Her ne kadar “başarı” kelimesinin tanımı kişiden kişiye değişse de ben çocukluk hayallerini gerçekleştiren insanları her zaman başarılı saymış ve bu başarı öykülerini ilham verici bulmuşumdur. Bir insanın hayallerini hayata geçirebilmesi için az biraz cesur ve çokça girişimci bir ruha sahip olması gerektiğine inanıyorum. Kendine meydan okumak, akıldan ve belki de kalpten gelen cesarete tutunarak dış faktörlere ve seslere takılmadan hayallerinin peşinden gitmek hiç de kolay olmasa gerek. Ancak eminim ki etrafımızda, geleneksel 8-5 mesai döngüsünün bir parçası olmayı reddetmiş ve sahip oldukları girişimci ruhla hayallerini gerçeğe dönüştüren cesur yürekler vardır. Bugün, markanın da isminden anlaşılacağı gibi “Mon Rêve” (Hayalim) olan, yolumun çok tesadüfi bir şekilde kesiştiği, bu cesur yüreklerden biri olan Elifcan Çebi’nin girişimcilik yolculuğunu yaptığım röportajla sizlerle paylaşmak istiyorum. 

img_3291-5
Elifcan Çebi | Fotoğraf: Deniz Yazıcı

Mon Rêve Chocolat’ın kurucusu olan Elifcan, çocukluk hayalini gerçeğe dönüştürerek çikolata tutkusunu bir meslek haline getirmiş girişimci bir ruh. Yenilikçi yaklaşımı ve kendine özgü reçeteleriyle artizan çikolata yapımında kalıpları kırarak bu sanatı yeni bir seviyeye taşıdı. Dilerim ki Elifcan Çebi’nin ilham veren hikâyesi, hayallerinin peşinden gitmekte tereddüt eden, kendine meydan okumaya çekinen birçok insana, özellikle de kadın girişimcilere cesaret verir. Hayattan korkmadığınız günlerde, keyifli okumalar dilerim!

Sevgili Elifcan, röportaj teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Öncellikle seni tanıyarak başlayalım istersen. theMagger okuyucularına kendinde bahsedebilir misin? Elifcan Çebi kimdir?

Merhaba, 1986 Ankara doğumluyum. Tipik bir Karadeniz kızıyım. 🙂 Çocukluğum üniversite yıllarına kadar Ankara’da geçti. Daha sonra İzmir’de Çalışma Ekonomisi okudum. En sonunda İstanbul’a yerleştim. Elim kolum ayağım olan beni her zaman destekleyen 11 yaşında Ada isimli bir kız çocuğu annesiyim.

img_3310-2
Mon Réve Chocolat | Fotoğraf: Mon Réve Chocolat

Elifcan, peki kendinde bu yeteneği ne zaman keşfettin? Çikolata şefi olmana, seni bu alana yönelmene vesile olan birisi ya da bir rol modelin oldu mu?

Çocukluğumdan beri mutfakta zaman geçirmeyi hep çok severdim. Çalışan bir annenin çocuğuyum, annem işten gelip yemek hazırlarken onunla mutfağı paylaşıp sohbet ederken; fırına, akşam çayı yanına, kurabiye yapıp koyardım. Anneannemin eli çok lezzetliydi; incir reçeli, dağ çileği reçeli, sabaha karşı uyanıp kahvaltıya hazırlanan su börekleri… Bayram sofralarımızın bir geleneğiydi. Onu yemek yaparken izlemek bana hep çok keyif verirdi. Çikolatayla tanışmam ise ilkokul çağlarında kalın bitter tablet çikolataları ile başladı. Teyzem Avrupa seyahatlerinden dönerken getirirdi.  Büyük dayım Almanya’da yaşardı, fındık zamanı Türkiye’ye gelirken mutlaka bir valiz çikolata taşırdı. Çikolataları bıçakla dilimleyip günlere bölerek yediğimi hatırlıyorum. Çikolata yapmaya tesadüf eseri bir workshop’a katılarak başladım ve o saniye büyülendim. Sıcak erimiş çikolatanın kokusuna, dokusuna ve onunla çalışırken tat ve uyum konusunda tamamen özgür olabilmeye hayran kaldım. Reçetelerin katı bir tarifi yok. Düşünsene sen acı sev ben tatlı. Sen kremanı chili biberle demle; ben ise çikolatama katmak için marmelat kaynatayım. Yapılırken bu kadar kişiselleştirilebilen bir ürün yok. Canın nasıl isterse o malzemeyi kullanıyorsun.

img_3297-2
Mon Réve Chocolat | Fotoğraf: Mon Réve Chocolat

Mon Réve fikrine kadar hangi süreçlerden, yollardan geçtin Elifcan? Bize biraz Mon Réve Chocolat’ın kuruluşundan bahseder misin? Mon Réve Chocolat’ın hedef kitlesi kimler?

Mon Réve Chocolate aslında benim diğer iki marka deneyimimden sonra geçmiş bilgilerim, hatalarım ve yeni hayallerimin harmanından ortaya çıktı. İlk markam şekersiz çikolata üzerine, şeker eklentisiz tablet çikolata üretiyordum. Daha sonra İngiltere’ye yerleşme kararı aldım ve Brighton’a taşındım. Orada çok fazla çikolatacıyla tanıştım, çikolata üzerine eğitimimi devam ettirirken bir yandan da pazar araştırması yapmak için çok fazla seçenekle karşılaştım. Sadece İngiltere’yle sınırlı tutmak haksızlık olur Fransa ve Belçika seyahatlerimde de bu pazarı gözlemleme fırsatı yakaladım. Zaten tutkunu olduğum bir ürün var. Farklılaşmak, yeni uygulamalar ve tatlar yakalamak için müthiş olasılıklar mevcut. Çikolata çok kişiselleşebilen bir ürün. Her şeften bambaşka bir deneyim öğrenmek mümkün. İkinci markamı bu süreçte kurdum fakat pandemi sürecinin 2. yılında Türkiye’ye dönmeye karar verdim. Bundan sonra edindiğim bilgiler, üzerine çalıştığım reçeteler ve tecrübelerim doğrultusunda Mon Réve Chocolat hayata geçti. Kadınlar için 40 yaş; olgunluk, kendini daha hazır ve güzel hissettiğin yaştır ya, işte Mon Réve’de benim 40. yaşım. Daha çok tutkuluyum, tecrübeliyim ve en önemlisi yönümü biliyorum ve adım adım ilerliyorum.

img_3300-3
Mon Réve Chocolat | Fotoğraf: Mon Réve Chocolat

Bir marka yaratırken çok farklı dinamikler işin içine girebiliyor. Senin markanı yaratma sürecinde karşılaştığın zorluklar neler oldu? theMagger okuyucularına bir girişimci olarak bu yolculukta karşılaştığın zorluklardan bahsedebilir misin? Ve bu zorlukları nasıl aştın?

Hayalimin peşinde koştum aslında. Bana özgün reçetelerimi; kendime hiçbir sınır koymadan her biri özel her biri eşsiz bir ürün ortaya koymak ve bunu tüketicilerime her aşamasına kendim dokunarak sunmak istedim. Marka oluşturmak bir süreç ve bunun için mutlaka iyi destek alacağınız konusuna hâkim profesyoneller ile tanış olmanız gerekiyor. Ben hayal ettiğimi anlatıyorum bunu hayata geçirmek için beni anlayan logo tasarımından kutu seçimine hatta teknik ekipman alımına kadar bana yol gösterebilen insanların yakınımda olması benim açımdan büyük şans oldu.

Artizan çikolata yapımından ve üretim sürecinden bahsedebilir misin Elifcan? Artizan çikolata yapımındaki sır ustanın marifeti mi yoksa kullanılan malzemeler mi?

Artizan çikolata yapımında üretilen her ürünün arkasında insan emeği vardır, fabrika makineleri sürece dahil değildir. Sır ustanın marifetidir, elidir. Yüksek kalitede malzemeler kullanılarak elle üretilen çikolatalara artizan çikolata denir.

Türkiye ve dünyada artizan çikolataya talep nasıl? Ülkemizde hak ettiği gibi ve bilinçli bir şekilde üretiliyor mu?

Gittikçe yükselen bir eğilim var. Artık birçok semtte çikolata dükkanları görebiliyorsunuz. Dünyada her zaman el yapımı, el emeği ile hazırlanan ürün, değerli görülüyor. Çikolata da aynı şekilde kendisini gösteriyor. Kişiye özel çikolatalar dikkat çekiyor. Tasarım ürünler her sektörde olduğu gibi çikolatada da alıcısını buluyor.

Mon Réve Chocolat çok yeni bir marka olmasına rağmen kısa sürede ünlü markaların dikkatini çekti ve sana onlarla çalışma fırsatını sağladı. Mon Réve Chocolat’ta yakın zamanlarda nelerde göreceğiz? Markanla ilgili gelecek planların neler?

Evet markam henüz çok yeni. Fakat burada hatırlatmak isterim ki ben çok spesifik bir ürün yapıyorum. Tek çeşit kalıp kullanarak renkli bonbonlar üretiyorum. Çalıştığım markaların renklerine bürünerek müşterilerine premium çikolatalar sunuyorum. Kusursuz, parlak lezzetiyle akılda kalıcı bir deneyim sunmaya devam etmeyi ve müşteri portföyümü çeşitli sektörlerde genişletmeyi hedefliyorum. Yaratıcı projelerde yer almaya devam etmek istiyorum.

img_3298-4
Mon Réve Chocolat | Fotoğraf: Mon Réve Chocolat

Çok merak ettiğim bir şey var. Hepimizin kişisel hayat yolculuğunda farklı deneyimler yaşadığı için, çıkarımlarımız da kişiden kişiye değişiyor. Senin kişisel yolculuğunda bir marka yaratma ve böyle bir girişimde bulunma ihtiyacının sebebi, kırılma noktan neydi? Bir insanın girişimci olabilmesi ve mevcut döngüleri kırabilmesi için sence neye ihtiyacı var?

Ben hayallerimin peşinden koşmazsam, durup kendimi tekrarlarsam hayat enerjimi bulamam. Yeni bir girişimden hiçbir zaman korkmadım. Uygun fırsatı bulduğumda, hep adım attım. Taşınmaya karar verdim; buradaki işlerimin iyi gitmesine rağmen şirketimi kapattım, İngiltere’ye taşındım. Orada ilk fırsatta Ada’s Chocolate firmamı kurdum. Devam ettim, ürettim. Kızıma bu istikrarı yaşatmak istedim. Pandemi oldu. Dönmemiz gerekti, kapattım şirketimi, İstanbul’a döndüm. Düzenimizi kurdum ve yine ilk fırsatta yeni bir şirketle hayallerimi gerçekleştirme yolunda adımımı attım. Kırılma noktalarım birden fazla ama bunlar benim hayallerime ara vermeme hiçbir zaman neden olmadı. Hemen yolumu değiştirip başka bir yöne doğru hedefimi belirledim.

img_3301-2
Mon Réve Chocolat | Fotoğraf: Mon Réve Chocolat

Sence rekabetin çok olduğu bir alanda girişimci olmak zor mu peki Elifcan? Girişimciliğin karanlık tarafları neler?

Bir genelleme yapmaktan çok çekiniyorum bu soruya cevap verirken. Çünkü her sektör her girişimcilik hikâyesi kendi doğrularını ve yolculuğunu barındırıyor. Ben sosyal zekası kuvvetli, yüksek enerjisi olan bir kadınım. Karşımdaki insan kim olursa olsun bir iletişim, bir etkileşim sorunu yaşamadım. Ancak benim içinde bulunduğum spesifik alan kadın emeğine daha alışık olduğu için tüm hikâyeler benimki gibi gelişmiştir diyemeyeceğim. Girişimci olmak böyle bir yolculuğa çıkmak isteyenlere nacizane tavsiyem bunun bir iş olmayacağı 7/24 günün her anını her saniyesini buna ayırmaları önceden öngörmeleri ve buna hazırlanmaları. Bir anne olarak bu konu benim en büyük mücadelem oldu ve olmaya devam ediyor. Gün akışını hem kızıma hem de A’dan Z’ye ilgilenmem gereken işime ayırmakta zorlandığım ve bölünmeler yaşadığım bir gerçek. 

Bir girişimci girdiği sektör ne olursa olsun hayalini kurduğu bir tutku ile bağlı olduğuna emin olduğu bir alanı seçmiş olduğundan emin olmalı. Mutlaka hedef kitlesini ulaşmak istediği müşteriyi çok iyi tanımalı çok iyi araştırmalı ve ihtiyaç analizini iyi belirlemeli. Devamlılık çok önemli olduğu için benim gibi işin başında olan markalar mutlaka tedarik süreçlerini baştan iyi planlamalı. Aynı kalitede aynı standartlarda ürün üretebilmek için mutlaka doğru tedarikçiler ile uzun soluklu anlaşmalar yapmak lazım. Son olarak en kritik konu Türkiye gibi finansmanın çok zor ve pahalı olduğu bir ortamda mutlaka ilk birkaç yılı emniyet altına alacak sermayeyi sağlayabilmek gerekiyor. Çünkü yatırımlar ihtiyaçları mutlaka öngördüğünüzden daha fazla oluyor. 🙂

img_3302-2
Elifcan Çebi | Fotoğraf: Deniz Yazıcı

Girişimciliğin sana kattığı en büyük öğreti ne oldu?

Sanırım girişimciliğin bana kattığı en büyük öğreti asla vazgeçmemek oldu. Süreç ne kadar zorlu olursa olsun, şartlar ne kadar mücadele etmeyi gerektiriyorsa gereksin, eğer hayal ettiğiniz ve gerçekten iyi yaptığınız bir işe dört elle sarılıyorsanız, mutlaka tüketici nezdinde bir karşılığı olacaktır. Siz yeter ki işinizi aşkla yapın tüm yeteneğinizi sevginizi markanıza aktarın sizin yolculuğunuza omuz verecek size inanacak paydaşlarınız, müşterileriniz olacaktır. Ben en büyük desteği markam ve ürünlerimi tanıyan deneyen ve seven tüketicilerimin olumlu deneyimlerini çevrelerine anlatmaları ve Mon Réve Chocolat’ı gönül rahatlığıyla çevrelerine önermelerinden gördüm. Siz bir işi aşkla yaparsanız mutlaka bu pozitif enerji karşı tarafa geçiyor.

Kapak Fotoğrafı: Deniz Yazıcı

İlginizi çekebilir: Nuray İmre’den İstanbul’daki Artizan Çikolata Butikleri