

Flow: Batıl İnançların Sembolü Oscar'ın Sahibi Oldu
Bildiklerimizden farklı ama bilmemiz gereken bir akış: Flow. Yönetmenliğini Gints Zilbalodis’in üstlendiği, senaryosunu ise Matīss Kaža ile birlikte yazdığı animasyon filmi; kurgusu ve hikâyesi ile bu yılın damga vuranları arasında yer alıyor. Uğursuzluk, şanssızlık kavramlarıyla eşleştirilen kara kedilerin her zaman tersi durumları temsil ettiğini düşünmüşümdür. Son zamanlarda izlediğim en farklı, en güzel animasyonlardan biri olan Flow; tam da bu yüzden başrolündeki siyah kediyle kendi akışına beni çekti. Ve bu özgün filmin baş kahramanı hem kalbimizi hem de Oscar’ı kazandı.

Özgün diyorum çünkü diyalogsuz, insansız ve sadece hayvanların gözünden anlatılan bir hikâye. Kendi aralarında, kendilerine özgü dilleriyle kurdukları iletişim, birden fazla hayvana yuva olan insanların çok aşina olduğu bir durum. Eğer bir de doğayı iyi gözlemliyor, kendinizden başka canlılarla da hemhâl oluyorsanız filmdeki sahneler tanıdık bir hisle sarıyor sizi. Fakat bu küme dışında kalan herkes için de hayret uyandıran, şaşırtan, tebessüm ettiren hatta belki farkındalık oluşturan detaylarla donanmış bir hikâye, Flow.
Birleştiren de ayrıştıran da iklim krizi
Spoiler verme niyetinde değilim ama Golden cinsi bir köpeğin sadık, sevecen ve oyuncu ruhuyla kediyle kurduğu ilişki, Sekreter kuşunun kediyle kurduğu ilişkiden bambaşka. Hele ki kapibara ve lemurun nevi şahsına münhasır duruşları çok daha farklı bir yerden hayat veriyor hikâyeye. Her birinin kendi dünyası kendi doğruları var ama hepsinin amacı ve onları birleştiren bir duygu: Hayatta kalmak.

Suyun ana tema olduğu film, “Akış” gibi kısa ve basit bir ifadeyi kendine isim olarak alsa da bu, bir yandan iklim krizini anlatan büyük bir yakarış aslında. İklim krizinin etkisiyle oluşan akış, doğanın dengesini bozduğu için hayvanlar hayatta kalma çabasına giriyor. Filmde hiç insan olmamasının sebebi belki de buradan geliyor.
Muhtemelen filmin geçtiği zamanda iklim krizi nedeniyle insan türü yok oldu ya da en azından ben böyle bir ön hikâye kurdum. Bir başına, doğanın dengesiz olaylarıyla başa çıkmaya çalışan hayvanları izlerken bir yandan sarıp sarmalamak istiyor, onlarla birlikte heyecanlanıyor, bir yandan da yanlarında insan olmadan hayatlarına gayet devam edebildiklerini görüyoruz. Hatta pek çok detayın etkisiyle tabiat ananın öz çocukları olduğunu bir kez daha fark ediyoruz.

Animasyonların klasiği olmaya aday
Herhangi bir yapım için iddialı cümleler kurmayı kişisel olarak çok doğru bulmamakla birlikte kendi türünde farklı bir yere konumlanan bu filmin, başucu kitabı misali açıp açıp izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Açık kaynaklı bir yazılım olan Blender’da oluşturulan Flow, yaratıcılarının etkisiyle o kadar gerçekçi, öğretici ve etkileyici ki her izleyişte başka duygular uyandırması ve öğretiler kazandırması mümkün. 90 dakika boyunca diyalogsuz ve insansız anlatılan bu hikâyeden öğreneceğimiz çok şey var.
Oscar’lı kara kedi ve dünya tatlısı arkadaşları, sizi iyi ki tanıdık ve akışınıza kapıldık.
Kapak Fotoğrafı: Forbes
İlginizi çekebilir: Sine Magger’den Avrupa Animasyonları
İlk yorumu siz yazın!