Maalesef bu sefer acı bir yazı ile sizlerle beraberim. Aslında başka bir konuda bu haftanın yazısını tamamlamıştım, ama Özkan Uğur’un hayatını kaybettiği haberi üzerine onu rafa kaldırdım. Grubun Bodrum Bodrum şarkısında dediği gibi, gerçekten “Nasıl anlatsam, nerden başlasam” bilemiyorum. Daha da önemlisi “Kaç kişi kaldı” o iyi insanlar şimdi. Özellikle tiyatro, müzik, sinema gibi alanlarda ölümü pek çok kişi için bir yakınını kaybetmiş hissi yaratan sanatçılar vardır. Benim için Kemal Sunal, Barış Manço, Levent Kırca, Zeki Alasya şu an aklıma ilk gelenler. İşte onlardan biri de Özkan Uğur oldu. 

1953 doğumlu sanatçı, uzun yıllardır mücadele ettiği lenfomaya, pek çok kez atlatmasına rağmen bu sefer yenik düştü. Sanatçının geçmişine biraz bakalım. Özkan Uğur, Mazhar Alanson ile Kızıltoprak’ta aynı mahallede oturuyorlarmış. MFÖ üçlüsünün bir araya gelme tarihi ise 1971. O zamanki adı Kaygısızlar olan gruba, Özkan Uğur ikinci basçı olarak girmiş ve bir süre çift basla devam etmişler. Sanatçının ilk grubu, benim de mezun olduğum Fenerbahçe Lisesi’nde okurken kurduğu Atomikler isimli grup. Bu grupla dönemin ünlü parçalarını yorumlamışlar. Sanatçı MFÖ dışında, müzik kariyeri boyunca Barış Manço – Kurtalan Ekspres, Edip Akbayram Dostlar Orkestrası, Erkin Koray’ın da dahil olduğu Ter grubu, Ersen Ve Dadaşlar gibi gruplarda yer aldı. Bunların dışında Yavuz Çetin’den Selda Bağcan’a, Sezen Aksu’ya pek çok isimle de gerek bas çalarak gerek vokal yaparak çalıştı. Solo kariyerine baktığımızda “Olduramadım” şarkısı büyük beğeni kazandı.

Ele Güne Karşı belgeselini mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. Hem Özkan Uğur’’la hem de grupla ilgili çok güzel anekdotlar var. Mesela, “Sude” parçasının melodisini Özkan Uğur anlamsız kelimeler, mırıldanmalarla anlatırken Mazhar Alanson’dan buna söz yazmasını ister. Mazhar’da eline alır kağıt kalemi ve Özkan’ın söylediği anlamsız saçma kelimeleri yazar ve bu şarkı ortaya çıkar. Sözlerini Mazhar Alanson’un yazdığı “Peki Peki Anladık” parçasının “Sen Neymişsin Be Abi” satırını ise Özkan Uğur yazmış. Belgeselde, grubun Sezen Aksu ile çıktığı turnenin İzmir konserine giderken, otobüste Özkan Uğur’un eline mikrofon olarak bir muhabir edasıyla röportajlar yaptığı görüntüler insanın içini ısıtıyor. MFÖ grubunun popüler olmasını sağlayan” Ele Güne Karşı” parçası da aslında kaybettiğimiz bir başka büyük sanatçı Ferhan Şensoy’un “Şahları Da Vururlar” oyunu için yazıldı. Özkan Uğur, Fuat Güner’le beraber bu oyunda oyuncu olarak da yer aldı. Yine Ferhan Şensoy’un “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı” oyunu da sanatçının bir diğer tiyatro deneyimidir.

Bazı insanların yüzüne baktığımda onları hiç tanımasam bile asla kötü biri olamayacaklarına ilişkin bir his oluşur ben de. İşte Özkan Uğur’da onlardan biri. Doksanların unutulmaz parçalarından “Ali Desidero”nun canlı performanslarında yaptığı kadın vokali aklıma her gelişinde beni güldürür. Ya da 1999 yılında fındık tanıtımı için yapılan reklamda “Aganigi Naganigi” dediği an. Oyunculuğunda da müzisyenliğinde olduğu gibi başarılı oldu Özkan Uğur. Yaşayan efsane Şener Şen ve usta oyuncu Uğur Yücel’in başrollerini oynadığı muhteşem film Eşkıya’da oynadı. G.O.R.A filminde Garavel karakterine hayat verdi. Bence ülkemizde yapılan en güzel dizilerden biri olan İkinci Bahar’da yine Şener Şen ve Türkan Şoray’la oynadı. Dizide  Şecahattin isimli rüşvet alan, genizden konuşan, kötü kalpli bir zabıta memurunu canlandırır ve rolünü harika oynar. Bu kötü kalpli gibi görünen karakterde bile derinlerde aslında gene biraz iyilik olduğunu hissedebilirsiniz. İşte bence bu, Özkan Uğur’un yüzüne vuran o iyi insanlık ışıltısından gelir.

Kaybettiğimiz bir başka büyük değerimiz olan Suna Pekuysal ile oynadığı Yeter Anne sitcom’unda Altan karakterini oynar. Dizide her bölümde elleriyle saçını dağıtarak “Sapıtıcam ya” demesi sanatçının her zaman aklımda kalacak hareketlerinden biridir. Cennet Mahallesi dizisinde ise Beter Ali olarak karşımıza çıkar.  Mimikleri inanılmaz bir insandır. Gerek konserlerinde, gerekse oyunculuğunda bunu her zaman görürsünüz. (Kaybetmemize rağmen yazımda geçmiş zaman pek kullanmıyorum. “O aslında ölmedi, cennetten şimdi bizi seyrediyor” geyiğinden değil. Bıraktığı eserlerle kendisi asla yok olmayacağı için)

Böyle isimlerin kaybıyla aslında bizlerinde bir parçası yok oluyor. Çünkü onlarla beraber anılarımız ölüyor ya da daha hüzünlü hale geliyor. “Ele Güne Karşı” dinlediğim çocukluğumdan bazı kareler, üniversite sınavından önceki günkü stresimi “Mazeretim Var Asabiyim Ben” dinlerken biraz azaltmam ya da İkinci Bahar dizisini izlediğim yıllarda gözümün önüne gelen bazı anlar. İşte Özkan Uğur’un kaybıyla beraber bunların uyandırdığı hisler de değişikliğe uğruyor. Zaten benim için müzik, hüznü en derin hissettiren şey. 

İyiler hep erken gidiyor diye bir düşünce var. Gerçekten de 69 yaşında kaybettiğimiz sanatçı bu tezi yine destekliyor. Belki de evrenin işletim sistemi, dünya gittikçe toksik bir hal alıp kötü insanların eline kalırken, bazı iyi insanların buna daha fazla maruz kalıp kirlenmesine müsaade etmek istemiyordur. Son olarak “Arayıp soramasan da unutacağız seni sanma”.

Kapak Fotoğrafı: TRT Haber

İlginizi çekebilir: Bülent Tunga Yılmaz’dan Ergüder Yoldaş