Bihter: Tartışmalara Gebe Bir Aşkı-ı Memnu Uyarlaması
Yönetmen Caner Alper ve Mehmet Binay; Zenne, Çekmeceler ve Bergen filmleriyle dikkat çeken bir filmografi oluşturmaya başlamıştı. Özellikle Farah Zeynep Abdullah ile beraber Bergen filminde yakaladıkları epik vizyon başarısı, önlerine birçok projenin serilmesine sebep oldu. Bu projeler arasından özgün bir Aşk-ı Memnu uyarlaması yapmak kendilerinin ilk tercihi oldu, Amazon’un işbirliği ile iddialı bir projeye evrilebileceği düşünülüyordu. Ama sanırım gerçekler bu durumla pek örtüşmeyecek gibi. Kendi adıma yaşadığım hayal kırıklıklarından aşağıda bahsedeceğim ama izlemek isteyenler için adresin Prime Video platformu olduğunu belirtip öyle devam edelim.
Kanal D’deki dizi uyarlamasının son derece başarılı bir ana akım dizisi olduğunu düşünen ben, dizinin bir çok sevdalısından daha önyargısız şekilde bekliyordum bu yapımı. Her türlü özgün dokunuşa açık ve derinlikli bir eser olduğunu biliyoruz Aşk-ı Memnu’nun, fakat “Bihter” maalesef hiçbir anlamda bekleneni veremiyor. Piyes havasından ve doğallıktan uzak diyaloglardan ötürü konsantrasyonu sağlamakta zorlandım. Normal şartlarda Bihter üzerinden kurulan ikili ilişkilerle seyircinin zihninde bir gizem, gerilim yaratılabilmeli. Kocası da, annesi de, Behlül de ona olan yaklaşımlarıyla onu başka bir insan haline getiriyor zira. Karakter dönüşümünü resmetmek işten bile olmamalı. Ama biz yaşanan olayların hiçbirini özümsemeden izliyoruz tabiri caizse. Ne Bihter & Behlül aşkı gerçekçi, ne Adnan’ın pasif agresif halleri dozunda, ne de Bihter ve annesi arasında bir tansiyon var. Her kulvarda ciddi eksiklikler göze çarpıyor.
Özellikle senaryo anlamında çok fazla aksayan filmin tüm suçunu buraya yüklemek de haksızlık olur. Çünkü normalde iyi bir yönetmen ikilisine sahip olan film, yönetmenlik ve kurgu anlamında da hiç olgunlaşmamış görünüyor. Bazen ham görüntüleri izliyormuşuz gibi hissediyoruz hatta. Yine ve yeniden, eleştirenler tarafından “kostümler ve sanat yönetmenliği harika ama…” diye başlayan yorumların yağmur gibi yağacağı çok bariz. Ucundan kıyısından övmek isteyenler için cümlenin bu şekilde başlayacağı belli ama nasıl biteceği tam bir muamma. Filmdeki çoğu oyuncunun ortalama performanslarına az çok hakim olduğumuzu düşünürsek, onlar adına da üzücü bir iş ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Zira potansiyellerine yaklaşmak bir kenara dursun, hiçbirinin performansı ikinci vitese bile geçemiyor.
Editör Notu: Devamı spoiler içermektedir.
4. duvarı yıkan Bihter fikri ilk başta çekici gelmişti fakat bir süre sonra Bihter’in filmdeki karakterlerden daha çok izleyicilerle konuşmaya başladığını görünce dikkatler de biraz fazla dağıldı tabii. Filmin Beşir gibi, hala gibi bir çok yan karaktere yer verme çabasını ise anlayamadım, zira bu kadar yüzeysel şekilde resmetmek yerine sadece arka planda kalsalardı çok daha iyi olurdu. Finali ise tam bir hayal kırıklığı (yeterince yaşamamışız gibi). Bihter üzerinden mesaj kaygısı içeren, ama mesajın ne olduğunu anlamakta zorlandığımız bir katarsis tasarlanmış. Kendini öldürmek yerine Nihal’in düğününden havaya sıka sıka giden bir Bihter hayal etmiyordunuz herhalde hiçbiriniz. Dizinin efsanevi anlarına saygı duruşunda bulunmak istedikçe parodileşen bu filmin finalde kendi yoluna gitme tercihi de pek sonuç vermemiş görünüyor özetle. Sevgiler.
Kapak Fotoğrafı: Amazon Prime
İlginizi çekebilir: Eralp Alper’den Karanlık Gece
İlk yorumu siz yazın!