Deniz Yenihayat ile: Mind the Mod Üzerine
Sizleri yeni tanıştığım ve ürünlerine bayıldığım bir marka ve kurucusu Deniz ile tanıştırmak istiyorum. Mind the Mod köpekler için İngiliz moda akımı “Mod”dan ilham alan ürünler tasarlıyor. Deniz ile markanın yaratım süreci, Mod kültürü ve köpeği Pixie’yi sahiplenme hikâyesi gibi konularda sohbet ettik.
Her şey Pixie’yi sahiplendikten sonra ona şık bir kaban dikmek istemenle başlamış. O yüzden önce Pixie’yi sahiplenme hikâyeni konuşmak istiyorum, Pixie ile yollarınız nasıl kesişti?
Birlikte büyüdüğüm, bebekliğinden beri benimle olan 15 yaşındaki köpeğim Ajda’yı 2019 Mart ayında kaybetmiştim. Bir köpeğin dostluğuyla yaşamaya çok alışmıştım ve sahiplendirme ilanlarını takip ediyordum. Pixie de 4 Ekim’de Seferihisar barınağından çıkarılmış, veteriner kliniğinde yeni yuvasını arıyordu. 4 Ekim hem bildiğimiz gibi Dünya Hayvanları Koruma Günü hem de Ajda’nın doğum günüydü. Pixie’yi görür görmez heyecanlandım. Muhtemelen yaz boyunca çocukların eğlenmesi için alınmış, yazlıktan eve gidişte de barınağa bırakılmıştı. İkimiz de biraz hüzünlüydük yani. Evimize ilk geldiği günlerde biraz şaşkın ve mesafeliydi. Eşim de ben de ona iyi hissettirmek için elimizden geleni yaptık. İlgimize ve sevgimize güvenmeye başladıkça aramızda da harika bir ilişki gelişti.
Yanlış hatırlamıyorsam zaten hali hazırda başka bir sektörde çalışıyorsun. Bunun yanında bir de marka kurmaya nasıl karar verdin?
Evet, 17 yıllık bir medya ve reklam sektörü geçmişim var. Hâlâ de yaratıcı yazarlık ve kreatif direktörlük yapıyorum.
Pixie hayatımıza girdikten sonra onun gündelik hayatı için gereken şeyleri tamamlamaya çalışıyorduk. Kışlık yağmurluk, ceket gibi ürünler bakarken Pixie’ye göre bir şeyler bulmakta zorlanıyordum. Kendisinde ciddi bir duruş fark ediyordum, bir yandan da biraz muzip bir tavrı vardı. Ben de aklımda ona göre bir şeyler tasarlamaya başladım. Nasıl bir kumaş, nasıl bir kesim olmalıydı? Pixie’nin kendine has havasını nasıl ortaya çıkarabilirdim?
Bunun için önce gerçek yünden özel bir İtalyan kumaş aldım. Fakat dikim aşamasına gelemeden pandemi başladı. Karantinadayken bir dikiş makinesi aldım, bazı denemeler ve kalıplar üzerinde çalışmaya başladım. Uzun yıllardır okuyup yazarak hayatını kazanan biri olarak ellerimle bir şeyler üretmek, yaratıcı düşünceyi bu kez fiziki bir ürün üzerine odaklamak çok hoşuma gitti. Zamanla bu üretimlerle ilgili birçok yaratıcı fikir birikti. Reklam sektöründeki deneyimim de işin içine girince Pixie ile giriştiğimiz bu işin bir markaya dönüşmesi sürpriz olmadı.
Mind the Mod ürünlerine bayıldım! Köpekler için bir marka yaratırken Mod kültüründen ilham almak aklına nasıl geldi? Mod kültürüyle ilgili seni etkileyen unsurlar neler? Bu yaratım sürecinden ve İngiliz Mod kültüründen biraz bahsedebilir misin?
Kişisel olarak İngilizlerin köpeklerle kurduğu ortak yaşam kültürü her zaman çok hoşuma gitmiştir. Kır gezintileri, piknikler, şehir hayatı… Köpeklerin dostlukları İngiltere tarihinde önemli bir yere sahip. Bu yüzden köpeklerle birlikte deneyimlenen gündelik yaşama dair fonksiyonel ve estetik birçok ürün geliştirmişler. Bir yandan da köpek geleneği tasarım alanında kendi klasik değerlerini yaratmışlar. Bunlara bakarak kaliteli ve şık İngiliz stilleri geliştirmek başlangıç motivasyonum oldu diyebilirim.
Bu da haliyle tasarım ve malzeme tercihimi derinden etkiledi. Bir İngiliz klasiği olan yün kumaşlar ilk koleksiyonumuzun ana malzemesi oldu, aksesuarlarda da birinci sınıf deri. “Yüksek kalite” anlayışı aslında köpek ürünleri segmenti için çok geçerli değildi. Çünkü köpek ürünlerinde genelde dayanıklı malzemeler ve fonksiyonellik ön plana çıkar. Bense stilin öne çıktığı bir yöne gidiyordum. Bu ters yöne gitme hissi aklıma efsane İngiliz modacı Mary Quant’ın yarattığı ilk mini etekleri getirdi. Gelenekçi İngilizler için gerçek bir şoktu! Aykırı olma halini çok sevdiğim Mod kültürü en başta ismimizi ve tasarımlarımızı belirledi. Mary Quant ve Mod yaratıcılarının fütüristik tasarımları ve renk seçimleri de bana ilham verdi.
Mod’lar 1960’larda Birleşik Krallığı moda ve müzikte etkisi altına alan bir akımın yaratıcıları. Mod kültürü havalı, şık, isyankâr ama cool olmak demekti. Klasik İngiliz kültürüne karşı modern olanı savunan, cesur olmaktan çekinmeyen gençliğin bir yansımasıydı. Sonrasındaki birçok kültürü ve modayı derinden etkiledi. Bu yüksek enerjinin Pixie’nin havasına uyacağını düşündüm. 🙂
Uzun zamandır köpeklerle alakalı markalara ilgi duyan biri olarak, ürünlerin güzel gözükmesinin yanı sıra kullanışlı ve hem köpekler hem de sahipleri için rahat olmasını da çok sevdim. Mind the Mod’u diğer köpek giyim ve tasma markalarından ayıran ne gibi özellikler, tasarım detayları var?
Ben de hayatımın çoğunu köpeklerle geçirdiğim için köpek giysileriyle ilgili çok fazla deneyime sahibim. Ajda çok kıpırdak bir çocuktu mesela, ona yağmurluğunu giydirmek çok zor olabiliyordu. Yani her köpeğin kendi alışkanlıklarına uygun ürünler aradığını çok iyi biliyordum. Bu yüzden modelleri tasarlarken olabildiğince fonksiyonel olmasına çalıştım. Zaten her aşamayı Pixie ile birlikte tasarladık diyebilirim.
Butik üretim yaptığım için dört ana beden belirledim. Bunların da kendi içlerinde geniş bir ırk skalasına uymasına çalıştım. Mesela iki-üç sıra çıtçıtlarla boyun ve göğüs bedenlerini modüler tuttum. Ayrıca giysilerle aynı kumaştan üretilmiş ek parçalarla da farklı beden özelliklerine uygun genişletme imkânı yarattım. Sadece iki hareketle giydirilip çıkarılabilen, modüler bir ana kalıp elde etmiş oldum böylece.
Pratik kullanımda giysilerin köpeği sıkmaması gerektiğini düşünüyorum. Köpekler ağır, sarıcı, sıkıcı giysilerden hoşlanmıyorlar. Bu yüzden buna kumaş seçimlerimde de dikkat ettim. Üst kısımda kullanılan gerçek yünlü kumaş hafif ve hava alan yapısıyla köpeğe ağırlık yapmıyor. Astarda kullandığım pamuklu kumaş da köpeğin cildini tahriş etmiyor ve tüyleri elektriklendirmiyor. Sonuç olarak giysiler çok hafif, minimal ve şık bir deneyim sunuyor.
Tasmalarda da doğal tabaklama yöntemiyle üretilmiş Buttero deri ve süetler kullanıyorum. Bunlar da hem köpeğin kullanım anında konforunu yükseltiyor hem de esnek yapılarıyla ani hareketlerde boynu koruyor.
Köpeklerle geçen her gün yeni bir şey keşfedebilirsiniz. Ben de Mind The Mod koleksiyonlarındaki tüm ürünlerin hem şık hem kaliteli hem de kullanışlı olması için tasarım süreçlerimi sürekli geliştiriyorum.
Aslında Mind the Mod çok yeni kurulmuş ve limitli sayıda, kaliteli ürünlerle yola çıkmış bir marka. Hali hazırda satışta olan ürünler çok güzel, ama yolda yeni ürünler de var mı? Kış da yaklaşmışken su geçirmeyen bir ürün çok güzel olurdu mesela.
Evet henüz çok yeniyiz; hareketli süreçler, heyecanlı keşifler yaşıyoruz. Koleksiyonumuzu sürekli genişletiyoruz. Ürünlerimizi kullananların geri bildirimleriyle modellerimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Bu yaz tasma ve aksesuarlarımızı da lanse ettik. Önümüzdeki günlerde ürünlerimiz arasına yağmurluk ve taşıma çantası da eklenecek. Her yeni ürün, kendi geliştirme yolculuğuyla geliyor. Leibniz’in dediği gibi “Şimdiki zaman, gelecek dolu.” Yeni fikirlere çok heyecanlanıyoruz.
Mind The Mod’un tasarımlarının Mod kültürünü yansıtan kendine has bir dünyası olmasını çok istiyorum. Bir köpek markasının ötesinde belirli bir tasarım diline sahip bir moda seçkisi yaratmaya çalışıyorum aslında.
Son sorum da isteyenler ürünlere nerelerden ulaşabilir?
Henüz fiziki bir mağazamız yok. Web sitemiz ve Instagram hesabımız öncelikli vitrinimiz. Tasarımlarımızı merak edenler mindthemod.co adresini ziyaret ederek tüm ürünlerimizi inceleyebilirler. Tasarımlarımız ayrıca Beymen.com seçkisinde ve Hipicon’da da yer alıyor.
Kapak Fotoğrafı: Mind the Mod
İlginizi çekebilir: Nisa Sümertekin’den Patili Ebeveynleri İçin Bilgi Rehberi
İlk yorumu siz yazın!