Artun Özoğlu’nu birçoğumuz ulusal çapta ün ve takdir görmüş Yaşlı Amca’nın vokali olarak tanıyoruz. Grubun zaman içerisinde kendini ilerleten müzik tarzı ve kült olarak sayılabilecek dinleyici kitlesinin Türkçe rock bağlamında en büyük kitlelerden birine dönüşmesi sürecinde Özoğlu’nun duygu dolu vokalleri ve söz yazarlığı dikkat çekiyor. 21 Haziran tarihinde çıkardığı “Radikal” ve 2 Ağustos tarihinde çıkardığı “Şikayet”  isimli teklileri ile solo kariyerine de ilk adımlarını atan sanatçı, 19 Temmuz tarihinde Yaşlı Amca’nın yayınladığı “İleri” şarkısı ile sanat üretimine ara vermeden devam ediyor. Biz de kendisiyle hem Yaşlı Amca bağlamındaki üretimi hem de solo teklileri ile yaşanan tarz değişikliği hakkında konuştuk. 

Selam Artun! Öncelikle röportaj yapmayı kabul ettiğin için teşekkür ederim. Ayrıca hem solo kariyerine dair atılımların olan “Radikal” ve “Şikayet” teklilerin hem de hepimizin severek dinlediği Yaşlı Amca grubu olarak çıkardığınız “İleri” teklisi için tebrik ederim. İlk olarak solo kariyerine dair bu atılımlar hakkında konuşmak istiyorum. Bu tekliler ile birlikte müzikal tarzında büyük bir değişimi görebiliyoruz. Yaşlı Amca olarak daha geleneksel bir Türkçe rock soundına sahip işler üretirken solo kariyerinde bundan çokça uzakta bir tarza sahipsin. Zira solo olarak çıkardığın bu iki teklide hip-hop, synthwave, synth pop ve hatta armonik olarak incelediğimizde füzyon caz diyebileceğimiz janrları harmanlıyorsun. Peki sen kendi müziğini ve sanatını nasıl tanımlıyorsun?

Selamlar ve teşekkürler. Yaşlı Amca ile bir ömür devam, öncelikle bunu söylemek isterim. Türkçe Rock olarak bakıyoruz oradaki müziğimize. Hala en sevdiğim, en keyif aldığım yönde stüdyoda tıngırdatarak yapıyoruz onu. Solo işlerde ise sevgili Egemen Özkasnaklı ile başka bir yolculuğa çıktık. Oradaki tarzı emin olun ben de tam bilmiyorum. Doğaldır ki genellikle bir tarz üzerinden gitmek yerine doğal akışta ne çıktığına bakan bir müzik algısı var diyebilirim iki mutfakta da. Umarım beğenirsiniz, saygılar 

Sorulara solo olarak yayınladığın bu iki tekli ile devam etmek istiyorum. Önceki soruda da belirttiğim üzere kariyerine yeni bir boyut kazandırarak daha da eklektik bir müzisyen olma yolunda ilerliyorsun. Solo kariyerinizdeki bu yeni yönelimin, Yaşlı Amca grubuyla olan müzikal kimliğinle nasıl bir etkileşimde bulunuyor ve grupla birlikte çalışırken edindiğiniz deneyimler, solo kariyerinizdeki müzikal kimliğini nasıl şekillendirdi? Seni böylesine daha deneysel bir noktaya iten etkenler neydi?

Grup her zaman bir adım önde geliyor hala bana. Doğal bir tını kovalamak , üstelik bundan da keyif alıyorsan bence müziğin bilinmezliğini en güzel yüceltme şekli. Tamamen yazılı bir orkestranın da güzelliği ayrı, doğaçlamanın güzelliği çok ayrı.  Solo yolculuğumda daha tasarlanmış bir dünya var, bu bana hoş ve farklı geliyor. Yoluma yön veren şarkıların kendi tarzı oluyor gibi hissediyorum.

Yaşlı Amca ile ürettiğiniz müzik ile solo olarak ürettiğin müzik arasında radikal bir fark olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu denli keskin bir dönüşümün dinleyici üzerinde bıraktığı etki bizler için bir merak konusu. Keza müzik endüstrisinde farklı türleri alışılagelmedik bir şekilde birleştirmek oldukça cesur bir adım. Dinleyicinin bu geçişe tepkisi senin gözlemlerince nasıldı?

Güzel tepkiler aldım, özellikle grubun sıkı takipçileri sağ olsunlar. Benim buna cesur bir adım gibi bakmadığımı belirtmek istiyorum çünkü grubun tarzının bozulmadığını umuyorum zira zaten farklı hikayeler. Her şarkıya ve sahneye kendimi vermeyi sevdiğimden adım adım ve keyif alarak devam etmek istiyorum. Rock hala açık ara içimdeki etkisi ve sevgisi en yüksek müzik tınısı. O ben bilerek yapmasam bile mutlaka solo yolculukta bir şekilde kendini hissettiriyor gibi geliyor bana.

Yaşlı Amca ile olan serüvenin hakkında hepimizin merak ettiği bazı şeyler var. Her ne kadar solo kariyerinle müzikal anlamda kariyerine bir çok boyutluluk katmış olsan dahi grubun da yıllar içerisinde büyüyerek geliştiğini gözlemledik. Bize Yaşlı Amca ile olan serüveninden bahseder misin? Bu süreçte grup olarak yaşadığınız en büyük dönüm noktaları ve grubun geleceği hakkında neler söyleyebilirsin?

Biz topluluk olarak konser vermeyi, konsere kendimizi vermeyi içgüdüsel bir formda seviyoruz. Aynı his yeni şarkıları prova etmekle veya kaydetmekte de mevcut. Yıllar geçtikçe de tecrübelendik ve bunu sevdiğimizi kabullendik, bu bir dönüm noktası. Bu yıl daha çok kayıt yapmayı planlıyoruz albüme doğru. Albüm iki kısımdan oluşuyor ve ilk kısımdaki parçaların hepsini tekli olarak yayımlamaya devam edeceğiz. Yıl sonunda ise ikinci part geliyor.

Bir müzisyen ve sanatçı olmanın yanı sıra çok iyi bir dinleyici olduğunu görüyoruz. Ayrıca güftekâr olarak da oldukça başarılı olduğundan dolayı bunların yanında iyi de bir okuyucu olduğunu anlayabiliyoruz. Bu iki solo teklinin yapım sürecinde dinlediğin veya okuduğun ve yaptığın müzikte kendine bir referans noktası olarak gördüğün isimler var mı?

Çok teşekkür ederim, umarım gelecekte de böyle düşünmeye devam edersiniz. Güftekarlık veya yorum yapmak kesinlikle en zoru. Bence de farklı dallara ayırmak mantıklı ancak yine de küçükken müzisyenlik hakkında düşüncelerim tamamıyla çalmak, söylemek, beste yapmak ve yorumlamak olarak uzun süre aklımda yer etti. Doğru olduğundan değil. Ama öyle olunca da hepsine çalıştık. Dinlemek ise zaten her şey. Zaten bir lütuf, ama yalnızca şarkılar dinlemek de değil. Grubu da dinlemek, kendini de dinlemek. İçinden ne geliyorsa daha kolay oluyor öyle. Solo için referans sorusuna ise şöyle diyebilirim, bence o yolculuk tamamıyla 28 yıldır duyduğum diğer müzikler, izlediğim diğer filmler ve oynadığım diğer oyunların anımsaması. Gıcık tınlasa da şeffaf bir tanım yapmak istedim, affedin.

Tekrardan teşekkür ederim röportaj yapmayı kabul ettiğin için. Peki son olarak bundan sonraki planların ne? Bizleri nasıl projeler bekliyor?

Ben teşekkür ederim ve buradan dinleyenlere selam ve sevgi yolluyorum. Konserlerde görüşürüz. Bu sene bol şarkılı oluyor.

Kapak Fotoğrafı: Rutkay İnkayalı

İlginizi çekebilir: Ali Berk Perçiner’den Ağaçkakan ile: “Geceye” Albümü Üzerine