Gastronominin dünyasının son zamanlarda üzerinde sürekli konuştuğu bir konu var: Birden fazla duyunun deneyimin parçası haline gelmesi. Kokular, aromalar, yiyeceklerin dokuları, sunumun görselliği… Basit bir akşam yemeğini kalıcı bir anıya dönüştüren şey bu detaylarda saklı. Etiler’de yakın zamanda açılan MEZKLA’yı da en çok bu yüzden sevdim. Son zamanlarda hepimizin yaptığı gibi daha iyi hissetmek için nostaljiye sığınıyorum. Çocukluğumda havalı bulduğum karakterlerinden birine dönüştüğüm (en azından mesleki olarak) Avrupa Yakası’nı izliyorum. MEZKLA bana bir anlamda o diziyi izlerken yine çok havalı olduğunu düşündüğüm mekanların 2024 versiyonlarını andırdı kapıdan girer girmez. Belki de bu yüzden mekanla aramda hemen bir sıcaklık oluştu.

Mezkla | Fotoğraf: Gizem Kalaç

Sanırım MEZKLA ile ilgili hissettiklerim rastlantısal değil çünkü alışılmışın dışında bir deneyim yasarken kendini evde hissetmek isteyenler için tasarlanmış. Mekânın her köşesi, bu hassasiyetin bir yansıması olarak incelikle düşünülmüş detaylar barındırıyor. Mesela; el işçiliğiyle tasarlanmış mobilyalar, akşama yakışır yumuşak bir ışıklandırma ve pembe rengin detaylarda kullanılarak ortamın ruhu haline getirilmesi beni içine çeken detaylar oldu.

Mezkla | Fotoğraf: Gizem Kalaç

Yemekler konusunda da tıpkı mekan tasarımında olduğu gibi ince düşünülmüş, etkili ve abartısız bir dünya yaratmışlar diyebilirim. Türk mutfağının zengin kültürel mirasını Meksika’nın enerjik tatlarıyla birleştiren bir menü çıktı karşımıza. Üç farklı mekana özel sos ile birlikte gelen glutensiz tortilla’lar güzel bir açılış oldu. Favorim olan Hibeş masada kapışılmadan gerekli bandırma işlemlerinin yapılması gereken bir meze&sos. 🙂 Başlangıcı; sezar salata ve kaju humuslu broccolini ile yaptık ki her ikisi de gayet başarılıydı ama benim için gecenin yıldızı kesinlikle “Cauliflower steak” oldu. Hayatımda yediğim en iyi sebze yemeklerinden biriydi. Bunda sosların etkisi büyük tabii ama bence ızgaralarken bir takım püf noktalar kullanmış olmalılar çünkü bu denli iyi pişmiş ve lezzetli bir karnabahar beklemiyordum açıkçası.

Cauliflower steak | Fotoğraf: Gizem Kalaç

Biz bu tatlara eşlikçi olarak birkaç kokteyl de denedik. MEZKLA Margarita, denediğimiz tatlarla kolayca eşleşen hafif ve tanıdık bir lezzet olarak gayet başarılıydı ancak benim favorilerim, imza kokteyller arasından, “aromatik” kelimesinin karşılığını tam anlamıyla veren ‘Lumina’ ve ‘Canela’ oldu. Lumina yasemin kokusunun baskın olduğu cin bazlı yumuşak bir kokteyl, ‘Canela’ ise içindeki ‘chili bitter’ ve tarçın sayesinde ilk yudumda vuran ve sonra da dolu dolu bir ‘after taste’ deneyimi yaşatan bir reçete. İkisi de kefil olabileceğim tatlar; mutlaka deneyin derim.

MEZKLA Kokteylleri | Fotoğraf: Merve Bayındır

Benim için deneyimin her daim en heyecan verici kısmı olan tatlıysa gecenin sonundaki yüksek beklentilerime rağmen hayal kırıklığı yaratmadı; hatta sadece tatlı yemek için bile MEZKLA,’ya gitmenizi önerebilirim. Akşamı bitirirken içimdeki yetişkine seslendim ve çikolata bazlı bir tatlı seçerek güven alanımda kalmak yerine “Balkabağı Flan”ı tercih ettim. İyi ki de etmişim çünkü tahin sosla hazırlanan bu reçete, tat reseptörlerime bayram yaşattı. Balkabağı ve tahin zaten genetik olarak yatkın olduğumuz tatlar ama buradaki son derece modern yorumu olan flan, farklılığı alışıldık temelden uzaklaşmadan yakalamayı başarması açısından çok etkileyici.

Son olarak; MEZKLA’nın diğer duyularda olduğu gibi müzik sayesinde ses duyusuna da hitap eden bir mekan olduğunu belirtmek istedim. Üst katında yer alan Hi-Fi Bar, soul cazdan Latin ritimlerine, psikedelik tonlardan funk’a kadar uzanan müzikal seçki sunuyor. Ek olarak; MEZKLA’ya özel olarak el yapımı üretilmiş ses sistemi sayesinde gerçekten farklı bir duyusal deneyim yaratıyor. Zaman zaman konuk şef ve miksologların da dahil olduğu etkinlikler, müzik tutkunları için özel olarak kurgulanmış dinletiler, atölyeler gibi deneyimler de sunuyorlarmış o yüzden bence mekanı sosyal medyada takipte olmakta fayda var!

Kapak Fotoğrafı: Merve Bayındır

İlginizi çekebilir: İstanbul Flaneur’den İstanbul’un En Yeni Mekânları