Bir sonraki İtalya seyahatime gün ve saatleri sayarken, gidene kadar heyecanıma ortak olsun diye belirlediğim ‘şu an İtalya’ya gidemiyorsan, iyi bir İtalyan restoranına git’ mottomun hakkını son günlerde iyice verir oldum. Evet, belki sarı sokaklarında gezmiyoruz. Sağa sola bakıp fotoğraf çekme lüksünden bir parça uzak kalıyoruz; ama iyi bir İtalyan yemeği yerken de sanki oradaymış gibi kendimi çok mutlu hissettiğim, sanki İtalya’nın en tatlı köşe başısındaki restoranında yemek yiyormuşum gibi gördüğüm gerçek. Tabii, bu her zaman olan bir şey değil. Türkiye’de gerçek İtalyan tatlarını yakalayan restoranların sayısı çok az. Özellikle, yemeğin malzemeleri kendi topraklarından, havasından, suyundan değilse, orijinal İtalyan tadına ulaşmak pek mümkün olmuyor. Bu pizza olmamış dediğim, bu peynirin tadı bu değildi ki diye söylendiğim çok oldu; ama artık size tabağın dibini sıyırtacak bir İtalyan tanıyorum: Trattoria La Scarpetta

L1

Bilenler bilir; ‘Trattoria’ aslında İtalyanların lokantası. Restorandan daha az resmi, biraz salaş ve tatları ile görünüşü açısından fazlasıyla lokal. Ristorantede şefin kendine has yorumu ile daha üst düzeyde bir pizza margherita yerken, trattoriada bizi daha lokal bir sunum bekler. Daha lokal bir tat, daha lokal bir domates sosu ve yorumu ile karşılaşabilirsiniz. Dekorasyon olarak, La Scarpetta aslında bir trattoria değil, bir restoran. Ama mutfağının emanet olduğu şeflerin Torinolu olduğunu dikkate alırsak, aslında burası gerçekten lokal İtalyan tatlarının sunulduğu bir yer.

L2

Trattoria La Scarpetta’ya girdiğinizde sizi bir İtalya haritası karşılıyor. Girişten sonra, pizza fırının da bulunduğu yerden ilerleyerek taze baharat bahçesinin üzerinden geçip masaların olduğu bölüme giriyorsunuz. Taze baharat bahçesi, gerçekten restoranın baharatlarının yetiştiği bahçe. Evin bir bölümünden bahçe tarafına geçilen cam köprü üzerinden görüntüsü çok hoş. Açık alanın üstü kış mevsiminde kapalı ama eminim yazları da burası çok neşeli olacak. Kışın gelip sevenler, yazın da keyfini burada çıkarmalı.

L3

La Scarpetta;  İtalyancada bir parça ekmekle tabakta kalan son yemeği sıyırmak anlamına geliyor. Aslında, Türk kültüründen fazlasıyla alışık olduğumuz bir şey bu. İtalyan mutfağı da pizza ve makarnadan ibaret değil; sulu yemeklerinin hakkını vermek, bitmeden son lokmayla o altın vuruşu yapmak lazım. Ne de olsa, yemeğin tadı damakta kalmalı. Yani; aynı Trattoria La Scarpetta’nın yemeklerinde olduğu gibi. Burada Torinolu şeflerimizin önderliğinde ufak bir İtalya turuna çıkıyoruz. Hafif güney etkileri olsa da yemeklerin geneline Kuzey İtalya tatlarının hakim olduğunu söyleyebilirim. Önermesi benden, en kısa zamanda gidip tatması sizden.

L4

Ben kendime iyi bir İtalyan şarabı bulmuşken peynir ve şarküteri tabağı ile başlayayım dedim. Tabaktaki peynir ve salamların şarapla harika bir uyum içerisine girmesi, beni başlangıç olarak fazlasıyla mutlu etti.  Benim gibi kokuya fazla duyarlı olanları çok mutlu edecek bir durumu özellikle belirtmem gerekir ki buranın İtalyan prosciutto (salam) çeşitleri hiç kokmuyor; ama tatları aşırı güzel. Şarküteri tabağı ile birlikte sipariş ettiğimiz Sotelenmiş Deniz Tarağı da yumuşacıktı; restoranın kendi spesiyalleri arasında bulunan bu başlangıcı da mutlaka denemenizi öneririm.

L5

Ana yemek olarak birkaç çeşidi deneyip tatmak istedik. Amacımız tam anlamıyla bir İtalyan akşamı yaşamak. Rahat konuşabilmek için seçtiğimiz masanın tam odun fırınının çaprazında olmasından olsa gerek, servise çıkan pizzalardan da gözümüzü alamıyoruz. Bir de öğrendik ki trüf mantarlı Pizza La Scarpetta pek meşhurmuş. İçeriğine bakınca bir de Straciatella peynirli olduğunu gördüm. Kaçar mı, hemen söyledik. Pizzamızın görüntüsü bir yana, tadı gerçekten muhteşem. Straciatella’nın trüf mantarı ve bonfile dilimleri ile olan uyumu muazzam bir durumda. Önerim; benim gibi fotoğraf çekme derdine düşmeden hızlı hızlı yemeniz. Sıcakken pek güzel.

L6

Pizzamızı paylaşmalık diye düşünmüştük. Onun ardından gelecek şekilde bir de Ossobuco alla Milanese (Fırınlanmış Dana İncik) ve Yaban Mantarlı Risotto söyledik. İtalyanlar için favori yemeklerden biri olan Ossobuco, Risotto Milanese (safranlı Risotto) ile buluştuğunda iyi bir ikili ortaya çıkıyor. Ossobuco’nun dana inciği öyle güzel pişmiş ki yerken ağızda dağılıyor demem bile yetersiz kalır anlatırken. Şiddetle tavsiye ediyorum. Şefin önerisiyle Levrek Dolgulu Ravioli’den de deneme şansımız oldu. Bugüne kadar deniz mahsüllü bir Ravioli tatmamıştım, La Scarpetta ile tanışmış oldum. Ama İtalyan makarnaları bir yana, risottolarına da bayılan biri olarak, Yaban Mantarlı Risotto bir diğer favorim oldu. Yemeklerin tadımının ardından, İtalyan gibi İtalyan yemeğimiz için fazlasıyla doğru tercihler yapmış olduğumuzu gönül rahatlığıyla söylemem mümkün.

L7

Erasmus için Milano’ya gittiğim dönemlerde aylardan Ağustos ve havaların da çılgın sıcak olması nedeniyle, yemekten içmekten kesilip tüm öğünlerimi limonlu sorbeye çevirmiştim. Hava o kadar bunaltıcı bir duruma gelmişti ki ondan başka hiçbir şey yiyemez olmuştum. En güzel günlerimi ferahlatan bu hafif tatlının bende yeri ayrı ve hazır iyi bir İtalyan restoranı bulmuşken, yemeğin üstüne bir sorbe yemeden kalkamam diyerek tatlı siparişimi de verdim. Bu sefer sadece limonlu değil biraz alternatifli, ev yapımı bir sorbem oldu. Ananas, mango ve limon toplarından oluşan tatlımı çok beğendiğimi söylemek istiyorum. Çok çok hafif, bir o kadar da ferahlatan bir karışım. Zaten İtalya’da da ‘digestivo’ (hazım kolaylaştıran) olarak servis edildiğini görebilirsiniz. Ben sorbemle mutluyum; ama arkadaşım da Tiramisu’sundan çok memnun kaldı. Onu da söylemeden geçmeyelim. Bu zamanlarda iyi bir mascarponeli tiramisu bulmak pek kolay olmuyor biliyorsunuz ki.

L8

Trattoria La Scarpetta, Etiler’in yeni İtalyanı. KBO Group’un yeme-içme sektöründeki ilk restoranı olarak, yıllardır Da Mario ile bilinen sokakta taze açılmış. Daha çok yeni bir mekan. Gerçek İtalyan lezzetleri tatmak istediğinizde, lezzetli bir fine-dining restoranı için burayı rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Şık dekorasyonu ve zengin şarap kavı ile özel gün, toplantı ve iş yemekleri için de saygın bir ortam sunuyor. Hafta içi bile çok çok kalabalık olduğunu göz önünde bulundurursak, haftanın yedi günü için rezervasyonun şart olduğunu söyleyebilirim. Torinolu şeflerimizden gerçek İtalyan lezzetleri tatmak için beklemeye değer. Mutlaka listenize not edin.

L9

Trattoria La Scarpetta Adres: Dilhayat Sok. No:16 Etiler / İstanbul