Gizem’i Tumblr’da keşfettim;  2 sene önce  bir çizimi beni girdap gibi içine çekti ve hemen takibe aldım. Daha sonra ise birçoğumuzun olduğu gibi küçükken en sevdiğim kitaplar arasında yer alan  “Alice Harikalar Diyarında” kitabını okurken kafamda kurguladığım dünyayı anımsadım. Tek fark Alice bizi dünyasında kelimelerle gezdirirken, Gizem dünyasını görsel bir şölenle sunuyordu. Bazen fantastik boyutlara ulaşan hayalleri hepimiz kuruyoruz, ama kaçımız bunu somut hale getirebiliyor orası tartışılır. Bu yüzden çok çekici, bu yüzden büyüleyici ve yine bu yüzden etkileyici bir sanat: İllüstrasyon.

Dürüst olmak gerekirse, her illüstratörü de hayranlıkla seyretmiyorum; ortak paydalardan çok görsel boyutta aradığım bir frekans var ve Gizem bunu sunuyor. Tumblr adresini, günlüğü gibi kullanıyor. Çizimlerinde güncel izleri, bazen duygudurumunu rahatça görebiliyorsunuz.  Gizem’le tanıştıktan sonra dünyasına bir adım daha atmış olduğum için onunla tanışmanızı çok istedim.

Gizem 11 Temmuz 1988 doğumlu, ayan beyan da yazdım çünkü; aynı yılın, aynı günün çocuklarıyız onunla. Bu mini kucaklaşmayı da seviyorum 🙂

Gizem aileden sanatın içinde, sanatçıların içinde olduğundan değil de kendini keşif aşamasında doğru malzemelerin içerisindeymiş. Babası ona küçükken bir org almış ve sahip olduğu ilk müzik kitabıyla da kendi başına çalmayı öğrenmiş.Annesinin aldığı ve hediye gelen bir sürü boya kitabı ve kalemleriyle de çizmeye başlamış. O zamandan beri de çiziyor. Bale ve piyano eğitimi almış. Çizimden yana bir tercih yapmamış aslında, kafasında hep birçok meslek varmış ve lisede bir tercih yapması gerekince yabancı dil okumayı tercih etmiş. Neyse ki okurken öğretmenleri çizim yeteneğini farkederek, Gizem’le ve annesiyle bol bol konuşmuşlar bu durumu. Bundan sonrasını Gizem’e sordum o da anlattı:

“Beni sınavlara hazırlayacak bir çizim kursu buldum ve son sene güzel sanatlar sınavlarına hazırlanmaya başladım. O zaman emin olmuştum doğru karar verdiğime. Herkesin dediklerine kulak asmayıp sadece Mimar Sinan Üniversitesi’ne girmek istediğim için, oranın sınav günlerine kayıt olmuştum. Nasıl olduysa istediğim üç bölüme giriş hakkı elde ettim. O sırada kendi kafamda hangi bölümde okumak istediğime karar veremediğim için insanları dinleyerek Grafik Tasarım bölümüne kayıt yaptırdım. Hiç skeç defteri tutma gibi bir geleneğim olmadığından öğrencileri gördükçe ben de bir skeç defteri edindim. İlk çizimlerimi yapmaya başladım. Çok sevdim, kendi stilimi geliştirmek için çok çabaladım. Daha sonra dijital çizimle tanıştım. İlk tabletimle çizimler yapmaya başladım. Seneler geçti, tasarımı sevmediğimi anladım. İllüstrasyonla daha çok iş üretmeye başladım. İlk defa FA Parfümü websitesi için bir ajansla çalıştım. Daha sonra küçük işler aldım ve D&R ile çalıştım. D&R teması, yılbaşı ve sevgililer günü temalarını yaptım. En çok eğlendiğim iş oldu. İnsanlar size sadece temayı verip çizim konusunda rahat bırakınca daha yaratıcı olduğumu farkettim. Bu yüzden çok eğlendim çizimleri yaparken. Bu arada Mimar Sinan’da bir şekilde mezuniyet projeme geldim, ama çok zor konu buldum ve bir şekilde istediğim gibi olmadı. Okulu dondurdum.”

Gizem daha sonra onu hep destekleyen ilk aşkı ve şu an evli olduğu Ozan’ın eğitim durumu sebebiyle de yine elinden tutmuş ve Amerika’ya yerleşmişler.

“O ara çocukluk aşkımdan bu dönemlere kadar benimle olan beni destekleyen erkek arkadaşımla nişanlanıp evlendim. Benim için kalbim nerede olmak kimle olmak istiyorsa, kalbimi dinlemeyi onun en doğru kararı verdiğini bildiğimden eşimin eğitim hayatı onu Ithaca, New York’a getirdiği için onla beraber ben de gittim. Şu an burada freelance olarak illüstrasyon yapmaya devam ediyorum. Sergilere katılıyorum.”

Gizem, grafik tasarım okurken ailesini memnun etmek için okuduğunu ve yine onların güveniyle okulu yarım bıraktığını; böylece İstanbul’dayken kıskanarak izlediği illüstratörlerin arasına karışma şansı yakaladığını söylüyor. Güzel haberi arkadaşlarına duyurdu, ama ben de çok sevindiğim için buradan duyurayım. Gizem hayallerini bir bir gerçekleştiriyor: NYTimes’tan, Plansponsor dergisi için illüstratörlere ödüller kazandıran ünlü art direktör Soojin Buzelli’den iş teklifi almış! Şu an için çalışma izni yok, fakat yeteneği bu sorunu da aşmış; çünkü Gizem’in izin almasını bekliyorlar!

Gizem’e magger’lar için birkaç soru yönelttim, buyrunuz buraya bırakıyorum:

Şu an neredesin?
New York eyaletinin, Ithaca şehrindeyim.

İlk çizdiğin şey?
Evdi sanırım.

En son gördüğün rüya?
Hatırlamıyorum, çok sık rüya görüyorum.

İlk satın aldığın albüm?
Cher’in bir albümüydü.

Favori kitabın?
Adam Fawer’in Olasılıksız adlı kitabı.

En son izlediğin film?
En son Ted’i izledim.

Hangi çizgi film karakterini sen çizmiş olmak isterdin?
Naruto’nun Gaara karakterini.

Çizerken dinlenecek en güzel şarkı?
Humming Urban Stereo’nun tüm albümleri.

Evrende tek renk olsaydı, bu…
Mavi, mavinin tüm ara renkleri hepsi.

Kalbinin sesi vs. aklının sesi?
Kalbimin sesi.

Kendi çalışmalarından birini dövme olarak yaptırır mısın?
İstemezdim, olsaydı vücudumda yer kalmazdı sanırım.

İleride çalışmalarının yer almasını istediğin bir galeri var mı?
New York’ta önde gelen herhangi bir galeri olması yeterli benim için. Şu an en yakın, Ithaca’daki önde gelen State of the Art Gallery’nin bir grup sergisinde yer aldım.

Gizem’i bu adresler üzerinden takip edebilirsiniz:
http://be.net/gizemvural
http://littleteashi.tumblr.com
http://twitter.com/littleteashi