Çok sevdiğiniz o güzel t-shirtlerinizi eskidiğini kabul etmeyip, vermeye kıyamadığınız için evde giyerim diyerek, dolabınızın bir kenarına ayırıyorsunuz değil mi? Bingo! İşte, siz de ev giyimine önem veren o en çok sevdiğim kişilerdensiniz. Dizi çıkmış uyumsuz pijamaların dolaplara sokulmadığı günlere nihayet geldiysek ve nihayet artık sadece evde giymek için bir şeyler bakabileceğimiz markalar çoğaldıysa, bizi en çok gülümseten yerler olan evlerimiz için artık daha çok özenebiliriz demektir.

Ev giyimi ile ilgili olarak beni en çok sevindiren şeylerden biri de ‘amaan nasıl olsa evdeyiz’ düşüncesiyle uyumsuz pijama giyme eğiliminin kısım kısım da olsa azalmış olması. Moda tasarımı mezunu olmak da işte böyle bir şey sanırım. Evde bile şık, evde bile uyumlu olmalıyız fikrini sonuna kadar destekliyorum. Tabii ki size tuvalet ve smokinle gezmeliyiz demiyorum; ama koltukta mutlulukla yayılıp filmimizi izlerken bize neden pamuk gibi yumuşacık bir ev giysisi eşlik etmesin ki? Sonuçta, evde olmanın bile bir stili var değil mi? Ben de baktım ki ev giyimine olan sevgim ve ilgim gittikçe büyüyor, minimal tasarımlarına bayıldığım çok sevgili Pop-lin Homewear ekibi ile uzunca bir sohbet edelim ve bilmeyenler de onları tanısın, Pop-lin pijamaları ile herkes mutlu olsun istedim.

Pop-lin’in kurucuları Ayça Çobanoğlu, Duygu Ülgen ve Işıl Çoğal ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, sadelikten yola çıkan markaları ve son yıllarda yükselişe geçen ev giyimi trendi üzerine konuştuk. Son olarak, okurken aralarda görebileceğiniz koleksiyon tasarımlarının dokusunu da hissedebilirsiniz umarım; çünkü tasarımların baya bir anlatılmaz, giyilir ve yaşanır durumda olduklarını söylemem fazlasıyla mümkün.

Pop-lin, tamamen ev giyimi alanında ilerleyen el yapımı konsept bir marka. Bu yönde ilerlemeye nasıl karar verdiniz? Pop-lin’in arka planında kimler var?

Ayça: Evde olmaya aşık insanlar olarak sanıyorum ki kendimize en yakın hissettiğimiz alan buydu. Biz, ev giyimini vahşi moda kavramının, bir nebze de olsa, dışında görüyoruz. Bu bizim için oldukça belirleyici oldu. Pop-lin ekibi üç kişiden oluşuyor; Işıl ve ben kardeşiz, Duygu ile de uzun yıllardır yakın arkadaşız. Birlikte bir şeyler yapma fikri hep aklımızdaydı; çünkü birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Benzer düşüncelerimizin ve düşlerimizin olması, markamızın kurulmasını kendiliğinden gelişen bir süreç haline getirdi.

Hem kadın hem erkek için koleksiyon hazırlıyorsunuz. Tasarımlarınızın karakteristik özelliklerini nasıl tanımlıyorsunuz?

Duygu: Hem kadın hem de erkek koleksiyonlarımızın en belirleyici özelliği iyi bir tuşeye ve süslemeden uzak, yalın bir tarza sahip olması. Bize ilham veren şey sadelik.

Işıl: Koleksiyonlarımızda öncelikle yumuşaklık ve pürüzsüzlük hislerini yakalamaya çalışıyoruz. Kullandığımız kumaşlarda, renk skalamızda ve fotoğraflarımızda da aynı hisler üzerinden ilerliyoruz diyebilirim.

Kadınların ev giyimine olan ilgisi son yıllarda fazlasıyla artmış durumda. Sizce, erkeklerde durum nasıl?

Ayça: Şaşırtıcı şekilde erkeklerin de fazlasıyla ilgi gösterdiğini söyleyebilirim. İlk numunelerimizi 2010 yılının sonlarında çalışmıştık. O zaman sadece kadınlar için modellerimiz vardı. Paylaşmaya ve sipariş almaya başladıkça, çevremizden erkekler için de bir şeyler yapmamız gerektiği yorumlarını aldık. Örneğin; neden robdöşambr yapmıyorduk gibi sorular geliyordu. Bu, bizim de pek beklemediğimiz bir şeydi aslında; ama Pop-lin için harika bir yönlendirme oldu.

Koleksiyonlarınızı hazırlarken nelerden etkileniyorsunuz? Bu aşamalarda sizi yönlendiren belirgin başlık ve temalar oluyor mu?

Işıl: Evde olmak, tamamen kendine ait bir alanda geçirilen yaz öğleden sonraları gibi bir hissin karşılığı bizim için, sakin, huzurlu, aylak, kurabiye kokulu, kuş cıvıltılı… Ya da soğuk bir kış günü, battaniye altında sevdiğiniz adamla/kadınla, sevdiğiniz bir filmi izleme hissi gibi… Tüm koleksiyonlarımızda ortak anafikir bu hisleri yansıtabilmek oluyor. Hafif ve huzurlu hissetmenize yardımcı olacak ürünler tasarlamayı hedefliyoruz.

Tasarımlarınızda ilk göze çarpan pastel tonlar ve sade formlar oluyor. Kumaşlarınızı nasıl seçiyorsunuz? Kumaş seçiminde belirli öncelikleriniz var mı?

Duygu: Tasarımlarımızda yüzde yüz pamuk, ince poplin ve vual kumaşlar kullanıyoruz. İnce pamuklu kumaşların yumuşaklık hissi bizim için vazgeçilmez oluyor. Kullandığımız tüm kumaşların saf ve doğadan olmasına dikkat ediyoruz; tüm ürünlerimizi yoğun bir titizlik ve özenle üretiyoruz.

Pijama ve ev elbisesi gibi ana ürünlerine ek olarak, mevsimlere göre tamamlayıcı tasarımlarınız oluyor mu? Bu konuda nasıl bir yol izliyorsunuz?

Duygu: Evet, kış koleksiyonlarımızda el örgüsü bambu ya da yün ürünler görmeniz mümkün. Yaz içinse dış giyim olarak ya da sahil için tercih edilebilecek parçalarımız oluyor. Tamamlayıcı olarak görülür mü bilmiyoruz; ama biz sürprizleri de çok seviyoruz! Pijamalarımıza özel kese, uyku gözlüğü, çekmecenize koyabileceğiniz sabun kesesi, minik bir mutfak önlüğü gibi hediyeleri siparişlerimize ekliyoruz, kargolarımızı böyle ulaştırıyoruz.

Sun-Art etkinliğinde konuştuğumuzda, Pop-lin’in satış hayatına önce yurt dışında başladığını belirtmiştiniz. İlk olarak yurt dışında satışı tercih etmenizin nedeni nedir?

Ayça: Sınırlı sayıda üretim yaptığımız için internet üzerinden satış ile başlamak bizim için kaçınılmazdı. O dönemde bize en uygun site etsy.com’du ve dolayısıyla biz de planlamamızı yurt dışı odaklı yaptık. Almanya, Avustralya ve Rusya’dan butikler bize ulaştı, birlikte çalıştık. Ağustos 2012-Şubat 2013 aralığında ise Bilstore mağazalarında yer aldık. Bilstore ile olan işbirliğimiz ile birlikte Türkiye’de bilinirliğimiz artmış oldu. Sopsy.com ile Zet.com’un açılmasıyla da Türkiye için online satış kanalımızı oluşturmuş olduk.

Pop-lin ürünlerine nerelerden ulaşabiliyoruz?

Ayça: Bize www.pop-lin.com adresinden ulaşabilirsiniz. Yaz aylarında ise Kaş ve Alaçatı butiklerinde karşınıza çıkabilme olasılığımız çok fazla!