşünceye karşı olan ve ülkesinin kadınlarının sesini tüm dünyaya duyurmak için var gücüyle çalışan bir yönetmen, bir gazeteci, aktivist, cesur bir kadından bahsetmek istiyorum sizlere: Sharmeen Obaid-Chinoy.
Sharmeen Obaid-Chinoy kadınların eşitsizliğini gözler önüne seren ve bu durumla mücadele eden filmleri ile tanınan bir film yapımcısı. Yönettiği yapımlarla iki Akademi Ödülü ve yedi kez Emmy Ödülü sahibi olmuş Sharmeen Obaid-Chinoy’un başarılı filmlerinden üç tanesini sizlerle birlikte mercek altına alıyoruz.
Sharmeen Obaid-Chinoy Filmleri
Saving Face (Yüzü Kurtarmak) | 2012
Yönetmenliğini Sharmeen Obaid-Chinoy ve Daniel Junge’nin yaptığı, Pakistan’daki kadınlara yönelik gerçekleştirilen asit saldırıları hakkında çekilen 2012 yapımı bir belgesel film. Film, 2012 yılında intihar ederek ölen asit kurbanı Fakhra Younus’un hayatından esinlenerek çekilmiş.
Pakistan’da her yıl birçok kadın erkekler tarafından asit saldırısına uğrayarak yüzleri, omuzları ve vücutlarının çeşitleri yerleri yakılarak şiddete uğruyor. Saving Face filmi de kocaları tarafından asit saldırısına uğrayarak yüzleri yakılan iki kadın Zakia ve Rukhsana’nın adalet arayışlarını ve iyileşme süreçlerini anlatıyor.
Filmde sıkça gördüğümüz bir diğer isim ise Londra’da yaşayan Pakistanlı plastik cerrah Dr. Mohammad Jawad. Alanında uzman olan Jawad, ülkesinde yaşanan bu korkunç olayları duyduktan sonra asit maduru kadınların hayatına bir nebze de olsa dokunabilmek için Londra’dan kalkıp Pakistan’ a, bu kadınlara yardım eli uzatmaya geliyor.
Sharmeen Obaid-Chinoy ile yapılan bir röportajda kendisine Dr. Mohammad Jawad ile nasıl tanıştığı soruluyor. Kendisi de Jawad’ın asit kurbanı kadınlar ile ilgili yaptığı çalışmalara 2010 yılında rastladığını ve Jawad’ın sık sık Pakistan’a giderek tek bir kuruş istemeden rastladığı bütün asit mağduru kadınları ameliyat ettiğini öğreniyor. O ana kadar bunun ne kadar çok kadının başına geldiğini bilmediğini söyleyen Sharmeen Obaid-Chinoy, o anda filmi Dr. Mohammed Jawad ile birlikte çekeceğine karar verdiğini söylüyor. Film yayınlandıktan sonra dünyanın birçok yerinde büyük ses getirmiş ve aynı zamanda başarısı ile Sharmeen Obaid-Chinoy’a Oscar kazandırmış.
A Girl In The River: The Price Of Forgiveness (Nehirdeki Bir Kız: Bağışlamanın Bedeli) | 2015
Sharmeen Obaid-Chinoy’un yönetmenliğini yaptığı 2015 yapımı bu belgesel filmde; babası ve amcasının namus cinayeti girişiminden sağ kurtulan 19 yaşındaki genç bir kızın hikayesi anlatılıyor. Pakistan’da yaşanan namus cinayetlerini konu alan bu belgesel filmin başkahramanı Saba’nın kendisine saldıranları affetmeme konusundaki sağlam duruşu anlatılıyor.
Film; etkileyici konusu ve insanın yüzüne tokat gibi çarpan hikayesi ile “En İyi Kısa Belgesel Film Ödülü”nü kazandı ve daha da önemlisi Pakistan hükümetini namus cinayetleriyle ilgili yasalarını gözden geçirmeye ikna etti.
Sitara: Let Girls Dream (Sitara:Kızların Hayalleri Sönmesin) | 2020
Sharmeen Obaid-Chinoy bu sefer de karşımıza 15 dakikalık kısa bir animasyon film ile çıkıyor. Her ne kadar çocuklara yönelik olarak gözüken bir animasyon olsa da aslında büyüklere karşı çok anlamlı mesajlar barındırıyor bünyesinde bu kısa film. Sharmeen Obaid-Chinoy’un Netflix için çektiği Pakistan-Amerikan ortak yapımı bu film aslında çocuk evliliklerinin yanlışlığına dikkat çekmek için yapılmış bir sosyal sorumluluk projesi de aynı zamanda.
Filmin kahramanı Pari 14 yaşında hayalleri olan küçük bir kız. Pari’nin en büyük hayali ise pilot olmak. Pari’nin küçük kız kardeşi Mehr ise ablasının hayallerini bilen ve ona bu konuda destek olan tek kişi. Bu iki küçük kız gelecek hayalleri kurarken babalarının Pari’yi kendisinden yaşça büyük olan biriyle evlendirme planı yaptığından habersizler. Pakistan gibi ataerkil düzenin baş gösterdiği bir ülkede maalesef Pari’nin babasına karşı gelme şansı yok.
Ataerkil düzene en başından beri karşı gelen ve yalnızca ülkesinin kadınlarını değil dünyanın her yerinden haksızlığa, şiddete uğrayan, kendini çaresiz ve yalnız hisseden tüm kadınların sesi olmuş bir isim Sharmeen Obaid-Chinoy.
Çektiği belgesel filmler ile ülkesi Pakistan’da yaşanan eril düzeni, ülkesinin kadınlarının zor hayatlarını, yaşadıkları sıkıntıları tüm dünyaya gösterip hem kendi ülkesindeki kadınlara hem de dünyanın çeşitli yerlerinde aynı zorlukları yaşayan kadınlara umut olmuş ve olmaya da devam ediyor.
İzlediğim bu üç filmde beni derinden etkiledi ve bu konu üzerinde daha da fazla düşünmeye sevk etti. Dünya maalesef birçok alanda ataerkil düşünce sistemi ile ilerliyor. Dünyanın neresinde ve hangi alanında olursak olalım bunu bir şekilde hissedebiliyoruz. Belki bir kısmımızın buna “Dur” deme şansı oluyor ama yukarıdaki belgesellerin başkahramanları gibi dünyanın birçok farklı yerinde, belki adını bile bilmediğimiz birçok kadın şiddete maruz kalıyor, öldürülüyor, küçücük kızlar henüz oyun çağındayken evliliğe zorlanıyor.
Bu izlediğimiz belgesellerdeki olaylar ya da okuduğumuz haberlerdeki yaşanılanlar bizim başımıza gelmediği için şanslı olduğumuzu düşünebiliriz belki ama yaşadığımız dünyada, hatta yanı başımızda bu denli üzücü olaylar yaşanırken cinsiyet fark etmeksizin sadece “insan” olduğumuz için bile asla bunları görmezden gelemeyiz. Bu yüzden; Sharmeen Obaid-Chinoy gibi haksızlığa,şiddete,ayrımcılığa karşı gelen ve sonuna kadar bununla savaşan kadınlar iyi ki var, her zaman da var olsunlar!
Kapak Fotoğrafı: Pinterest
İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan Kadın Yönetmenler
İlk yorumu siz yazın!