Sizleri bu sene 6.sı düzenlenen TOG x Pg Art Gallery, Art Sunday etkinliğinde tanıştığım bir sanatçıyla tanıştırmak istiyorum: Je m’apelle Macid. Sadeliğin gücüne inanan ve otobiyografik eserler ürettiğini söyleyen Macid ile yaratım süreci, eserleri ve gelecek planları üzerine sohbet ettik.

Klasik bir başlangıç olacak ama önce seni tanıyalım 🙂 Seni sanat alanında bir kariyer yapmaya iten ne oldu? İstanbul Üniversitesi Grafik Tasarım mezunuymuşsun, çizimlerinde okuduğun bölümden esinlendiğin noktalar var mı?

Doğduğumda bu iş bitmişti… Sanat yapmak, izlemek, okumak için doğdum, buna inanıyorum. Ama okulla hiçbir zaman aram olmadı, bana herhangi bir şey kattığını düşünmüyorum. 

Macid değil de Je m’apelle Macid (ismim Macid)’i kullanmayı tercih etmenin özel bir sebebi var mı peki?

Hem aşırı batılı hissediyorum hem de çok doğulu. Beni en iyi bu temsil ediyor sanırım… En batının dili Fransızca ve en doğu Macid… Hepimiz Bizans’ın torunları değil miyiz kültür olarak?

Eserlerinin hepsi izleyicide çok yoğun hisler uyandırıyor. Yaratım sürecin nasıl başlıyor? Daha önceki röportajlarından genellikle otobiyografik eserlerin olduğunu ve kalbine en çok kendinin dokunduğunu gördüm. Kalbine dokunan bir olayın çizimlerine yansıması nasıl oluyor, neye göre karar veriyorsun?

Çok teşekkür ederim Melis komplimanın için. Evet, yaptığım bir röportajda otobiyografik olduğunu söylemiştim çünkü başkası elimden gelmiyor. Görülen her şey benim aslında ve tabi ki onu seyreden ve o enerjiyi alan izleyici. Kesinlikle karşılıklı bir otobiyografi bu.

Müzik beni çok etkiliyor ve tetikliyor. BFRND ve Hildur mesela ya da opera ve klasik müzik… Instagram hesabımda da işlerimi çoğunlukla müzikli paylaşıyorum.

Resim yapmak yeterince hüzünlü bir iş. Bir oyun sahneye koysan ya da bir şarkı yapsan bunu defalarca kez sahnelersin, belki yıllarca radyolarda çalar… Ama resim yapmak öyle değil, biri onu senin elinden alır ve evine götürür, onu bir daha göremezsin (tıpkı sizin aldığınız eser gibi) 🙂

Bu hüznü hem çok sanatsal buluyorum hem çok dramatik hem de çok güzel… Benim de elimden gelen tek şey alıcıyı seçebilmek.

Kalbime dokunan bir şeyin çizimlerime yansıması konusunda da galiba ben duendeyi arıyorum, o büyüyü yakalamak istiyorum. Seyirciyi 3 saniyede vuran, yakasına yapışan işler çıkarmak… Detaylarda, renklerde boğulan değil de sade olan işler.

Garth Clark’ın da dediği gibi sade dünyanın en komplike şeyidir, çünkü kalanı özü gerektirir ve o özde en ufak kötü şey göze batabilir.

Sade çok zor ve cesur bir şey. Direkt ve sahici, titreşimli. Eskilerin çok güzel bir sözü vardır, “sade olmakla çok azametli”. Uydurma hikayeler sevmiyorum. Sahte senaryolar, uzun uzun anlatımlar, hikaye uydurmalar, çabalar bana göre değil…

i ♡ simple / normal is so sexy 🙂

Yurt dışıyla da bağlantıların var diye gördüm. Hatta geçtiğimiz ay Amerikalı Sanat Eleştirmeni, Jerry Saltz senin eserlerini paylaşmıştı. Yurt dışında üretim yapmak, oralarda bir sergi gibi planların var mı?

Evet, New York Magazine’in sanat eleştirmeni Jerry Saltz beni Instagram’dan takip ediyor, işlerimi beğeniyor ve paylaşıyor, hakkımda güzel kritiklerde bulunuyordu. Refik Anadol ile kavgasından hemen sonra yine beni paylaşması ve Türk olmam sanat çevresinde dikkat çekti sanırım.

New York ve Paris’ten birkaç galeri eserlerimi istedi ve davet etti. Bir de Yasemin Kozanoğlu ile güzel bir diyaloğumuz var, kendisi İbiza’da yaşıyor artık. Birkaç Amerikalı sanatçı ve enim işlerimle bir proje yapmak hazırlığında. Kendisinin ve annesi Ahu Tuğbay’ın sanat koleksiyonlarına da ayrıca bayılıyorum.

Son olarak, eserlerini görmek isteyenler nereden ulaşabilir? Yakın zamanda kişisel bir sergi olacak mı?

Pg Art Gallery’den ulaşabilirler. Ayrıca Instagram hesabımı da çok aktif kullanıyorum ve önemsiyorum. Sergi olarak da Ayşegül Sönmez ile çok sürprizli bir proje hakkında konuşuyoruz ama şimdi detay vermeyeyim büyüsü kaçmasın 😊

Pırıl Arıkonmaz ile çalışmaya devam ediyorum, hem kendisinin hem de Pg Art Gallery’nin enerjisine bayılıyorum. Benim için sanattan çok sanatçı, sanatsever ve sanatı alıcısıyla buluşturan ruh önemli, yoksa her yerde resimler, sanatçılar, galeriler var… Seninle konuşmak çok keyifliydi, çok teşekkür ederim!

Benim için de öyleydi, ben teşekkür ederim! Sürprizli projeler için çok heyecanlandım, takipteyim 😊

Kapak Fotoğrafı: Instagram.com/@jemappellemacid

İlginizi çekebilir: Burcu Dimili’den Melike Kuş Röportajı