Kanukte ve Kå ile Teraryum Dünyasına Giriş
Farklı konseptte workshoplara katılmak benim için gün içerisinde meşgul olduğum işlerden birkaç saat kendimi uzaklaştırmak, ellerimle yeni bir oluşum yaratmak ve tabii ki de farklı insanlarla tanışmak demek. İşlerini severek takip ettiğim Kanukte’de bir teraryum workshop’una katılmak uzun zamandır aklımdaydı. Sonunda uygun gün geldi çattı ve geçtiğimiz Cumartesi günü Kanukte ve Kå işbirliği ile yeni bir workshop gerçekleşti.
Son yıllarda dekoratif amaçlı olarak gitgide yaygınlaşan teraryumların tarihçesi çok uzun yıllar öncesine dayanıyor aslında. 19. yüzyılın başlarında şimdiki teraryumların temellerini botaniğe meraklı bir doktor atıyor. Cam şişelerin içinde güve kozaları yetiştiren Dr. Nathaniel Bagshaw Ward uzun yıllar boyunca yaptığı gözlemlerden sonra bitkileri yaşatmak ve korumak amaçlı ahşap bir kutu yaptırıyor. Sonradan adına Wardian case denen bu kutular ile modern teraryumların da serüveni başlamış oluyor.
Bitkilerin oluşturduğu minik birer ekosistem olan teraryumlar açık veya kapalı şekilde oluşturulabiliyor. Kapalı teraryumlarda genel olarak neme ihtiyaç duyan tropik bitkiler yetiştiriliyor. Açık teraryumlarda ise kuru ortamlarda yetişmeye uygun bitkiler kullanılıyor ki ilk akla gelenler de kaktüsler oluyor. Teraryumların bu kadar revaçta olmalarının sebebi sadece şık durmaları değil aynı zamanda bakımlarının da son derece kolay olması. Zamanla yarıştığımız şehirde bu minicik ekosistemleri yaşatabilmek ayrı bir motivasyon kaynağı olabilir bence.
Geçen hafta Kanukte’de katıldığım teraryum workshop’unda konseptimiz yeni yıldı. Hal böyle olunca da kırmızısı bol ve bu ayın ruhuna uyan görünümlerde çeşit çeşit açık teraryumlar yaptık. Kanukte’nin yaratıcısı Gül ve Kå’nın kurucusu Zeynep’in eğitmenliğinde çok keyifli birkaç saat geçirdik. Dekoratif olarak teraryum yapımını ve tabii ki bakımını da öğrenmiş olduk bu süre içinde.
İşlerini severek takip ettiğim Düğme Film ekibi de anları yakalamak için oradaydı. Her zamanki gibi çok güzel kareler yakalandı. Pek lezzetli atıştırmalıkların da eşlik ettiği günün gözdesi ise kesinlikle sıcak şaraptı. Glögg dersem daha da doğru olur aslında zira İsveç usulü hazırlanmıştı. İsveç’in taşına suyuna hayran birisi olarak her türlü yemek-içki reçeteleri de ayrı değerli benim için. Yeni yıl temalı bir günde içmek için daha iyi bir alternatif düşünülemezdi.
Eğer bitkilere merakınız varsa ve teraryum dünyasını öğrenmek istiyorsanız Kanukte ve Kå’nın organizasyonlarını sosyal medyadan takipte kalmanızda fayda var. Teraryum yapımını öğrendikten sonra iş sizin yaratıcılığınıza kalıyor. Malzemeleri temin edip farklı konseptlerde işi ilerletmeniz mümkün. Yeni yıl kutlamalarından ve hediye alışverişinden pek hazzetmesem de el emeğiyle yapılmış bir hediye kesinlikle diğerlerinden çok daha anlamlı oluyor. Arada bir ufak teraryumlar yapıp sevdiklerime hediye etme fikri aklıma yattı bile!
Teraryum bugünlerde ilgimi çekmekte... Bu yazı da gerçekten yararlı olmuş. Emeğinize sağlık. Harika bir armağan olabileceğini düşünüyorum özellikle kendi el emeği ile çalışıldıysa...