Şahane müzeleri, parkları, lezzet durakları ve alışveriş noktalarıyla Londra herkese hitap edecek, defalarca gidilse bile sıkılmaya imkan vermeyecek bir zenginliğe ve özel bir auraya sahip bir şehir. Benimki ise bir aşk hikayesi… Bu yazımda size Londra’da yapılması gerekenler konusunda birkaç öneri vereceğim. Hadi, yazımın ayrıntılarına geçelim!

Londra seyahatiniz netleşti, biletleriniz alındı, vizeniz de tamam. Geriye detaylı bir seyahat planı yapmak kalıyor. 9-10 günün dahi yetmeyeceği bir şehirden bahsettiğimiz için sokak sokak yürürüm, plana göre gezmem diyebileceğiniz bir şehir değil maalesef. Yoksa seyahat dönüşü oraya gitmemişim, burayı görmemişim diye üzülmeniz garanti olacaktır. Ben üç ay arayla iki kez yaptığım Londra seyahatlerimden arda kalan favorilerimi sizinle paylaşacağım. Baştan söyleyeyim, mutlaka görülmesi gereken Big Ben, Camden Market, Borough Market gibi liste başı yerleri bu yazımda hariç tutuyorum. Güzeller güzeli Londra’ya değil Top 10, Top 20 listesi bile az kalır ya neyse, başlayalım.

Londra’da Nereler Görülmeli?

Müzeleri Planınıza Dahil Edin

Ülkeye giriş için çok yüksek miktarda vize ücreti ödememizin acısı mükemmel müzelerinin ücretsiz olmasıyla bir nebze hafifliyor. Müze severler için cennet sayılabilecek bu şehirde seyahat süreniz ve önceliklerinize göre bir liste yapıp, günlük gezi rotanıza bir ya da iki müze ekleyebilirsiniz. Müzelerin web sitelerinden hangi günler geç saate kadar açık olduklarını kontrol ederseniz gündüz şehri gezip akşam müzeleri görecek şekilde plan yapabilirsiniz. Benim favorilerim Tate Modern, National Gallery, British Museum, Victoria&Albert Museum, National History Museum ve Science Museum. Son üçü yan yana olduğu için aynı gün peş peşe gezebilirsiniz. Müzelerin kafe ve restoranları ile müze shoplarının da çok başarılı olduğunu söylemem gerekir. V&A Museum Shop’ta 1.5 saatimizi geçirdik desem yeterince açıklayıcı olur sanırım. Bu kadar önemli müzelerin ücretsiz oluşu karşısında gezi programına dahil edilmemesi büyük kayıp olur.

Tate Modern’in 6. Katındaki Manzaralı Barında Keyif Yapın Konum

Tate Modern’i listenin başına almanız için başka bir sebep daha var: 6. katındaki Thames Nehri manzaralı barı. Müze ziyareti için biz akşam saatlerini tercih etmiştik, iyi ki de öyle yapmışız. Sergileri gezip iyice yorulduktan sonra 6. katta asansörden çıktığımda manzaranın güzelliği karşısında ağzımın açık kaldığını unutmuyorum. Bayıldığım St.Paul Katedrali gelin gibi karşımdaydı. Boydan boya cam ile kaplı mekanın bar kısmında Londra’ya kadeh kaldırmak kesinlikle listenizde yer almalı. Cuma ve cumartesi günleri müzenin 22.00’ye kadar açık olduğunu belirteyim.

Monmouth Coffee’nin Güzel Kahvesiyle Tanışın Konum

Kahve gurmesi değilim asla ama Monmouth Coffee Company ile tanıştıktan sonra Londra’dan taşıdığım ve hatta taşıttığım Monmouth kahvem haricinde dışarıda çok nadir kahve içebiliyorum. Bu iyi mi oldu kötü mü oldu belli değil ama deneyin, deneyin, deneyin! Covent Garden, Borough Market ve Bermondsey olmak üzere üç lokasyonda bulunan bu muhteşem kahveci, kahvelerini seçerken gösterdikleri özeni, kahveye koydukları sütün ve hatta kullandıkları şekerin organikliğine kadar yansıtıyorlar. Biz ikinci yudumda kabin boy bavulumuzu kahve kokutmaya karar vermiştik bile.

Granger&Co’da Ricotta Hot Cake Yiyin Konum

Notting Hill turunuza Westbourne Groove üzerindeki Granger&Co’da başlayın, pişman olmayacaksınız. Avustralya mutfağı diye geçen mekanın başka adresleri de var ama ferahlığı ile favorim burası. Çocuklu hayatın avantajı olarak güne erken başlama alışkanlığımızın olduğu için sıra beklemeden kahvaltı yapabildik. Ama biraz geç kalanlar o kadar şanslı değildi maalesef. Rezervasyon almıyorlar ama sıra beklerken hemen önündeki zarif sandalyelerde etrafı seyredebilirsiniz. Mekanın meşhur lezzeti Ricotta Hot Cake isimli pofuduk bir pancake. Kahvaltı için giderseniz bir tane de bu kocaman porsiyonlu pancaketen paylaşabilirsiniz. Kahvaltı yerine gün içindeki yorgunluğunuzu atmak için de uğrayabilirsiniz. Pancake haricinde yumurta ve avokadolu kahvaltıları da çok lezzetliydi.

Şehri Sky Garden’dan Seyredin Konum

Seyahat severler ikiye ayrılıyor: Şehri en yüksek noktasından görmeyi sevenler ve bunu gereksiz bulanlar. Eğer siz ilk gruptaysanız, Sky Garden’da içkinizi yudumlarken Londra manzarasının keyfine varmaya bayılacaksınız. London Eye da güzel bir seçenek bunun için. Onu önünden geçerken boş bulduğumuz bir akşam denediğimiz için gündüz de Sky Garden’ı es geçmek istemedik. Ücretsiz ama rezervasyonla girilebilen, ister bir şeyler içip ister restoranında yemek yiyebileceğiniz Sky Garden, çok yüksek tavanı, ferahlığı ve yemyeşil bitkilerle oluşturulan ambiyansı ile listenin üst sıralarında yerini alıyor. Gitmeden önce hep 1 saatlik süre ile sınırlı kalınacağına ilişkin yazılar okumuştum ancak o yönde bir sınırlama ile karşılaşmadığımızın da altını çizeyim.

Padella’nın Taze Makarnalarından Yiyin Konum

Borough Market’e gelip tezgahlardan atıştırmadıysanız ya da kokular sizi rahatsız etti ve açsanız, doğru adres marketin kapısındaki el yapımı makarnacı Padella. Asla mutsuz kalkmazsınız ama kuyrukta sıra beklemeyi göze almalısınız.

İlginizi çekebilir: Gözde İpek’ten Londralı Makarnacı Padella

Doughnut Time Doughnutlarından Tadın Konum

Notting Hill filminden hatırlayacağınız The Notting Hill Bookshop’a uğrayacağınızı varsayarak hemen yan komşusu donutçunun vitrinindeki Bueno Mars, Donutella Versace, Love At First Bite, David Hassel gibi komik isimli donutların bir arada görsel şölen sunduğunu da fark edeceksiniz. Tatları da dış görünüşlerini aratmıyor. Tek sorun büyükler, iki kişi bir donutu paylaşırsanız midenizde diğer lezzetlere yer ayırabilirsiniz. Başkaca şubeleri de var, konumunuza göre birini bulup deneyebilirsiniz.

Venchi Dondurmasını Yiyin, Fındık Kremasını Bavula Atın Konum

O aslında İtalyan bir çikolatacı. Londra’da Covent Garden’da Apple Market içinde de bir şubesi bulunuyor. Roma’nın kötü kremalı dondurmaları yanında çölde bir vaha gibiydi. Londra’da da olduğunu öğrenince ve Covent Garden’a gitmişken tekrar buluşmak kaçınılmaz olmuştu. Dondurma yedikten sonra fındık kremasını hiç düşünmeden çantanıza atın. Evet hepimiz Nutella’yı seviyoruz ama bunu yedikten sonra Nutella’yı hayatınızdan çıkaracaksınız. Palm yağı yerine zeytinyağı kullandıkları için mi bilmiyorum ama ağızda eriyen muhteşem bir tadı olması onu unutulmayacaklar listesine alıyor.

Waterstones Kitap Cennetine Mutlaka Uğrayın Konum

Londra alışveriş için bir cennet. Paramızın aşırı değersizliği karşısında alışveriş yapmaya elimiz çok varmıyor belki ama konu kitap olunca iş başka. Kızımın doğumundan sonra içimden çıkan “picture book” hobisi nedeniyle Waterstones benim için bir cennet adeta. Londra’da çok sayıda şubesi var. Benim favorim Piccadilly’deki büyük şubesi. 6 katlı kitapçıda 2.kat sadece çocuk kitapları için ayrılmış durumda. Her gittiğimde saatlerimi ayırdığım cennet… Kırtasiye severler de buraya bayılacaktır. Aradığınız ve mutlaka almak istediğiniz bir kitap varsa web sitelerinden gideceğiniz şubeye sipariş verirseniz gittiğinizde de o kitabı aramak için zaman kaybetmemiş olursunuz. Ama çocuklular için MUTLAKA listenizde olması gereken bir yer. Kitap seçerken yorulunca 5.katındaki barında veya kafesinde soluklanabileceğinizi de unutmayın.

Anthropologie’de Alışveriş Yapın Konum

Rakamları 7 ile (6.93 resmen 7’dir) çarpınca insanın sinirleri bozuluyor çok net. Ama bir tek fincan, kupa dahi alınabilecek en zevkli markalardan biri olan Anthropologie baş döndürücü güzellikte bir alışveriş noktası. Mağazada sadece tabak, bardak değil kıyafet, kırtasiye ve dekorasyon ürünleri de satılıyor. Alt katında bir indirim köşesine de rastlayabilirsiniz. Londra’dan bir anı almak isterseniz Regent Caddesi’ndeki mağazasına uğrayın.

Whole Foods Market‘ten Organik Alışveriş Yapın Konum

Hem sağlıklı hem doğal hem de organik pek çok markayı ve en önemlisi alerjileriniz nedeniyle Türkiye’de bulamadığınız pek çok paketli ürünü bulabileceğiniz harika bir organik market burası. Siz de yurt dışında market gezmeyi seviyorsanız Wholefoods’u seveceğinize de eminim.

Fortnum&Mason: Kraliçe’nin Marketinde Alışveriş Yapın   Konum

Piccadilly’de bulunan Fortnum&Mason Londra’ya giden herkesin uğraması gereken bir yer. Kraliçe’nin Marketi olarak da anılan kocaman bir İngiliz marketi burası. İnanılmaz geniş yiyecek alternatifinin yanı sıra ev için de güzel aksesuarlar satılıyor. Londra’dan hediyelik ne alabilirim sorusunun cevabı da burada. Çaylarının ve bisküvilerinin çeşitliliği karşısında karar vermek hiç de kolay değil.

Yazıyı hazırlarken bir yandan uçak bileti bakmaya başladım bile, umarım yazım sizlere faydalı olur.

Sevgilerimle.

Kapak fotoğrafı: Instagram / Fortnum&Mason

İlginizi çekebilir: MagPorter’dan Londra’da Yaşamak