Eşimin işi sebebiyle çocuklarla Milano’da kaldığımız süre boyunca geçirdiğimiz günler sıradan gözükmesine rağmen gökkuşağı gibi birbirinden güzel renkler ve anlar içeriyordu. Hatta bazen bazı keşifler sayesinde günümüz bir şölene dönüşüyordu. Bu yazımda ise sizlere keşfettiğim çok özel bir pizzacı olan Berberè Pizzeria’dan bahsetmek istiyorum. Her ne kadar pizzanın tarihi Napoli’ye dayansa da ve bu sebeple en lezzetli pizzanın Napoli’de yenileceği düşünülse de bence sağlıklı ve organik beslenmenin öneminin vurgulandığı bu çağa özenle uyum sağlamış olan Berberè Pizzeria’nın pizzalarını mutlaka denemelisiniz.

Berberè Pizzeria

İlk kez Ferzan Özpetek’ten duyduğum ve gitmek için sabırsızlandığım Berberè Pizzeria’ya gidiyoruz bir akşam. Şubeleşmiş bir pizzacı olmasına rağmen oldukça butik bir tarzı var. İtalyanın birçok şehrinde şubeleri var. Sadece Milano’da ise 5 şubesi bulunuyor. Biz evimize en yakın olanına Porta Romana’dakine yürüyerek gitmeyi tercih ediyoruz. Bagni Misteriosi’nin biraz ilerisinde bulunuyor tercih ettiğimiz şubesi. Sokak arasında sade bir girişi olan, dışarıda birkaç masasıyla küçük ama sevimli mekâna varıyoruz. Keyifli, modern retro bir dekorasyona sahip bir pizzacı. Bence Milano’nun en lezzetli pizzalarını yapıyor. Sihri ise canlı ekşi mayadan geliyor. Taze ürünlerle hazırlanıyor. Mayasından ötürü yemekten sonra hiçbir rahatsızlık hissetmiyorsunuz. İtalyanların mutfak konusunda en önemli püf noktalarından biri kullandıkları malzemelerin kalitesi. İtalyanlar’ın sıklıkla kullandığı, Jean-Anthelme Brillant Severian’ın “Dimmi quel che mangi e ti dirò chi sei.” (Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleceğim) sözünü bana anımsatıyor. Metaforik olarak, bir ülkenin yiyecek tüketimi ülke kültürünün DNA’sını yansıtıyor diyebiliriz. İtalyanlar’ın ise yeme içme sanatına verdikleri önemi malzeme kullanımında gösterdikleri özenden anlayabiliriz. Berberè Pizzeria da bu özeni rahatlıkla gözlemleyebileceğimiz bir pizzacı. Bu özen sayesinde de ortaya çıkan ürünler etkileyici oluyor. Oldukça hafif, içi yumuşak dışı çıtır el yapımı pizzalar gerçekten bağımlılık yapıyor. Farklı alternatifler deneyebilmeniz için pizza boyutları çok büyük değil.

Sağlıklı Seçenekler

Pizza yapımında kullandıkları un, özel olarak üretilmekte. Taşta öğütülen yarı kepekli bir un kullanıyorlar. Bu tür un, yüksek oranda rafine edilmiş olanlardan daha besleyici çünkü tahıldaki lifi, vitaminleri ve eser elementleri koruyor. Hamur ise un, su ve canlı ekşi maya ile günlük hazırlanmakta ve 20 ile 24 derece arasında kontrollü oda sıcaklığında 24 saat dinlenmeye bırakılmakta. Kırık buğdayın kendi kendine fermantasyon süreci sayesinde elde edilen, çok hafif ve ilave maya içermeyen, nişasta hidrolizi ile yapılan bir hamur çeşitleri daha bulunuyor. Mulino Marino tarafından seçilen 8 un ve 4 farklı tohumla yapılan sürdürülebilir ve dengeli, çok tahıllı bir hamur olan Biodiverso’yu da mutlaka denemenizi öneriyorum. Pizza hamuru dışında tüm malzemeler ise büyük ölçüde organik ürün satan şirketlerden veya küçük çiftliklerden geliyor.

Lezzetli pizzaların haricinde pizzanın çıtır kenarlarına daha da lezzet katmak için yarattıkları leziz sosları da denenmeye değer. O çıtır kenarları batırarak yediğiniz soslara gerçekten doyamıyorsunuz. Menüde yer alan bir diğer sürprizli ürün ise kızarmış ekşi mayalı hamurlar. Bizim pişimizi andırıyor ama farklı malzemelerle tatlandırılmış. Bir çeşidini tattıktan sonra tüm çeşitleri denemek isteyeceksiniz.

Çok tercih edilen bir pizzacı olduğu için de mutlaka rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Biz de keyifli bir şarap eşliğinde birbirinden leziz çeşitlerin tadına bakarak pizzaya doyuyoruz. Sıradan bir günümüzü bir şölene dönüştürüyor Berberè Pizzeria. Tadı damağımızda yaptığımız kısa bir yürüyüş sonrası evimize dönüyoruz. 

Kapak Fotoğrafı: Damla Anol Erol

İlginizi çekebilir: Damla Anol Erol’dan Pizzeria Trianon da Ciro Leone