Greta Gerwig Filmografisi: Barbie'den Öncesine Bakış
2023’ün en büyük popüler kültür olayı olan Barbenheimer geldi çattı. Covid sonrası yeni yeni toparlayan sinema sektörü, Christopher Nolan’ın Oppenheimer’ı ile Greta Gerwig’in Barbie’sinin aynı gün gösterime girmesinin heyecanını yaşıyor. Devasa prodüksiyonuna sadece fragmanlarından bile hayran olabileceğiniz Barbie’nin feminist oyuncu/yönetmen Greta Gerwig’in ellerinde nasıl şekilleneceği merak konusu. Peki kendisinin bu filmi yönetmesini sağlayan kariyeri nasıl ilerledi, Barbie’yi sevenler veya filme hazırlanmak isteyenler hangi işlerine göz atmalı? Gelin Greta Gerwig filmografisine hep birlikte bakalım.
Greta Gerwig, filmografisinde birçok oyunculuk işi barındırsa da yazıp yönettiği ve Oscar ödülüne sahip filmleri de mevcut. Fakat Oscar’a ulaşmadan çok önce, bağımsız filmlerle giriş yapıyor sektöre. Mumblecore denilen doğal, gerekirse emprovize oyunculukların olduğu, genç yetişkinlerin hayatına odaklanan düşük bütçeli film türüyle adını duyuruyor. Daha sonra birçoklarının Greta Gerwig ismini bilme sebebi olan, şimdiki partneri Noah Baumbach’la çalıştığı Frances Ha geliyor ve Gerwig Hollywood’da kalıcı olacağını kanıtlıyor. Bu içerikte de Gerwig’in yazdığı veya yönettiği işlere, çıkış tarihine göre göz atacağız. Hazırsanız, başlayalım.
Greta Gerwig Filmlerine Bakış
Hannah Takes the Stairs (2007)
Mumblecore’un öncülerinden Joe Swanberg’in yönettiği filmin senaryosunda ona Greta Gerwig ve Kent Osbourne eşlik ediyor. Gerçi tam olarak bir senaryodan bahsetmek mümkün mü bilmiyorum, çünkü karakterlerin hareketlerinde ve cümlelerinde doğaçlama yaptıkları fazlasıyla belli oluyor.
Sadece 83 dakikalık film, bir yapım şirketinde çalışan Hannah’ın çevresindeki erkeklerle ilişkilerini konu alıyor. Titrek bir kamera ile değişen ve gelişen ilişkileri arasında sürüklenen Hannah’ın hislerine odaklanmaya çalışıyoruz. Gerwig’in Hannah’ın hayattaki sürüklenmesini çok iyi yansıttığı film, Frances Ha’nın başrolde olduğu düşük bütçeli bir The Worst Person In The World adeta. Hannah Takes The Stairs’ı Mubi’den izleyebilirsiniz ancak uyarayım, mumblecore türü sıkıcı bulunabilme riskine sahip.
Nights and Weekends (2008)
Joe Swanberg – Greta Gerwig iş birliği Nights and Weekends’te bir adım daha ileriye taşınıyor. İkili birlikte yazıp yönettikleri bu filmde başrolleri de paylaşıyorlar. Filmdeki karakterler ise tam tersine, pek de bir şey paylaşamadıkları bir mesafe ilişkisinden mustaripler.
Çiftin en basit diyaloglarından sevişmelerine kadar her şeyi gerçeğe en yakın haliyle izlediğimiz film, karakter sayısının da azlığı ile Hannah Takes the Stairs kadar sürükleyici olamıyor belki ama, daha vurucu sahneler içerdiği kesin. Ve değişmeyen bir şey var ki o da Gerwig’in muhteşem oyunculuğu.
Frances Ha (2012)
Genç yetişkinlerin mücadelelerine göz atmaya devam ediyoruz. New York’ta dansçı olmaya çalışan 27 yaşındaki Frances Halladay’i izliyoruz bu yapımda. Hayatta her şeyden çok bağlı olduğu ev arkadaşı Sophie ansızın evden ayrıldığında, Frances’in de büyümesi gerekiyor maalesef.
Filmin yönetmen koltuğunda Noah Baumbach oturuyor. Senaryoda Baumbach’a eşlik eden Gerwig, aynı zamanda başrol oyuncusu. Zaten filmi izlediğinizde anlıyorsunuz ki bu film Gerwig’le, Gerwig için yazılmış. Mumblecore filmlerde gördüğümüz diyalog yazımı burada daha da güçlenmiş ve Gerwig’in yine o filmlerdeki karakterlerin doğallığına tat katan garip hareketleri ve gerçekçi mimikleri Frances Ha’nın karakterini oluşturmuş adeta.
Yetişkinliğe yeni adım atıldığındaki sallantılı süreci yaşayan herkesin kendinden bir şey bulabileceği bir yapım Frances Ha. Siyah beyaz olmasına bakmayın, Frances’in nahif gülüşü ve düşük çenesiyle ekrandan taşan pozitifliği sayesinde rengarenk görünüyor bu film. Google Filmler ve TV+’tan izleyebilirsiniz.
Mistress America (2015)
Baumbach – Gerwig iş birliği Mistress America’da devam ediyor. Yönetmen Baumbach yine Gerwig’le birlikte yazıyor, başrolde de yine Gerwig var. Google Filmler’den izleyebileceğiniz film, Greta Gerwig filmografisi içinde izleyemediğim tek film. Ancak orada da bir başka Magger yardımımıza koşuyor. Film hakkındaki detayları merak ediyorsanız buyrun, Selin Çelen’den Mistress America.
Lady Bird (2017)
Hannah Takes the Stairs’ten tam 10 sene sonrasında, Gerwig’in ilk solo yönetmenlik denemesi ile karşı karşıyayız. Gerwig’in yazıp yönettiği Lady Bird’ün başrolünde ise Saoirse Ronan yer alıyor.
Kendine Lady Bird lakabını takan Christine’in lise son sınıftaki yaşantısına konuk oluyoruz. Genç yetişkinlikten biraz daha öncesinde, “coming of age” de denilen gençlerin kendini bulmaya çalıştığı bir dönemdeyiz bu sefer. 2002 senesi Sacramento’sunda, yani Gerwig’in doğduğu şehirde geçiyor film.
Film boyunca sert, sevgisini gösteremeyen bir anne figürü ile mücadelesini izliyoruz asi Christine’in. Lady Bird’ümüz bir yandan okulda daha “cool” arkadaşlar edinmeye, bir yandan da annesinin kabul etmeyeceği şehir üniversitesini kazanmaya çalışıyor.
Frances Ha’nın yaşattığı “kendinden bir şeyler bulma” hissi zirve yapıyor Lady Bird’de. (Zaten bir nevi Frances Ha “prequel”i bile diyebiliriz bu filme.) Greta Gerwig, herkesin gençliğinde yaşadığı şeyleri kaleminden geçirip Ronan’ın inanılmaz oyunculuğu ile birleştirerek her türlü duyguyu yaşatan müthiş keyifli bir film yaratmış.
2018 Altın Küre Ödülleri’nde müzikal-komedi dalında en iyi film ve en iyi kadın oyuncu ödülü alan Lady Bird, Oscarlar’da ödül alamasa da orijinal senaryo, kadın oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, yönetmen ve en iyi film dallarında adaylık elde etmişti.
İlginizi çekebilir: Ecem Şimşek’ten Coming of Age Filmleri
Little Women (2019)
Listemizde son olarak Louisa May Alcott’un aynı adlı romanının 7. film uyarlaması olan Little Women yer alıyor. Greta Gerwig’in yazıp yönettiği bu uyarlamada başrolde Lady Bird’de birlikte çalıştığı Saoirse Ronan yer alırken ona Emma Watson, Florence Pugh, Eliza Scanlen, Laura Dern, Timothée Chalamet, Meryl Streep ve Bob Odenkirk’ten oluşan dev bir kadro eşlik ediyor.
Kitabın özünden uzaklaşmadan modernize ettiği bu uyarlamada, orijinal dokunuşlar da yapıyor Gerwig. Malum, 7. kez sinemaya uyarlanan bir yapımda farklılaşması gerekiyor. Gerwig de lineer zaman çizgisi kullanmayıp geçmişle gelecek arasında gezindiğimiz bir yapı kurarak ve baş karakter Jo’yu da izlediğimiz kitabın yazarı olarak konumlandırarak kotarıyor bu işi.
Karakterlere yaptığı dokunuşlar da çok güzel. Florence Pugh’un Amy’si, hayatını kurtarmak için evlenmek istiyor, çünkü evliliğin ekonomik bir mesele olduğunun farkına varmış. Saoirse Ronan’ın Jo’su ise kendi yolunu çizmeye çalışıyor. Onun daha bağımsız olan kardeş olmasını anlıyoruz çünkü diğerleri gibi “hanımefendi” olmaya çalışmayan, ağzına gelen söyleyen bir karakter. E, böyle bir rol için de Lady Bird’ün başrolünden daha iyisi düşünülemezdi.
Her iki oyuncu da bu rolleriyle Oscar adayı oldular. Google Filmler’den izleyebileceğiniz Little Women, en iyi kadın (Ronan) ve yardımcı kadın oyuncunun (Pugh) yanı sıra orijinal müzik, uyarlama senaryo, kostüm ve en iyi film dallarında da aday gösterilse de sadece en iyi kostüm Oscar’ını kazanabildi.
Böylesi bir kadro ile büyük bir prodüksiyonda çalışıp başarılı bir iş çıkarması, Greta Gerwig’in Barbie filminin de altından kalkabileceğine dair inancımı arttırıyor. Gerwig artık sinemanın devler sahnesinde ve buraya gelirken filmlerine kendinden bir şeyler katmayı, feminist dokunuşlar yapmayı asla bırakmadı. Dolayısıyla yıllarca kadınların güzellik standartlarını belirlemek için kullanılan bir oyuncak markasının filminden neler yaratacağını merakla bekliyorum. Ve umuyorum ki Barbie’yi de Greta Gerwig filmografisi listesine başarılı bir yapım olarak ekleyeceğiz.
Kapak Fotoğrafı: LA Times
İlk yorumu siz yazın!