Teknolojinin gün geçtikçe gelişmesi pek çok konuda yaşamımızı kolaylaştırıyor. Son yıllarda özellikle yapay zekâ alanındaki gelişmeler; bir tarafta bize büyük faydalar sağlarken bir tarafta da hem endişeyi hem de tartışmaları beraberinde getirdi. Bu yazıda, yapay zekânın müzik dünyasında kullanımını ele alıp kendi fikirlerimi de sizlerle paylaşacağım.

Yapay Zekâ ve Müzik | Fotoğraf: pexels.com – Boitumelo

2000 yılına girerken Napster’ın önderliğinde MP3 paylaşım programlarının ortaya çıkması insanların müziğe ulaşımını iyice kolaylaştırdı. Artık sevdiğiniz bir parçayı dinlemek için onun albümünü almak zorunda değildiniz. Ama bir de işin diğer boyutu vardı: Müziği üretenlerin gelirleri düştü ve haliyle bu programlar birer birer kapatıldı. Müziğin üretimine geldiğimizde ise bunun da günümüzde yapay zekâ ile kolaylaştığını görmekteyiz. 2000’li yılların başında bir derginin verdiği CD’de Dance Ejay isimli bir program çıktığını hatırlıyorum. Programda, grafik haline getirilmiş ritimleri, bası, davulları vb. bir araya getirerek amatörce tekno, eurodance türünde şarkılar yapabiliyordunuz. Çok da eğlenceliydi. 

Yapay Zekânın Müzikte Tarihsel Gelişimi

Günümüzde yapay zekâ ile profesyonel anlamda müzik üretebiliyorsunuz. Yapay zekânın müzikte kullanımının tarihsel gelişimine bir göz atalım. 2016 yılında Fransız besteci Benoit Carre ve besteci – bilim insanı Francois Paçhet, Sony’nin geliştirdiği Flow Machines isimli yapay zekâ yazılımıyla ilk AI (Artificial Intelligence) pop şarkısını ürettiler. “Daddy’s Car” isimli Beatles şarkılarını andıran parçanın sözlerini Benoit yazdı. Daha sonra, binlerce şarkıyı analiz eden Flow Machines besteyi üretti. Benoit Carre, Flow Machines yazılımı ile olan ortaklığına Skygge ismini verdi. 2018 yılında Skygge; Kiesza, Stromae gibi çeşitli sanatçıların da katkılarıyla Hello World isimli, yapay zekâ tarafından bestelenen ilk albümü ortaya çıkarmış oldu. Ghostwriter977 isimli bir Tiktok kullanıcısı, Weeknd ve Drake’in sesini klonlayarak yapay zekâ ile “Heart On My Sleeve” isimli bir parça yarattı. Spotify’da 650.000 fazla dinlenen parça daha sonra telif yüzünden Spotify ve diğer dijital müzik platformlarından kaldırıldı. 

youtube play youtube play

Şu ana kadar müzik dünyasında sesinin kopyalanmasına izin veren tek tanınmış isim, Kanadalı müzisyen Grimes. Sanatçı, isteyen herkesin kendi sesiyle şarkı kaydetmesine izin vereceğini ve elde edilen gelirin yarı yarıya paylaşılacağını duyurdu. Bunun için bir web sitesi bile oluşturdu. Hatta bünyesinde barındırdığı sanatçıların seslerini kullanmanızı sağlayan Uberduck isimli yapay zekâ programı, Grimes’in sesini en iyi şekilde kullananlara toplam on bin dolar ödül vadetti.

youtube play youtube play

Müzik Temelli Yapay Zekâ Platformları

Müzik konusundaki en gelişmiş yapay zekâ ise, Google’ın ocak ayında duyurduğu, mayıs ayında ise test kullanıcılarına açtığı MusicLM. İsimli metinden müzik üretebilen MusicLM; ChatGPT’nin yaratıcısı OpenAI’ın Jukebox isimli müzik üretim aracıyla 12 saatte yapabildiği işlemi saniyeler içinde yapabiliyor.

Müzikle ile ilgili yapay zekâ platformlarından örnekler de verelim. Amper, kullanımı en kolay yapay zekâ müzik üreticilerinden biri. Bünyesinde bulunan önceden kaydedilmiş sample’lar ile amatörlerin rahatlıkla kullanabileceği bir platform. Kullanıcı dostu, kullanımı basit bir başka müzik oluşturma platformu Soundful. Aiva ise daha çok oyun, reklam ya da sosyal medya platformlarına müzik yapmak isteyenlerin tercih edebilecekleri bir yapay zekâ. 

İyi ve Kötü Yönleri ile Müzikte Yapay Zekâ

Bence yapay zekâ pek çok alanda olduğu gibi müzik alanında da çok ince bir çizgide. İyi tarafta da kalabilir, karanlık tarafa da geçebilir. Bir pist yarışında olduğunuzu düşünün. Viraja yavaş girerseniz yarışı kaybedersiniz ama limitin üzerinde girerseniz de kaza yaparsınız. Yapay zekâ da bence tam limitinde kullanılmalı. Amatörlerin müzik üretmesini sağlaması, insanların kendi projelerinden sosyal medya reklamlarına ve oyunlara kadar çeşitli alanlarda müzisyen olmadan kolayca müzik üretebilmeleri güzel yönlerinden. Beatles’in “Now And Then” parçasında John Lennon’ın sesi için yapay zekâdan yardım alınması, Spotify’ın yapay zekâ destekli kişiye özel DJ’i yine yapay zekânın güzel taraflarından örnekler.

https://youtu.be/_SiIb0V7ibk

Ama bir de diğer yöne bakalım. Maalesef sadece ülkemizde değil, tüm dünyada artık insanlar müzikte emeğe bakmamaya başladı. Alternatifler araştırmak, kendi zevkini keşfetmek yerine popüler olanın peşinden gitme eğilimi var. Auto Tune kullanımlı birbirinin aynı rap parçaları buna en iyi örnek. Yapay zekâ üretimi parçalar da işin içine girdikçe artık emek iyice azalıp gerçek üretkenlik bitebilir ve insanlar “Popüler olan bu, benim de bunu dinlemem gerek.” düşüncesiyle bu akımın peşinden gidebilir. Ses klonlama yüzünden telif sorunları iyice artacak. Hayatını kaybetmiş, efsanevi sanatçıların seslerini bile, telif yüzünden kaldırılana kadar saçma sapan sözleri olan, iki dakikada üretilmiş şarkılarda duyabilirsiniz. Yapay zekâ yüzünden belki gelecekte dünyayı robotlar fiilî ele geçirmeyecek ama pek çok insanın işini ele geçirecekleri kesin gibi.

Kapak Fotoğrafı: Forbes

İlginizi çekebilir: Melike Büşra’dan Yapay Zekâ ve Sanat