Gezgin Gözler Sergide: Arter'de Göçebe Bakış
ARTER yeni sezona İstiklal Caddesi’nden geçen herkesi mutlaka içine çekecek harika bir sergi ile başladı. Göçebe Bakış, diğer tanımlamasıyla “Gezici Göz”, bizleri Güneydoğu Asya’nın çağdaş sanat eserleri ile buluşturuyor hatta buluşturmakla kalmıyor uzak diyarlarda doğmuş çalışmalar olmalarına rağmen bizleri birbirimizle ve çoğu toplumsal sorunlarımızla tanıştırıyor. Tüm işler ziyaretçiyi o kadar kendine dahil ediyor ki mutlaka bir arkadaşınız, eşiniz, dostunuz ile ziyaret edin ve çoğu çalışmaları beraber deneyimleyin.
Evrenselliğe, bilgi aktarımına, her an her yerde olabilme potansiyelimize büyük göndermeler olan bu sergide toplam 36 sanatçının 40’tan fazla eseri yer alıyor. Küratörlüğünü bu bölge sanatı üzerine çalışmalar yürüten Iola Lenzi’nin üstlendiği sergi, halktan, kamu mekanlarından, en üst tabakaya doğru yükselir gibi ARTER binasının tüm katlarına yayılmış durumda.
Giriş her ARTER sergisinde olduğu gibi dikkat çekici bir eser ile izleyiciyi karşılıyor. Sanatçı Lee Wen tarafından yorumlanmış Performatif Oyun Yerleştirmesi olan “Yuvarlak Masa Tenisi” isimli çalışma herkesi kendine davet ediyor. Oldukça kavramsal olan bu çalışma bence bilgiyi,bilginin akışını ve paylaşımını temsil ediyor. Dünya artık 2 kişinin dikdörtgen masada oynadığı masa tenisi gibi değil, oyunlar ve kurallar çok değişti, artık eylem ve bilgi daha da etkileşimli, kurallar mı sınırlar mı bizleri bir arada tutuyor sorusunu sorgular gibi.
Giriş katta yer alan Heri Dono çalışmasında “Politik Palyaçolar” ile sergi alanına yayılmış birbirlerine bağlı ve bağlantılı figürler görüyoruz. Her birinin kalıbı aynı olsa da sunumları, makyajları birbirinden farklı ve alınlarındaki damgalar sanki farklı vaatlerin ve hayallerin birer simgesi gibi. Alt kısımda yer alan idrar kapları enerjinin ve faaliyetlerin birer birleşimi gibi görünse de öz olarak politik yapaylığı betimlemiş gibi bir izlenim uyandırdı bu kinetik yerleştirme bende.
Sergide en sevdiğim iş Tarih Dersi 2. Bölüm isimli yerleştirme oldu. İlk bölümü 2000 yılında Bangkok Demokrasi Anıtı’nın önüne yerleştirilip çok ses getiren çalışmanın ikinci versiyonunda Tayland tarihinde tartışma konusu olan olayları bir ders sırasına kazıyarak izleyiciye aktarıyor. Katılımcılar dilerlerse masalardaki beyaz kağıt ve boya kalemlerini kullanarak ders sıralarındaki oymaların izlerini kağıda aktarabiliyorlar. Ülkemizde de tarih derslerinde anlatılmayan ve belkide anlatılmayacak birçok olaya şahitlik ettiğimiz için bu çalışma oldukça dikkatimi çekti. Sınıf gibi oluşturulmuş bir ortam, yazılmamış ve anlatılmayan tarihin gizlice sayfalara ve belleklere aktarılması…
Sergide mutlaka dahil olmanız gereken bir diğer çalışma Mella Jaarsma’nın “Zaman Eskiyene Kadar” isimli çalışması. Deniz kestanelerinden yapılmış bir barınak içerisinde, törensel bir şekilde kostümünüzü giyiyorsunuz ve bir anda sergi alanından soyutlanıyorsunuz. İçeride farklı akustiğe sahip ortamı hissedip, iç sesimi dinleyip aidiyeti sorguladım ister istemez. Çalışma iç-dış diyaloğu ve ait olma duygusunu sorguluyor ismi çok hoş zaman eskiyor ve sıkılınca içinden çıkıp artık oraya ait olmuyorsunuz.
Yine aynı sanatçının “Manzaracı” isimli eseri, farklı mekan ve din algılarını bir arada sorguluyor. Sergi kitapçığında çok daha detaylı bilgilere ulaşıp videoyu izleyebilirsiniz.
2. katta yer alan “Sync : Indon” isimli çalışma farklı dönemlere ait plak parçalarının aynı pikapta ziyaretçiler tarafından birleştirilerek varyasyonel sanat eseri ortaya çıkmasını sağlıyor. Ortaya çıkan ritm bir yandan etnik bir yandan hiç bir şeye ait değil gibi. Fazla kültürel işler gördüğüm için mi bilemem ama teknolojik bir ilahi gibi. Sergi kitapçığı küreselleşmenin yarattığı homojenleşme karşısında hepimizin kendi kimliklerimizi yansıtırken özgür olduğumuzu hatırlattığını söylemiş.
Skandallar isimli yerleştirme yine katılıma açık bir yerleştirme. Boş mermi fişeklerinden oluşturulmuş terlikleri ayağınıza giyerek Avrupalılar tarafından çekilmiş etnografik Filipinlilerin fotoğraflarına bakarak sömürülen ve sömürgeci arasındaki bağı düşünebilirsiniz.
Yazımın başında belirttiğim gibi serginin büyük bir bölümü katılıma açık işlerden oluşmakta. Kültür, din ve politika olarak birbirinden bağımsız ancak aynı kıta üzerinde yer alan ülkelerin birlikteliğine,dünya ile ilişkilerine önemli vurgular olan, el işçiliği, imalat ve üretim çılgınlığına güzel göndermeleri olan ve kendinizi ÖTEKİ yerine koyabileceğiniz çalışmalardan oluşan harika bir sergi. Tüm işlerden bahsetmem mümkün olmadığı için sergiyi mutlaka gezin veya ARTER web sayfasını ziyaret edin.
4 Ocak 2015 tarihine kadar ziyarete açık olacak sergi ücretsizdir.
İlk yorumu siz yazın!