Güneşin Şehri: Napoli
Harika iki Napoli seyahatinden sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Tek bir nedenim var; insanların bu kadar korkarak ve önyargı ile yaklaştıkları bu şehir beni kalbimden vurdu ve her seferinde dönerken kalbimi nerde bıraktığımı bilerek bindim trene kuzeye dönmek için.
Güneyin sıcaklığı mı rahatlığı mı dersiniz bilmem ama Napoli ve insanı, insan hayatında bambaşka bir deneyim… Öncelikle gerçek pizzayı yemek istiyorsanız gitmeniz gerek Napoli’ye; bütün gün gülümsemek, kahkaha atmak istiyorsanız uğramalısınız… Mutluluğun şehri, mimari ve tarihi ile zengin bu şehirin nasıl oldu da adı çıktı, herkesten ”Aman Napoli, dikkat et!” cümlesini duyduk, kim ne yaşadı da bu güzel şehrin adını böylesine çıkardı.. Kabul ediyorum dışarıdan bakıldığında düzensiz, pis, gri geliyor olabilir ama içine girdiğinizde onun düzenine en fazla bir saat içinde çoktan ayak uydurmuş, grisindeki renkleri yakalamış hatta pis sokaklarında, dünyadaki en temiz sokaklarda bulamadığınız mutluluğu bulmuş olacaksınız. Fazla lafa gerek yok sanırım o zaman başlayalım…
İlk seyahatim Amalfi sonrası son duraktı Napoli’ye, ikincisi ise birkaç gün önce döndüğüm Roma seyahatim sırasında tekrardan gitme şansı bulduğumdu. İnternette yazan bunca ‘aman dikkat edin’ yazısına rağmen ben Napoli’yi çok sevdim ve tüm bunlara bir çürütme tezi olarak yazmak istiyorum yazımı.
Güney İtalya’nın Campania bölgesinde bulunan ve bu bölgenin başşehri olan bu güzel şehir, Roma ve Milano’dan sonra İtalya’nın en kalabalık üçüncü şehri… Bakmayın siz hiçbir şehirde belki de bunca korna sesi duymayacak, ara yollarında motorlar ve arabalarla bu denli samimiyet hissetmeyeceksiniz. Ekonomik olarak da yine Roma, Milano ve bu sefer Torino’dan sonra en güçlü şehri İtalya’nın ve eminim hepinizin bildiği üzere bir liman şehri olan Napoli gerçekten hakkında söylenen, hatta 1951 yapımı bir filme adını veren ‘Vedi Napoli e poi muori’ (Napoli’yi görün, sonra ölün) sözünün tam karşıtıdır. Şehri tam anlamı ile gezmek istiyorsanız en rahat yol tabana kuvvet kesinlikle, bunun yanı sıra kırmızı meşhur turist otobüsleri de büyük bir avantaj. Antik Yunan şehrinin hemen başucunda oturup bir kahve içmek, bir şeyler atıştırmak isterseniz Piazza Bellini‘de birçok tatlı mekan mevcut. Aynı zamanda üniversiteye yakınlığından, biraz da mekanın sempatikliğinden genelde gençlerin takıldığı, akşamları bir şeyler içebileceğiniz barların olduğu bir yer burası. Yani eğer nerede bu Napoli gençliği derseniz sizi Piazza Bellini’ye çağırıyorlar!
Tarih kokan Castel Nuova, 1279-1284 yılları arasında Sicilya kralı I. Carlo tarafından yaptırılmış. Galleria Umberto, en az (hatta fazla) Milano’daki galleria kadar güzel, burayı da atlamayın derim.
Gelelim ne yemeli ne içmeli kısmına.. Napoli’ye geldiğiniz zaman akla pizza gelir, bunun için de tek bir adres var L’antica pizzeria da Michele: Gerçek pizzayı tadabileceğiniz bu küçük aile işletmesi, 1870’den beri aynı yerde, bu mekan size Eat, Pray, Love filminden tanıdık gelecek ve ne tuhaftır ki bu kadar sevilen bir filmde yer almasına rağmen ne samimiyetinden kaybetmiş ne de fiyatlarını uçurmuş. İçerideki atmosfer sizi zamanda bir yolculuğa çıkaracak. Sanırım İtalya’da yaşadığım süre boyunca yediğim en iyi pizzaydı ve aldığım hiç bir kaloriden pişman değilim! Zira kendisi incecik ve çok hafifti… Çeşitler çok net; sadece iki çeşit var… Şu meşhur Margherita ve Marinara. Her iksinin de fiyatı 4,5 Euro. Belki sizin de yolunuz düşer ve hem bu samimi, güler yüzlü insanlarla tanışır, sohbet eder hem de mükemmel pizzalarını tadarsınız. (Adres: Via Cesare Sersale 1/3 Napoli)
Bu kadar yemekten sonra size Napoli çarşısını öneriyorum, hem birkaç hatıra alır, hem de esnafların birbirine seslenişlerini duyar, ara sokaktaki çamaşırların mis kokusunu içinize çekersiniz. Gerçekten Napoli sokakları çok renkli, aynı insanları gibi. Sokaklarda duyacağınız bol kızartma ve pastane kokusunun sizde tatlı yeme isteği uyandıracağını düşündüğüm için birkaç seçenek yazarak yazımı sonlandırıyorum: Baba al rhum, sfogliatella, millefoglie, zeppole, pastiera.
Güneşin şehri Napoli eminim sizin de kalbinizi kazanacak, keyifli geziler!
İlk yorumu siz yazın!