Jeff Koons: İlhamını Çocuklarından Alan Çağdaş Sanatçı
Jeff Koons. 1955 doğumlu Amerikalı Koons, en ünlü “kitsch” plastik ve heykel çağdaş sanatçılarından biri. Paslanmaz çelikten ve ayna yüzeyli balon hayvanlar gibi sıradan nesnelerin reprodüksiyonları ile çok ünlü olmuş, pop art figürleri, popüler olguları hatta kitsch olanı sanatın içine katarak ortaya hem görsel açıdan çekici hem de komik eserler çıkarabilmeyi başarmış hatta bunun da fenomeni olmuş bir isim.
Kitsch Almanca bir terim. Anlamı ise banal, sıradan demek. İşte Koons’un bu kadar popüler olması bu kadar basit bir fikre dayanıyor. Çok büyük kalabalıkları sergilerine çekmeyi başarmasının altında bu kadar basit bir fikrin olması çok şaşırtıcı. Zaten en iyi şeyler sade, basit ve karşı tarafa direkt hitap edebilen fikirlerden çıkmıyor mu?
İlginizi çekebilir: Dünyaca Ünlü Çağdaş Sanatçılar ve Eserleri Mercek Altında
Eğitimini sanat üzerine tamamlayan Koons, tüm ilhamını sahip olduğu yedi çocuğundan alıyor. Evet yanlış duymadınız. Tam yedi evladı var! İlk oğlu, sıkı durun bu çok bomba, büyük bir aşkla evlendiği ve beş sene evli olduğu önce porno yıldızı iken daha sonra İtalya parlamentosuna katılan sansasyonel isim La Cicciolina’dan.
Büyük aşk sona erdikten sonra evlatlarının velayeti için çok ciddi davalar sürmüş uzun süre ve sonunda oğlunun annesinde kalması şartıyla anlaşarak ayrılmışlar. Bu süreç Koons’u çok derinden etkilemiş ve en önemli eserlerinden bazılarını oğlunun oynadığı oyuncaklardan esinlenerek yarattığını belirtiyor.
Daha sonra stüdyosunda beraber çalıştığı Justine Wheeler ile evleniyor ve aşağıdaki resimde de göreceğiniz gibi altı evlatları oluyor. Koons dediğim gibi hemen hemen tüm ilhamını çocuklarından alıyor. Aşağıdaki resimde arkasında duran heykele dikkat. 🙂
Koons’un bu kadar büyük ve zengin bir isim olmasının başka bir sebebi ise, eserlerinden bazılarının Christie’s Londra’da yapılan bir açık arttırmada “yaşayan” bir sanatçı için verilen en yüksek fiyat olan 12.9 milyon ve 21.2 milyon sterline satılarak dünya rekoru kırmış olması…
1997’de Guggenheim Vakfı tarafından Bilbao’daki Guggenheim Müzesi’nin terasına yerleştirilen balon laleler (Tulips) sanatçının en çok ilgi çeken eserlerinden biri olduğu da hatırlatayım. Aynı eserin versiyonlarını, Los Angeles’taki Broad Museum gibi, dünyanın farklı yerlerinde de rastlayabilirsiniz.
Koons’un oluşturduğu figürler Amerikan moda öncüleri tarafından da tekstil ürünleri ve çanta gibi ekipman ürünlerinde de lisanslı olarak kullanıldı. Lisans işin kaymağı tabii. Alın işte size Amerikan Rüyası!
Koons, yaşamına ve çalışmalarına New York’ta devam ediyor.
Daha fazla detaya girmeden ben en iyisi Jeff Koons’un Charlie Rose’un programına konuk olduğu videoyu ekleyeyim. Çok keyifli bir söyleşi olmuş. Duyguları,hayat bakışı ve tecrübeleri ile ilgili birçok şey paylaşıyor. Kendisine daha da hayran olabilirsiniz.
Jeff Koons’dan bahsettiğimize göre, birkaç kelime de Charlie Rose hakkında yazmakta fayda var. Bence global anlamda entelektüel içeriği en zengin içerikli bire bir röportaj yapan Charlie Rose, çok önemli bir televizyoncu. Yaşayan en önemli politikacılarından tutunda devlet başkanlarına, girişimcilerden iş adamlarına, sanatçılara, bilim adamlarından aktivistlere kadar kitleleri arkasına almış isimleri vizyona çıkarıyor. Kendisinin çok derin uluslararası ilişkiler bilgisine de sahip olması nedeniyle özellikle politik bazlı görüşmelerini izlemek benim için ayrıca bir katma değer. Rastlamışsanız konuşulan konuların ne kadar derin,öğretici ve bir o kadar da keyifli olduğu ile ilgili hem fikir olduğumuzu düşünüyorum.
İlginizi çekebilir: Bahar Altay’dan “David Hockney: Sanat Dünyasının Yeni Rekortmeni”
İlk yorumu siz yazın!