Marie Sahba’yı birçoğumuz Türkiye ile kuvvetli olan bağları ve farklı kültürlerden beslenerek ürettiği müziğiyle tanıyoruz. Norveç, İran ve İstanbul üçgeninde ilginç bir yaşam öyküsüne sahip olan şarkıcı, Efe Demiral ile birlikte çıktığı Türkiye turunda hepimizin ilgisini ve sevgisini kazanmıştı. Ayrıca “A Billion Years Too Soon” isimli şarkısına ait klibin çekimini İstanbul ziyareti esnasında Galata Köprüsünde gerçekleştirmişti. Ülkemiz ile bu denli güçlü ve derin bir ilişkiye sahip olan Sahba’nın, şarkılarında da anlattığı hikayelerin ülkemize uğradığını fark edebiliyoruz. Norveçli müzisyenin; eylül ayınının 18,19,20 ve 21’inde gerçekleştireceği ve  Adana, Ankara, Diyarbakır ve Van’ı kapsayacak olan turneden önce biz de kendisiyle çok kültürlülük ve müziği üzerine konuştuk.

marie-sahba-press-photos-credits-cagla-caglar-3
Marie Sahba | Çağla Çağlar

Merhaba Marie! Bu röportajı kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Sanatına kattığın çok kültürlü his ile başlamak istiyorum. Müziğin, Norveç, Azerbaycan, İran ve İstanbul’dan etkilerle güzelce harmanlanmış. Bu, hem tarzında hem de söz yazarlığında açıkça görülüyor. Şarkı sözlerin neredeyse her zaman bir göçebelik hikayesi anlatılıyor. Bu farklı kültürel geçmişler, yaratıcılık sürecini ve müziğinde işlediğin temaları nasıl şekillendiriyor?

Merhaba, benimle röportaj yaptığınız ve güzel sözleriniz için teşekkür ederim! Bunların hepsi benim büyük bir parçam ve büyüdüğüm kültürleri harmanlamak çok doğal geliyor. Küçüklüğümden beri dinlediğim müzikler ve hala dinlemeye devam ettiğim müzikler, gerçekten tükenmez bir ilham ve itici güç.

marie-sahba-photo-by-emre-koktas-1
Marie Sahba | Emre Köktaş

Röportajımıza sahip olduğunuz çok kültürlü geçmişin ve bunun müziğin üzerindeki etkisiyle devam etmek istiyorum. Tanınmış diziler ve yayın platformlarında yer alan şarkınla küresel bir ilgi yakaladığını biliyoruz. Bu kadar kültürel olarak zengin yerlerde yaşamış ve müzik üretmiş biri olarak, hem köklerine sadık kalıp hem de küresel bir kitleye hitap etmeyi nasıl başarıyorsun?

Her zaman müzik yaptım çünkü bunu seviyorum, şöhret kovaladığım için değil, bu da otantik kalmamda büyük bir yardımcı sanırım. Amacım her zaman kendime ve başkalarına hitap eden, sahici hissettiren, hiçbir şekilde zorlanmamış müzik yapmak oldu. Bu yüzden bence bu, sınırlar ve kimlikler fark etmeksizin  pek çok insana hitap ediyor. En azından umarım öyledir.

marie-sahba-press-photos-credits-cagla-caglar-2
Marie Sahba| Çağla Çağlar

Daha önce de belirttiğim gibi, şarkılarını bir hikaye anlatmak için kullanıyorsun. Bir söz yazarı olarak, kesinlikle olağanüstü bir hikaye anlatıcısısın ve müziğinin bu unsuruna kıymet veriyorsun. Müziğin, genellikle güçlü bir duygusal anlatı niteliği taşıyor. Ayrıca, müzik yapmayı iyileştirici bir süreç olarak gördüğünü de biliyoruz. Bu da, oldukça zor ve ağır temaları incelikle ele almana yardımcı oluyor. Hikaye anlatımı senin için neden bu kadar önemli? Bu hikayeleri şarkılarına işlerken hangi süreçlerden geçiyorsun ve bu süreçte hangi ilham kaynaklarından besleniyorsun? Müzik yapmak, hayatın zorluklarıyla başa çıkmanın bir yolu mu senin için?

Müzik yapmak benim için her zaman hayatın zorluklarıyla başa çıkmanın bir yolu olmuştur. Çok küçük yaşta müzik yapmaya başladım ve bu, duygularımı ve deneyimlerimi kelimelere ve seslere dökme yolumdu. Bu, o kadar iyileştiriciydi ki yapmazsam patlayacakmışım gibi hissediyorum. Diğer taraftan, bu süreç aynı zamanda uzun ve zorlu da olabiliyor – özellikle ‘A Billion Years Too Soon’ albümümü yaparken düşündüğüm gibi – babam öldükten sonra yazdım ve bütün dünyam yıkılmıştı. Albümü tamamlamak gerçekten çok zor ama aynı zamanda çok önemliydi, her ne kadar bu kadar acı verici olsa da ve en kötü günlerde stüdyoda kanepede yatmak zorunda kalsam bile. Başardığım için gururluyum – babam da bununla gurur duyardı diye düşünüyorum.

marie-sahba-photo-by-emre-koktas-3
Marie Sahba | Emre Köktaş

Efe Demiral ile çıktığınız turne hakkında sormak istiyorum. Bu mini Türkiye turnesi, müziğinin çok kültürlü yönüyle bağlantı kurmana yardımcı oldu mu? Gittiğin şehirlerde ve sahne aldığın mekanlarda seni besleyen kültürel ilham kaynakları oldu mu?

Kesinlikle, %100! Türkiye’de zaman geçirmeyi ve müzik sahnesinin bir parçası olmayı çok seviyorum, çünkü Türk müziği dinleyerek ve programları izleyerek büyüdüm ve burada babamla sayısız tatil geçirdim. Türkiye’de ne zaman bulunsam ilham dolu ve mutlu hissediyorum. Ruhum burayı çok seviyor.

skjermbilde-2024-08-16-kl-10-21-56-kopi
Marie Sahba, Aleksander Sjølie | Aleksandra Suchkova

Tekrardan bu röportajı kabul ettiğin için tekrar teşekkür ederim. Son olarak, geleceğe dair planlarınız nelerdir? Bizi nasıl projeler bekliyor?

Beni konuk ettiğiniz için teşekkür ederim. ‘A Billion Years Too Soon’ albümümün deluxe versiyonunu yeni yayınladım ve bu sonbaharda Türk sanatçılarla çok özel işbirliklerini paylaşacağım. Ayrıca Efe Demiral ile Eylül ayında yeniden tura çıkacağımızı duyurmaktan büyük heyecan duyuyorum. Sabırsızlanıyorum!

Kapak Fotoğrafı: Emre Köktaş 

İlginizi çekebilir: Ali Berk Perçiner’den Artun Özoğlu Röportajı