Uzay Müziği: Space Rock Türüne Bir Bakış
Her sene temmuz ortasında başlayıp ağustos sonuna kadar devam eden Perseid meteor yağmuru, bu sene en yoğun zamanına 12- 14 Ağustos tarihinde ulaştı. Swift – Tuttle Kuyruklu Yıldızı’ndan kopan parçaların oluşturduğu meteor yağmurunun zamanı gelmişken olayın temasına uygun olarak hem space rock müzik türüne bir göz atalım hem de adında uzayla ilgili öğeler geçen parçalardan örnekler verelim.
Space rock, 1960’ların sonunda progresif rock gruplarından doğdu. Pink Floyd’un ilk iki albümü olan The Paper Of The Gates Of Dawn ve A Saucerful Of Secrets bu türün öncülerinden olsa da asıl space rock’ın atası bence Hawkwind grubudur. Space rock’ın çok basit tarifini verirsek, bir tutam synthesizer alınıyor, distortion gitarlar ve hipnotik ayin tarzı kopmalı bölümler ekleniyor, bunlar uzay – bilim kurgu tarzı sözlerle kısık ateşte pişiriliyor ve güzel albüm kapakları sosuyla servis edilerek dinleyicilere sunuluyor. İçinde deneysel, saykodelik bölümler olan uzun parçalara bu türde sıkça rastlıyoruz. Ayık kafanın ürünü olmadığını düşündüren bazı şarkılarıyla dinlemesi çok da kolay olmayan bir tür.
Bu türün en önemli gruplarından Hawkwind, 1969 yılında İngiltere’de kurulmuş olup hâlâ aktif olarak müzik yapıyor. Hatta nisan ayının yeni albümleri yazımda grubun son çıkan albümü Stories From Time And Space’den bahsetmiştim. Kurucu üyelerinden sadece Dave Brock’un kaldığı grupta, 1971- 75 yılları arasında Motörhead efsanesi Lemmy’de yer alıyor. Mesela grubun en bilinen parçalarından olan “Silver Machine”de vokalde Lemmy var. Grubun sevdiğim parçalarından birkaç örnek vermem gerekirse “Levitation”, “The Fifth Second Of Forever”, “Master Of The Universe” ilk aklıma gelenlerden olmasına rağmen grubun bir parçası vardır ki space rock’da damar sıfatını hak ediyor. “Who’s Gonna Win The War” isimli şarkı, gerçekten yer çekimsiz bir ortamdaymışsınız gibi tüm vücudunuzu yerden keserek sizi uzaya götürüyor.
Pink Floyd, ilk iki albümünde bu türün güzel örneklerinden bazılarını verdi. Mesala “Set The Controls For The Heart Of The Sun”, bu türe ait, çok sevdiğim Pink Floyd parçası. İngilizlerden devam edersek, daha sonra hard rock’ın çok güzel örneklerini verecek olan Ufo, ilk albümlerinde space rock yapıyor. Nektar önemli İngiliz space rock gruplarından bir başkası. Türün bir diğer büyük grubuysa çeşitli ülkelerden müzisyenlerin oluşturduğu Gong. Grup, space rock’dan, caz – fusion’a geniş yelpazede bir müzik yapıyor. Macaristan’dan da ilginç gruplar çıktı. Mesela Omega önde gelen space rock grupları arasına giriyor. Benim favorim ise Solaris. Marsbeli Krönikak ve Martian Chronicles 2 albümlerine bir bakın. Almanlara geldiğimizde o ayrı bir yazı konusu olmalı çünkü space rock’ın Almanya’daki karşılığı olarak cosmic music – krautrock türleri çıkmış ve new age, post rock gibi birçok türü etkilemiş. Başka bir yazıda bu türün gruplarına değinirim ama Alman space rock gruplarından bir iki örnek vermek gerekirse progresif rock’ın en önemli gruplarından olan Eloy, space rock’ın da güzel örneklerini veriyor. Amon Düül ve new age grubu Tangerine Dream’in bazı albümleri yine bu türe göz kırpıyor.
Doksanlı yıllara geldiğimizde space rock, dream pop – shoegaze gibi etkilediği türlerle varlığını sürdürdü. Çok sevdiğim gruplardan Porcupine Tree’nin ilk albümleri de space rock içeriyor. Mesela “Stars Die” parçası tavsiye edeceğim parçalardan biri. İngiliz enstrumantal grup Ozric Tentacles, elektronik öğelerin de ağırlığıyla bence doksanlı yıllarda bu türün en iyi temsilcilerinden biri. “Vita Voom” parçasını mutlaka dinleyin. 2000’li yıllara geldiğimizde Muse gibi bazı gruplar, space rock’ın güzel örneklerini verirken aynı zamanda bu türden de etkilenen post rock’da başarılı albümler yapıldı.
Hepsi konu olarak uzayı almasa da isminde uzay ile ilgili sözler geçen parçalardan örnekler verelim biraz da. Aklıma ilk önce David Bowie parçaları “Space Oddity” ve “Starman” geliyor. Uzayla ilgili pek çok yapımda yer verilen bu parçalara, Elton John’un “Rocket Man”ini de ekleyebiliriz. Metallica’nın da coverladığı ancak orijinali bir başka olan Blue Oyster Cult’un parçası “Astronomy”, rock severlere tavsiye edeceğim çok güzel bir şarkı. İsminde ay geçen parçalardan ise Electric Light Orchestra “Ticket To The Moon”, Frank Sinatra “Fly Me To The Moon”, Savage Garden “To The Moon And Back”, The Police “Walking On The Moon” ve R.E.M “Man On The Moon” bir anda aklıma gelenler. İsminde güneş geçen parçalardansa The Animals “House Of The Rising Sun” ve Soundgarden “Black Hole Sun”ı örnek verelim. Son olarak Sheila And B. Devotion’un disco parçası “Spacer”ı hatırlayıp yazıyı burada bitirelim.
Kapak Fotoğrafı: Hawkwind
İlginizi çekebilir: Gürkan Sonat’tan Ayın Yeni Çıkan Albümleri
İlk yorumu siz yazın!