MONK: Bursa’da Uzak Doğu Esintileri
Bayramda İstanbul’dan uzaklaşarak yakın lokasyon Bursa’ya gitmiştim. Bursa merkezde yarım günümü tam bir turist gibi geçirdikten sonra akşamına Nilüfer’in Balat mahallesinde yeni açılan Monk’a gittim. Bursa’da alışık olmadığım belki çoğu kişinin de alışık olmadığı tarzda ve yepyeni bir lezzet deneyimi yaşadığım Monk’u sizi detaylıca anlatmak için sabırsızlanıyorum😊 Gelin Balat’ın yeni mekanı Monk’un atmosferini ve lezzetlerini birlikte mercek altına alalım…
Yaklaşık 8 aydır hizmet veren Monk, sadeliği ve dinginliği gastronomi ile buluşturuyor. Mekanın huzurlu, dingin ve ilham verici tarzını vurgulamak için marka adı olarak İngilizce’de “keşiş” anlamına gelen “monk” kelimesi özellikle seçilmiş. Mekan oldukça ferah, her detay Monk’u yansıtıyor. Girişte sizi kocaman bir sushi bar karşılıyor. İsterseniz sushi barda oturup siparişinizin hazırlandığını izleyerek yemeğinizi yiyebilir veya barın diğer tarafında lezzetli kokteyllerden deneyimleyebilirsiniz.
Kalabalık gruplar için de keyifli ve sakin köşeler düşünülmüş. Minimalist dekoru ve sade mobilyaları ile dikkatimi çeken Monk’un bir köşesinde Aysun Bozuklu’nun Monk heykeli size göz kırpıyor. Renkli duvar kağıtları Designmixer’in kurucusu Tijen Samuray dokunuşuyla mekanla birleşmiş. Monk’un enerjisi yüksek, samimi işletmecileri Çağdaş ve Mert ile konuştuğumda mekanın ön bahçesinde bulunan Sakura ağacından seramik tabaklarına kadar titizlikle çalışılmış olduğunu anlıyorum. İkisinin de enerjisi mekana geçmiş. Seramik tabaklardan bahsetmem gerekirse de şu son yıllarda seramiğe olan düşkünlüğüm yeni bir marka ile tanışmama da vesile oldu. Belki siz de beğenirsiniz😊 Evet, Monk’ta kullanılan Asya ve Japon mutfak kültürünü yansıtan seramik tabaklar Alaçatı TerraCota Ceramic Art markasına aitmiş. Her detay birbirinden farklı kişilerin imzasını taşıyarak ortak bir noktada buluşuyor.
Öncelikle menüsü oldukça göz doyurucu. Vejeteryanlar için de seçenekler mevcut. Biz; Gen Tso Chicken, Edamame, Mısır Tempura, Mongolian Chicken ve Karides Tempura ile sıcak bir başlangıç yaptık. Gen Tso son zamanlarda yediğimin en iyisi diyebilirim. Acı olmasına rağmen beğendim. Yanında da başlangıç öncesi söylediğim armutlu kokteylim eşlik etti. Ardından beyaz şarap ile sushi keyfimize devam ettik. Bu nokta önemli, çünkü İstanbul’da denemediğim bir sushiyi burada deneme şansı buldum. (Truffle) Monk’un mutfağında şef Hasan Karabazar var. Sushi malzemeleri Japonya’dan geliyormuş ve deniz ürünleri, yöresel otlar gibi malzemeler de İstanbul’dan. Makiden uramakiye, sashimiden nigiri kreasyonlarına kadar geniş bir sushi menüsüne sahip.
Sushi siparişlerimiz arasında; Pink Roll, Salmon Crunch, Truffle ve Suzuki Crunch bulunuyor. Bunlar arasında en beğendiğim daha doğrusu kendi favorim diyebileceğim lezzet Truffle (yağlı tuna, avokado, trüf ezmesi, salatalık, endivyen, japon mayonezi, ballı hardal ve sweet chili sos) oldu. İkinci sırada da sıcak servis edilen Salmon Crunch (somon, avokado, salatalık, tempura, teriyaki ve spicy sos) geliyor.
Deep Inside grubunun eğlenceli performanslarıyla geceyi keyifli noktaladık. Derkeeeen tatlıyı unuttum sanmayın. Monk Tatlı Tabağı ile final yaptık. Bu tabaktaki her şey çok lezzetliydi, benim favorim karamel cheesecake oldu ama Coconut Brulee de kesinlikle denenmesi gereken lezzetler arasında. Tabii aranız Hindistan cevizi ile iyiyse😊 Tatlının üst kısmının bir tarafı şekerle yakılmış. Farklı bir tat oldu benim için. Mochiler Uzakdoğu restoranlarının zaten olmazsa olmazı. 8 çeşit mochi mevcut. Kalabalık bir masaysanız tatlı tabağı oldukça mantıklı.
Monk’un yiyecek menüsü dışında kokteyl menüsü de oldukça iddialı. Monk, Sakura, Rosemary Smash imza kokteyllerinden. Cuma ve cumartesi günleri yemek sonrasında bar kısmında ev sahibi ya da konuk dj’ler eşliğinde hafta sonuna keyifli bir giriş yapabilirsiniz. Önemli bir not: Buraya kesinlikle rezervasyon yaptırmak şart. Detaylar için buraya da göz atabilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Monk Bursa
İlginizi çekebilir: Sezen Türker’den Bursa’da Lezzet Notlarım
İlk yorumu siz yazın!