Bir kraliçe için kıyafetler ve aksesuarlar yalnızca üzerlerinde taşımak için değil, politik ve sosyal mücadeleler için de tercih edilir. Bu kıyafetler onları izleyen gözlere verilmiş olan bir mesaj niteliğindedir. Peki, acımasızlığı ve toplam altı evliliği ile bilinen eski İngiltere kralı VIII. Henry’nin eşlerinin bu zorlu saray hayatındaki tercihleri nasıldı? Kızından uzak tutulan Aragonlu Catherine, “Kesik başlı kraliçe” olarak anılan Anne Boleyn ve oğlunun büyüdüğünü göremeden hayata gözlerini yuman Jane Seymour… Bu üç kraliçenin saraydaki zırh tercihleri nelerdi? Gelin sarayın güçlü kadınları üzerinden modanın gücünü mercek altına alalım.

Fotoğraf: tudorsdynasty.com

Kraliçe olmak kulağa her ne kadar hoş gelse de kral VIII. Henry döneminde oldukça korkutucudur. O dönemde saray, erkek bir veliaht sahibi olamayan kral ve onun eşi için adeta bir savaş alanı gibidir. Çünkü kral son derece acımasızdır ve her an kraliçenin yerine gelebilecek olan yeni adaylar vardır. Kraliçelerin güçlerini gösterebilmesi için kullandıkları en önemli silah ise gardıropları olmuştur. Özellikle dönemin moda anlayışı ile ilgili saraya getirmiş oldukları yenilikler, siyasi ve kişisel amaçlarına göre yaratmış oldukları farklılıklar onlar için sözsüz iletişim aracı niteliğindeydi.

Tudor Dönemi Modası

Farthingale

ekran-goruntusu-2024-08-22-224858
Farthingale | Görsel Kaynağı: Pinterest

VIII. Henry’nin ilk eşi olan Aragonlu Catherine bir İspanyol prensesiydi. Farthingale ise Catherine’in İngiliz sarayına tanıtmış olduğu, elbiselerin altına giyilen koni şeklinde bir parçaydı. Bu parça kullanımı ise elbiselerin kalça kısmının genişlemesini sağlıyordu. Catherine’in İspanya’dan İngiltere’ye gelmesi ile birlikte İngiliz elbiselerinde de yavaş yavaş ‘farthingale’ tercih edilmeye başladı. ‘Farthingale’, genellikle soylu ve zengin kişilerin kullanmış olduğu bir parça oldu. Bu yüzden de sarayda bu parçayı taşıyan bir kadının soylu ve önemli bir kişi olduğu anlaşılabiliyordu.

Fransız Başlığı ve İngiliz Başlığı

ekran-goruntusu-2024-08-22-224923
Anne Boleyn-Fransız Başlığı, Aragonlu Catherine- İngiliz Başlığı | Görsel Kaynağı: Pinterest

Aragonlu Catherine, İspanyol tarzını İngiliz sarayında zaman zaman gösterse de başlık türünde, üçgen başlık olarak da ifade edilen İngiliz başlığını tercih etti. Zira, Catherine, siyasi ve kişisel amaçlarına göre hem İspanyol hem de İngiliz tarzını kullanıyordu. Örneğin; bazı kaynaklara göre, Catherine, Henry ile beraber eski Roma İmparatoru olan V. Charles ile yaptıkları bir görüşmede, altın ve incilerden oluşan İspanyol tarzı bir elbisesi giyip, İngiliz başlığı tercih etti. Yapmış olduğu bu seçim ise hem İngiltere’ye ve eşine hem de kendi topraklarına olan bağlılığını gösteriyordu. Catherine’in kraliçe olduğu dönemde yaşayan hanımlar da tıpkı onun gibi İngiliz başlığı tercih ediyorlardı, ta ki Anne Boleyn gelene kadar…

Henry’nin uğruna Anglikan kilisesini kurduğu Anne Boleyn ise Fransa’da yetişmişti ve İngiltere sarayına Fransız tarzını getirdi. Saçları tam kapatan İngiliz başlığı yerine, saçın ön kısmını açık bırakıp kulakları tam kapatan Fransız başlığı kullanmayı tercih ediyordu. Anne, sarayda kendinden emin tavrı ve kaliteli kumaşlardan dikilen elbiseleri ile kralın kadını olduğunu belli ediyordu. Onu gören hanımlar ise zaman içerisinde İngiliz başlığı yerine Fransız başlığı kullanımını tercih ettiler. Bu durum Anne’in kraliçeliğe yavaş yavaş yaklaştığının bir göstergesi oldu. Anne Boleyn bu zorlu saray savaşında Catherine’e karşı bir zafer elde etti ve uzun bir mücadelenin ardında kraliçe olmayı başardı. Ancak kraliçelik dönemi yalnızca üç yıl sürdü…

Ölüme Doğru Asil Bir Yürüyüş

ekran-goruntusu-2024-08-22-224944
Görsel Kaynağı: Pinterest

Moda, gücün bir parçasıydı ve Anne’de bunu çok iyi bilen bir kraliçeydi. Bazı kaynaklara göre kraliçe, mahkeme öncesi suçlamaları öğrendiğinde odasına çekilip kendisine elbise seçmişti. Bu durum ise muhtemelen sonunun nasıl olacağının farkında olan Anne’in yaşamının son anlarında dahi her bir santiminin kraliçe gibi görünmesini ve öyle hatırlanmak istediğini gösteriyordu.

Anne, her zaman olduğu gibi ölüme yürürken de görünüşüne özen gösterdi. Birçok kişi onun bir İngiliz kadını gibi değil Fransız kadını gibi göründüğünü düşünüyordu. Ancak Fransız başlığı tercihi ile bilinen Anne idam günü olan 19 Mayıs da İngiliz başlığı taktı. Yapmış olduğu bu hareket onun bir İngiliz olduğunu, İngiltere’ye ve sunulan iddialara rağmen İngiltere kralına ihanet etmemiş bir kraliçe olduğunu simgeliyordu. Belki de idamı izlemeye gelen halka, dindar bir İngiliz kadını ve kendisini halkına adamış bir kraliçe gibi göstermek istedi. 19 Mayıs 1536’da Londra Kalesinde idam edilen Anne Boleyn ile ilgili birçok tarihçi kendisine yöneltilen suçlamaların asılsız olduğunu savunuyor.

Tudor Kadınlarının Zırhı

ekran-goruntusu-2024-08-22-225010
Görsel Kaynağı: Pinterest

Jane Seymour, VII. Henry’nin üçüncü eşiydi. Kral, Anne ile evliliği devam ederken aynı zamanda Jane ile de birlikteydi ve Anne’in idamından kısa bir süre sonra evlendiler. Jane, Henry’nin yıllardır büyük bir arzu ile beklediği erkek çocuğunu dünyaya getirdi, ancak doğumdan kısa bir süre sonra hayata gözlerini yumdu.

Jane, kısa kraliçelik döneminde Anne Boleyn’in tam tersi bir moda anlayışını benimsedi. Anne döneminde tercih edilen Fransız başlığı ve Fransız tarzı elbiseler Jane döneminde tercih edilmedi. Jane, tıpkı Catherine döneminde olduğu gibi özellikle İngiliz başlığını tercih etti ve nedimelerini de bu konuda uyardı. Bu tercihi, kendisinin de Anne gibi “kesik başlı kraliçe” olarak hatırlanmasından korktuğu için bir zırh olarak mı yoksa Anne’i unutturup kendi dönemini başlatmak amacıyla mı kullanmıştı? Bu sorunun yanıtını tam anlamıyla bilmek mümkün değil ancak acımasız kralı ve ölüm günü bile görünüşüne dikkat eden zeki ve güçlü kraliçe Anne’i düşündüğünüzde her ikisi için de tercih etmiş olması muhtemel. Günün sonunda emin olduğumuz bir şey var ki o da Tudor döneminde kadınların modaya dair tercihlerinin altında siyasi, politik ve hatta sosyolojik nedenlerin gizlenmiş olduğu!

Kapak Fotoğrafı: rmg.co.uk

İlginizi çekebilir: Canan Sayitoğlu’dan Crown