Joan Miro ‘Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar' Sergisi ile İstanbul'da
Geçtiğimiz yıl yaşadığımız sahte sergi sansasyonundan sonra, yeniden Juan Miro İstanbul’da haberini duymak sevindirici oldu. 1 Şubat’a kadar Emirgan’daki Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyaretçilerini bekleyen Miro’nun ‘Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar’ sergisinde kendisinin özel eşyalarının da ilk defa burada sergileniyor olduğunu, üstelik fazlasıyla tatminkar bir serginin sizi beklediğini bilin ve mutlaka ziyaret edin!
Barselona ‘da yaşadığım dönemde şehrin bölgelerine yayılmış, kendine ait sanatçılarının izlerine süpriz bi şekilde denk gelmek bayağı mutlu ediciydi. Bir şehrin açık hava müzesi gibi olması, sanata verdiği önem, izleri bugüne taşıyabilmeleri ve günlük hayata karıştırmaları insanı ilhamla besleyen vitamin gibi. Havaalanı çıkışında hemen Miro ile karşılasıyosunuz, merkezde ve birçok noktada Gaudi sizi bekliyor, tahmin etmeyeceğiniz bir noktada da Picasso ile selamlaşıyorsunuz.
Gezip görme şansını kaçıranlar için ise müzeler bizim için kurtarıcı. Picasso ve Dali sergileriyle büyük ses getiren Sakıp Sabancı Müzesi, Miro’yu da buraya taşıyarak tabir ettikleri ‘Katalan Üçlemesi’’ni gerçekleştirmiş oldu. Benim için son dönemlerdeki ‘Monet’ ve ‘Rembrandt ve Çağdaşları’ sergileri hayal kırıklığı idi ancak en son 2013’ yılında ki ‘Anish Kapoor’ sergisi belki de İstanbul’da gördüğüm en iyi koleksiyondu; bir sonraki beklentiyi de boşa çıkarmadılar ve Miro da kendisine hayran bıraktı.
Güzel olan Miro’nun sadece resimlerine bakıp çıkacagınız değil sanatçıyı anlamanızı sağlayacak bir sergi olması. Sergide 125 eser yer alıyor; akrilik, taş baskı, yağlı boya guaj ve heykel merakı olmayan birini bile kendine hayran eden heykeller…
Bademden gövde, ve çakıl taşından göz hayal edip 3 alçı modelinden sonra ufacık bir çakıl taşı ile başlayan serüven iki metrelik bronz bir heykele dönüşüyor. Ufacık bir ilham kaynağının ne boyutlara ulaşabildiğinin göstergesi ve motivasyonu. Sergide daha çok Miro’nun ilk dönem değil olgunluk döneminin resimlerinin var olduğu (ki benim favorim de olgunluk dönemindeki eserleridir) sürrealizm akımını tamamen göz önünde bulunduran hatta ötesine götüren resimlerinin olduğunu göreceksiniz. Ekstradan Miro’nun kişisel eşyaları, seramikler ve kitaplar da bu sergide yer alıyor. Uzun bir zamanınızı ayırabiliyorsanız filmleri de yakalamaya çalışın.
Çıkışta mutlaka Muzedechanga’ya uğrayın. Miro’dan ilham alarak hazırladıkları menü çok iyi ve Joan Miro çorbası tablo gibi!
İlk yorumu siz yazın!