Oppenheimer Kostüm Tasarımları: II. Dünya Savaşı'nın Erkek Modasına Bakış
‘Method dressing’ kavramını daha önce duymuş muydunuz? Bir filmin izlenmesinin büyük oranda oyuncuların karakterlerini yaşama ve yansıtmadaki başarısına bağlı olduğunu biliyoruz. Öyle ki oyuncular bunu filmin izleyiciyle buluşmasından günlerce önce tanıtım turlarına da taşıyorlar ve bu süreçte karakterlerini yansıtan stil tercihleri yapıyorlar. Bunun en güncel örneklerinden biri olan Barbie filmi ile aynı gün vizyona girecek olan Oppenheimer oyuncuları Cillian Murphy ve Robert Downey Jr da ‘method dressing’i etkili biçimde kullanıyor. Öyle ki GQ, Murphy and Robert Downey Jr’ın Oppenheimer’ı erkek giyimine dair bir filme dönüştürdüğünden söz ediyor!
Kai Bird ve Martin J. Sherwin‘in Pulitzer ödüllü kitabı American Prometheus: The Triumph and Tragedy of J. Robert Oppenheimer’dan uyarlanan film, atom bombasının geliştirilmesine ve bulunuşuna büyük katkılarda bulunan teorik fizikçi J. Robert Oppenheimer’a odaklanıyor. Filmin II. Dünya Savaşı’nın döneminde geçiyor olmasının kostüm tasarımı açısından hem zorlukları hem de kolaylıkları beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz. Çünkü bu dönemdeki finansal gerilemenin moda dünyası üzerindeki etkileri büyük.
Oppenheimer hakkında detaylı inceleme için theMagger.com’da bu içeriği okuyabilirsiniz.
Fiyatların yükselmesi ve ipek gibi kumaşların bulunamaması, giyim seçenekleri önce azaltırken, mecburiyetten doğan pratik tasarımlar cinsiyetler arasındaki stil farklarını bulanıklaştırıyor. Böylece bir bakıma cinsiyetsiz modanın da ilk adımları atılmış oluyor. Bu detayı bilmek önemli çünkü Oppenheimer’a hayat veren Cillian Murphy’nin tanıtım sürecindeki stil tercihleri de zeki bir biçimde bunun etrafında şekilleniyor.
Filmin galasında Prada’dan basit bir takım ve devetüyü renginde bir gömlek tercihi yapan Cillian Murphy’nin bu sade tercihi II. Dünya Savaşı dönemi erkek modasının zorunlu sadeleşmesinden doğan ‘Victory Suit’lere atıf yapıyor. ‘Victory Suit’, erkek modasında yeleklerden ve ikinci set pantolonlardan arınma anlamına geliyor. Bu yıllarda erkek ceketleri tek sıra düğmeli, dar yakalı, manşetsiz ve cep kapaksız… Tıpkı Murphy’nin kırmızı halıda giydiği gibi!
Karakter yaratımının ve hikaye anlatıcılığının en önemli parçalarından birinin kostüm tasarımcılığı Oppenheimer’da dönemi ve hikayeyi anlamanın, sade tercihler yapmanın da son derece etkili olabileceğini kanıtlıyor. Bridgerton, Greatest Showman gibi başarılı işlerden tanıdığımız, ödüllü kostüm tasarımcısı Ellen Mirojnick’ı Oppenheimer için motive eden önemli nedenlerden biri de zaten bu farklılık! Filmin her bir karakteri için yapılan stil tercihleri, hem dönemle hem de karakterle sade bir uyumu yakalıyor.
Tartışmalı bir dehanın perdeye aktarılmasında önemli bir rolü olan Mirojnick, Oppenheimer için duyduğu heyecanı şöyle özetliyor: “Chris Nolan filmlerini her zaman sevmişimdir. Seçtiği hikayeleri ve onları anlatma şeklini seviyorum. Bir şeyleri parçalara ayırmasına ve onları cerrahi bir karmaşa içinde, sürpriz katarak ve artan bir gösterişle tekrar bir araya getirmesine bayılıyorum. Hayal gücünüzün ve merakınızın sınırsız heyecanla uçmasına izin veren bir enerji kıvılcımı saçıyor. Oppenheimer’ın hikayesiyle ilgili gerçekten ilginç bulduğum şey, kelimenin tam anlamıyla ve mecazi olarak; bölünme ve füzyon deneyleri yoluyla bilinmeyen bir manzarayı keşfederken her iki dehasının nasıl uyum içinde olduğunu öğrenmekti!“
Kapak Fotoğrafı: Rotten Tomatoes
İlk yorumu siz yazın!