Baby Reindeer: Taciz Kavramına Yeni Bir Boyut Getiren Mini Gerilim Dizisi
İskoç Komedyen Richard Gadd’ın ellerinden çıkan bu yapım, yayınlanana dek neredeyse hiç kimsenin haberdar olmadığı veyahut merakla beklemediği bir işti. Fakat geçtiğimiz günlerde Netflix’te gösterime giren bu mini dizi, izleyicileri global çapta adeta esir aldı. 7 bölümden oluşuyor olması, bölümlerin çok uzun olmaması, anlatının sürükleyiciliği ve sırtını tamamen merak unsuruna yaslamayıp gerçek anlamda bir karakter işleme derdine düşmesi ile oldukça büyük bir etki alanı yarattı. Açıkçası bu tarz hikayelerde Netflix’in nitelikten çok niceliğe önem verdiği bir dönemden geçtiğimiz için, yabancı kaynaklardaki uçsuz bucaksız övgülerin ne kadar gerçekçi olup olamayacağını bir sorguladım ben de en başta. Dizi bittiğinde ise biri tarafından dinlene dinlene dayak yemiş gibiydim…
18 yaşından küçüklere önerilmeyen dizinin konusu şöyle. Donny Londra’nın merkezinde bir pubda barmen olarak çalışan bir adam. Hayalleri ise komedyen olmak üzerine kurulu. Eski sevgilisinin annesinde yaşıyor çok uzun süredir (Yanlış okumadınız). Ayrıca çok da matah bir komedyen değil, performanslarına şahit oldukça bunu kolayca kavrıyoruz. Ama şöyle de bir durum var, geçmişinde yaşadığı bazı travmaların sonucunda, sevilmeye ve ilgi görmeye muhtaç olduğu bir dönemden geçiyor. Maalesef böylesine kırılgan bir dönemde de hikayeye çok büyük bir ruh hastası giriyor. Martha. Martha’nın bir gün pub’a gelmesi ve Donny’nin ona bir şeyler ısmarlaması, bulunduğumuz evrende dibi görünmeyen bir delik açıyor, Donny de bu delikten aşağı adeta balıklama atlıyor, devamında yaşananlar izleyiciyi buz kestiriyor. Dizideki tüm deliliklere dair en önemli detay ise, her şeyin gerçek bir hikayeye ve kanıtlara dayanıyor olması…
Editör Notu: Yazının devamı spoiler içermektedir.
Donny’nin polise gidişiyle başlayan hikaye, anlıyoruz ki uğradığı tacizlerin bambaşka bir safhaya gelmesinden sonra yaşanıyor. Polis de neden bu kadar geç geldiğini sorgulayınca, dizi bize olayları anlatmaya başlıyor. 5 yıl boyunca aldığı on binlerce e-posta ve yüzlerce ses kaydı yüzünden halihazırda pek de iyi durumda olmayan psikolojisi hurdaya çıkan Donny, bizi de bu bataklığın içine çekiyor sanki. Martha’nın bara ilk girişi, ünlü bir avukat olduğunu söylediği halde hiç parasının olmaması vesaire derken daha en başta şüphelenmeye başlıyoruz, sıkıntının boyutunu tanımlamaya çalışıyoruz. Maalesef Donny arkadaşımızın içinde bulunduğu duygusal boşluk bu elden ele gezen ‘redflag’leri gözardı etmesine sebep oluyor. Kadın buna ilgi gösterdikçe, her ne kadar fiziksel bir çekim hissetmese de resmen o hastalıklı aurasına kapılıp oradan oraya çuval gibi savruluyor. Devamında sevgili yaptığı andan itibaren izleyici olarak en büyük korkum, sevgilisi ile Martha’nın yüz yüze gelecekleri ana tanık olmaktı. Korkularımda da haklı çıktım, resmen ÇİĞ ÇİĞ yedi kadını herkesin önünde.
Tüm bu ürpertici olaylar silsilesinde mevzunun Donny’nin annesine babasına varış şekli de çok tatsızdı. Ama orada şöyle garip bir şey oldu, gerilimin daha da artacağını düşündüğüm o aile içi sekanslarda baba karakterine kahkahalarla güldüm, resmen ilaç gibi geldi. Devamında da tecavüze uğradığı bilgisini insanlarla paylaştığı videonun dolaşıma girmesiyle tekrar ailesinin yanına gitmesi ve orada tekrar tansiyonun yükseleceğini düşünmem hata oldu. Bu sefer de 7 bölüm boyunca görmediğimiz cinsten, aşırı duygusal anlar yaşandı, baba oğul arasındaki o anlar cidden darmaduman etti beni. O malum bölümde arka arkaya yaşanan istismar olaylarının yarattığı zihinsel ve fiziksel tahribat, böylesine içten bir şekilde aile ile paylaşıldığında annesi ve babasının tepkileri tüylerimi diken diken etti özetle. Bu arada “Sent from my iPhone” notuyla ve imla kurallarını dozerle yıkan Martha’nın e-postaları ise bildiğim İngilizce’yi de unutturdu bana. Böylesine bir delinin, taciz geçmişi bu seviyede olmasına rağmen hala dışarıda kalabiliyor olması korkunç. 9 ay hapis yattıktan sonra çıkıp başkalarına dadanmış mı diye bakmaya gönlüm el vermedi…
Sinema dünyasına ve filmlere dair paylaşımlarıma Instagram üzerindeki film blogumdan (@atıptutuyorum) ulaşabilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Baby Reindeer
İlginizi çekebilir: Eralp Alper’den Ripley
İlk yorumu siz yazın!