Fransa’da çekimlerini tamamlamak üzere olduğu filmin stresiyle baş edemediğini düşündüğümüz Alman yönetmen Tomas, hikayemizin ana karakteri. Kendisinin cinsel yönelimiyle ilgili çıkarımlar yapmaya vakit kalmadan partneri Martin ile tanışıyoruz. Tomas ne kadar dikte etmeyi seven bir karakterse, Martin de bir o kadar pasif ve kırılgan. Bu ikilinin arasında gelgitli bir aşk mevcut. Eskilerin fırtınalı, yenilerin de toksik dediği türden. Filmin odak noktası da bu ilişkide bir kırılma noktası olan, Tomas ile başka bir kadının tanışmasıyla şekilleniyor. Kadının adı da Agathe. Tomas’ın cinsel kimliğini ve dürtülerini yeniden keşfetmesini “sağlayan” bu kadın, bu üç karakter arasında sonu olmayan bir sarmala sebep oluyor. İlgilisi için film Mubi Türkiye’de.

Her filmde ne olursa olsun bir tane sevilesi karaktere ihtiyaç duyuyorsanız, bu filmde tutunacağınız tek dal Agathe. Tomas’ın manipülatif aurasına kapılıp onun aşkından savrulup giden bu genç öğretmenin yaşadıklarını dert edecek, Tomas isimli yönetmen bozuntusuna ve onu bu hale getiren sanat sepet tayfaya laflar hazırlayacaksınız… Ama ne olursa olsun bu Batı Avrupalıların ilişki yaşama şekli çok başka. Maddi sıkıntısı olmayan bu sanatçılar hepimizi suya götürür susuz getirir. Biz “amaan bunlar da dert mi” derken bir bakmışız aklımızı almışlar ve bilinmezliğin içinde kaybolmuşlar. O yüzden bu çok önemli uyarımı yapayım, maddi durumu iyi olan Batı Avrupalı sanatçılara temkinli yaklaşın…

Editör Notu: Yazının devamı spoiler içermektedir.

Tomas bu kadını ablukaya aldı, gücünü üzerinde test edebileceğinin farkına vardıktan sonra Agathe ve Martin arasında pinpon topu gibi sekmekten felaket bir zevk almaya başladı. Agathe’ın annesiyle ve babasıyla tanıştığı sahnede ortama bastığı negatif enerji beni filmde en çok geren şey oldu. Bu adamın iyi bir baba olabileceğini düşünen Agathe hanımefendiye de akıl fikir diliyorum. Manipüle edildiğini aylar yıllar sonra anlayabilen Martin’e de. Tomas’ın kıskançlık seviyesi kimsenin kendi geçmişinden kolay kolay birine referans vereceği cinsten değil. O yüzden film bu açıdan oldukça deneysel. Halkta tam karşılığı olmayan, uçurumun kenarında gezinen bazı hislerle donatılmış bu karakterleri gözlerinizi kısıp, içinizden söylene söylene izliyorsunuz.,

Filmin sonunda kızın çocuğunu aldırmasına sebep oluyor, bunu bile Martin’le paylaşmayıp o ilişkisinin de köküne kibrit suyu dökmeyi başarıyor. Tüm bunların paniğiyle Agathe’ın sınıfını basıp yalandan ilan-ı aşk ediyor. Bunun bir adım ötesi yok artık bu adam toksikliğin solunum yapan hali olmuş. Bu adam dönüşemez, evrilemez, iyileşemez. Ne kadar az insanla muhatap olursa toplum için o kadar iyi. Hatta insana intihar felsefesini yeniden sorgulatır, Albert Camus sağ olsaydı bu adama bakıp iç geçirip yeni eserini kaleme alabilirdi…

Sinema dünyasına ve filmlere dair paylaşımlarıma Instagram üzerindeki film blogumdan (@atıptutuyorum) ulaşabilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Mubi

İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan MUBI Film Önerileri