Archive: Sıra dışı Bir Trip Hop Grubu Mercek Altında
Bu hafta İngiliz trip hop grubu Archive’ı mercek altına alıyorum. Grup, 12 Haziran tarihinde Zorlu PSM’de bir konser vermek üzere ülkemize geliyor. Archive, trip hop grubu olarak yola çıksa da zaman zaman progresif rock’a kayan albümlere de imza attı.
Archive, ilk olarak 1994 yılında Darius Keeler, Danny Griffiths, Roya Arab, Rosko John’dan oluşan kadrosuyla kurulup, birkaç single çıkardıktan sonra 1996 senesinde dağıldı. Ancak kısa bir süre sonra başka üyelerin katılımıyla bir araya gelip ilk albümü olan Londinium’u yayınladı. 1996 yılında çıkan albümde, Underworld grubundan Karl Hyde’ın da katkısını görüyoruz. Özellikle albümün en güzel parçalarından olan “Headspace”de bas çalan Karl Hyde, parçaya ayrı bir tat katmış. Flütlü kısmı da çok güzel olan “Headspace”, Urban Species – Imogen Heap’in harika parçası “Blanket”e de oldukça benzer. Albümün diğer sevdiğim parçaları ise, “Londinium”, “Skyscraper” ve “Organ Song”.
1999 yılında Take My Head isimli ikinci albümde grup elektronikten biraz sıyrılıp, rock’a daha doğrusu progresif rock’a yelken açıyor. Vokallerde Suzanne Wooder yer alırken, davulda Matt Martin’i görüyoruz. Albümde rap – hip hop tarzı vokaller yok. Grubun en güzel parçalarından biri olan “You Make Me Feel”in öyle güçlü bir melodisi vardır ki kendini adeta balyozla vurarak kafanıza sokar ve bir daha unutmamanızı sağlar. “Cloud In The Sky” ve “Rest My Head On You” albümün diğer cevherleridir.
2002 tarihli You All Look The Same To Me albümünde grubun daha da progresif rock’a kaydığını görüyoruz. Craig Walker’ın vokalde yer aldığı bu albümde, bence grubun en güzel parçası olan 16 buçuk dakikalık destansı “Again” yer alır. Şarkı, girişiyle birlikte yavaşça size kendini tanıttıktan belli bir süre sonra sizinle bütünleşir. Yer yer post rock’a da göz kırpan bu parçayla adeta simbiyotik bir yaşam formuna dönüşürsünüz. Albümün diğer güzel parçasıysa “Meon”dur.
Dördüncü albüm Noise, 2004 yılında piyasaya çıkıyor. Vokalini sevdiğim Craig Walker bu albümde de var. Bence albümün ağır topları ise “Fuck U” ve “Pulse”. Sonraki albüm 2006 yılında çıkan Lights. Bu albümde vokale Pollard Berrier geçer. Albüme ismini veren parça “Lights” gerek yapısı, gerek uzunluğu ile “Again”e benziyor. “I Will Fade” ile birlikte albümün en güzel parçası olmasına rağmen “Again”in bir tık altında kalıyor.
2009 yılında Controlling Crowds albümünün önce ilk üç bölümü, daha sonra ise dördüncü bölümü yayınlandı. Pollard Berrier’in dışında vokallerde ilk albümden tanıdığımız Rosko John’u da görüyoruz. Grup, bu albümle köklerine, yani trip hop’a bir dönüş yapmasına rağmen rock öğeleri de kaybolmaz. “Pills”, “The Empty Bottle”, “Remove” ile beraber albümün öne çıkan parçalarından olan “Bullets,” Portishead’in “The Rip” parçasını andırır.
Sekizinci albüm With Us Until You’re Dead 2012 yılında piyasaya çıktı. Bu albümde de grup standartını korudu. “Stick Me In My Heart” ve “Calm Now” benim bu albümden seçtiğim parçalar. 2014 tarihli Axiom albümü, siyah beyaz kısa bir filmle birlikte çıktı. Filmin konusu, distopik bir dünyada insanların çan sesleri tarafından kontrol edilmesi. Albümün öne çıkan parçasıysa “Baptism”.
2015 tarihli Restriction albümünde “Half Built Houses” isimli güzel bir piyano parçası var. Açılış parçası “Feel It”de surf rock tınıları duymamız grubun ne kadar geniş yelpazede müzik yaptıklarının bir kanıtı. Sonraki albüm olan The False Foundation 2016 yılında görücüye çıkıyor. Bu albümde industrial türü de dahil karanlık elektronik öğeler bayağı yoğunken, bir yandan da piyano hakimiyetinde sakin şarkılar var. Öne çıkardığım parçalar, “The False Foundation”, “Stay Tribal” ve drum machine destekli bir ballad olan “Bright Lights”.
Grubun son albümü 2022 tarihinde yayınlandı. Call To Arms And Angels isimli albüm 17 şarkılık gayet uzun bir albüm olmuş. Albümle beraber bir de Super8: Call To Arms And Angels isimli bir belgesel yayınlandı. Albümün öne çıkardığım şarkısı “Freedom” oldu. Ancak parçanın piyano ve vokalli, dingin ikinci bölümü bence biraz fazla uzun olmuş. Stüdyo albümleri dışında grubun dikkat çekici bir başka çalışması da 2003 tarihli Michel Vaillant filminin soundtrack’idir. Albümde, “Bridge Scene”, “Come To Me”, “Vaillant Theme”, “Vaillant”, “Night Time” gibi güzel parçalar yer alır.
Grubu bir özetlersek Archive, trip hop olarak başladığı yolda progresif rock, psychedelic rock gibi türlerden de çok güzel örnekler verdi. Kendimce yaptığı müziğe trip prog diyorum. İki türü birbirine harmanladığında bir türü diğerinin sadece sosu olarak kullanmadı. Bence bazen çikolatalı dondurma, bazen de dondurmalı çikolata tadı verdi.
Kapak Fotoğrafı: Anadolu Ajansı
İlginizi çekebilir: Ceren Avcu’dan ‘Dark Wave’in Türkiye’deki Yükselişi
İlk yorumu siz yazın!