Nathalie Lermette ile: Piaf! The Show Hakkında
Dünyanın en büyük Fransız prodüksiyonlarının başında gelen Piaf! The Show, 60. Yıl Dünya Turnesi kapsamında 6 Aralık’ta Zorlu PSM’e geliyor. Edith Piaf’ın özel sekreteri Germaine Ricord tarafından “Edith Piaf’ın kariyeri üzerine üretilen en güzel övgü…” şeklinde bahsedilen gösteride, şarkıcının en sevilen şarkılarına daha önce yayımlanmamış fotoğrafları eşlik ediyor. Biz de gösteriden önce sahnede Edith Piaf’ı canlandıran Nathalie Lermette’in heyecanlı projeler ve birçok başarı ile dolu olan kariyerini yakından tanımak adına kendisi ile bir sohbet gerçekleştirdik. Detaylar aşağıda!
Merhaba Nathalie! Öncelikle sizi yakından tanımak için sabırsızlanıyoruz! Kariyerinizin heyecanlı projeler ile dolu olduğunu biliyoruz. Tutkusunu işine dönüştüren biri olarak kariyeriniz boyunca müzik ile kurduğunuz ilişkideki değişimleri nasıl tanımlarsınız?
Müzik, her zaman hayatıma eşlik etti. Dört yaşındayken sahnedeydim. Hatırlayabildiğim kadarıyla kendimi ilk ifade ediş yöntemim müzik notalarıydı.
Yakında İstanbul, sizi “Piaf! The Show’da” Edith Piaf olarak izleme şansı bulacak. Bu gösteri, Carnegie Hall’dan Olympia’ya kadar birçok sahnede sergilendi ve yüzlerce kişi tarafından izlendi. Bu performanslardan favori bir anınız veya öne çıkan bir hatıranız var mı?
Bu coşkulu şarkılarla dünyayı dolaşmak zaten olağanüstü bir deneyim. Piaf’ın şarkıları, dil bariyerine rağmen bütün dünyanın kalbini titretebiliyor. Birkaç ay önce Broadway’de çaldığımızda, bir adam bana yaklaştı ve şöyle dedi: “Şarkılardan hiçbir şey anlamadım ama kalbim anladı!”. Çok etkilendim…
“La Vie en Rose”, “Padam Padam” ve birçok diğer şarkı… Edith Piaf’ın arşivi güzel ve dünya çapında tanınan şarkılarla dolu. Bu şarkılar arasında kişisel bir favoriniz var mı ve bu proje sonrası favori şarkılarınız değişti mi?
Edith Piaf’ın şarkıları birçok duygumuzu anlatıyor. Deneyimlediğim duruma bağlı olarak farklı şarkılara bağlanıyorum. Bence Edit Piaf’ın şarkıları benim ve birçok insan için ruhun yara bandı gibi.
Eminiz ki sahnede Edith Piaf’ın rolüne bürünmek, sizin Piaf’a bambaşka bir açıdan tanık olmanızı sağlamıştır. Piaf hakkında insanların neyi bilmediğini veya yanlış anladığını düşünüyorsunuz?
Toplum, Edith Piaf’ı repertuarının imgesinde trajik ve kırılgan biri olarak görüyor. İnsanların Piaf hakkında belki de bilmediği şey; kendisinin neşeyi seven ve gülen bir kadın olduğu. Zamanının çoğunu şaka yaparak geçirirdi. Ve en önemlisi, büyük bir zekâya sahipti, ona “patron” denirdi!
“Piaf! The Show” gibi dinamik bir gösteride sahne koordinasyonundan kıyafetlere kadar birçok detay bulunuyor. Bu gösteride sizi motive eden ve zorlayanlar neler?
Her zaman samimi olmalı, mümkün olduğunca gerçek olmak için anın içinde kalmalıyım!
Müzikle ilgilenen herkes gibi, her ne kadar büyülü olsa da bir o kadar zorlayıcı olan bu sektörde ismini duyurmanın düşük bir şans olduğunu biliyoruz. Belki de Piaf sadece yetenekli değil, aynı zamanda bu açıdan biraz da şanslıydı. Bu konuda hemfikir misiniz? Sanat endüstrisiyle ilgili genç kendinize ne tavsiye ederdiniz?
Tabii ki! Yetenek önemlidir ama şans da olmalıdır! Ancak şans nedir? Şansı yakalamak için hazır olma imkânı verilebilir… Şans; kendisini sık sık bekletir. Tutku ve çalışma bu bekme sabrına sahip olmaya yardımcı oluyor.
Bu, İstanbul’u ilk ziyaretiniz mi? Gastronomi, tarih açısından şehri nasıl buldunuz? İstanbul’dan ve Türk seyircisinden beklentileriniz neler? Umarız sizi tekrar görürüz!
İstanbul’da ilk gösterimi yapma şansım oldu, harika bir anıydı! Bu güzel şehirle ilişkilendirdiğim anım Edith Piaf ile ilgili ve bu da beni size -İstanbul’a- geri getiriyor! İnanılmaz!
Kapak Fotoğrafı: Zorlu PSM
İlk yorumu siz yazın!