Hiyerarşi, İktidar ve Güç Üzerine: Sarmaşık
Bir armatörün iflas etmesiyle, o sırada seferde olan gemisindeki mürettebat için hayat birden başka bir hale, serüvene bürünür. Çünkü deniz hukuku gereği gemide kalmak zorundadırlar ve hiçbir yere kıpırdayamazlar. 5 gemici ve bir de kaptandan oluşan mürettebat bu muallak durumda hiyerarşik güç mücadelesine girişirler. Bir grup insan üzerinden memleketin, belki de dünyanın en önemli meselesini anlatan Karaçelik bunu o kadar iyi anlatıyor ki izleyici olarak koltuğa çivilenmemeniz imkansız.
Tolga Karaçelik Gişe Memuru filmiyle dikkat çeken genç bir yönetmen. Sarmaşık ikinci bağımsız filmi ve filmin senaryosu da kendisine ait. Gişe Memuru’ndan sonra büyük bir ivme kazanan yönetmen seferde olan bir yük gemisinde hukuki olarak mahsur kalan bir avuç insan üzerinden hiyerarşi, iktidar ve güç kavramlarını anlatıyor. Filmin, görüntü yönetmenliğini birçok başarılı projeye imza atan Gökhan Tiryaki üstlenirken, müziklerde Ahmet Kenan Bilgiç imzası var. Dramın ağır bastığı yapımın oyuncu kadrosunda ise Nadir Sarıbacak, Kadir Çermik, Hakan Karsak, Osman Alkaş, Özgür Emre Yıldırım, Seyithan Özdemir yer alıyor.
Filmin başlamasıyla her karekterinin gemiden önceki hayatlarını birer sahne ile izleyiciye gösteren yönetmen bu sayede ufacık da olsa kişiler hakkında fikir sahibi olmamızı sağlamış. Hepsi farklı hayatlardan gelen ve tek dertleri ekmek parası olan bu insanlar hakkında ilk anda çok fazla bilgimiz yok. Filmin ilerleyen bölümlerinde yönetmeninin karakter tahliline şahit oluyoruz.
Kahramanların gemiye çıkmasıyla başlayan film tam olarak ”armatörün batması ve gemi hukuku gereği belirli sayıda personelin gemide kalmak zorunda olmasıyla” başlıyor. armatörün ortadan kaybolması ve gemi için ödemesi gereken ücreti ödememesi gemiyi muallak bir sürece sokuyor. Gemide kalmak için hepsinin farklı bir amacı olan karekterler bizi başka başka sorunlara ve dışavurumlara götürüyor.
Gemide “Beybaba” lakaplı kaptan, makineci (ismini bilmediğimiz) “Kürt”, mutfak personeli Nadir, gemici olarak Alper ve Cenk, usta gemici olarak da İsmail kalmıştır.
Beybaba keyfine düşkün ve ekip içinde kendine seçtiği personel ile grup içindeki dengeleri elinde tutmayı sağlayan usta bir gemicidir. İlk olarak İsmail’i elinde tutan Beybaba daha sonra bunu Nadir üzerinden deneyecektir. Manevralarında tam bir siyasetçi izlenimi veren bu karakter doğrudan en güçlüyü temsil eder.
Geminin sivrilen karakterleri Cenk ve Alper, Cenk’in liderliğinde tam anlamıyla kafalarına göre takılıp belirsiz bekleyişi eğlenceli hale getirmeye çalışırlar ama, Beybaba’dan aldığı talimatlar ile gücünü kanıtlamak isteyen İsmail’in kraldan çok kralcılığı ile olaylar patlar. Çünkü İsmail, Cenk ve Alper’in takılmalarından, eğlenmelerinden, gürültülerinden rahatsız olan bu başıboşluğu kendine saygısızlık olarak görür, bu olaylara müdahale etmek ister ve sürtüşmeler başlar. Beybaba’dan aldığı gaz ile ağırlık kurmaya çalışan İsmail dengeyi koruyamaz. Cenk’in tavırlarının temelinde, personelin beraber hareket etmesi gerekliliği, Beybaba’nın güçlü olduğu ve keyfinin yerinde olduğunu fikri vardır. Ve bu fikir personel içindeki gelişmelere önayak olur.
Filmin diğer öne çıkan karakteri Kürt’tür. İsmini bile bilmediğimiz bu adamın sadece Kürt olarak çağırılması ve gemideki en ağır işi yapması filmin önemli unsurlarından biridir. Ekip içinde en ağır işi yapan Kürt ile Cenk arasında gelişen olaylar ve Kürt’ün birden ortadan kaybolması olaya başka bir boyut kazandırır. İyice sabır limitlerini dolduran gemicilerin sinirleri bozulmuş bazıları kabuslar görmeye başlamıştır.
Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü alan Nadir Sarıbacak’ın oyunculuğu ayakta alkışlanacak cinsten… Kürt ile yaşadığı sorgulamalar, Beybaba’ya karşı isyan etmesi, Cenk’in kimi temsil ettiğini apaçık ortaya çıkarır. Sürekli Kürt’e neden konuşmadığını soran, geleceklerinin belirsizliğinden şikayet eden Cenk bir isyanın başlangıcını oluşturur. Ve bir tek kişi ile evrensel bir sorunun özetini geçirir seyirciye.
Kaybolan Kürt karakterinin günler sonra sessizce gelmesi, sarmaşık metaforu, salyangozlar gibi bir sürü imgelere başvuran Karaçelik şüphesiz 2015’in en önemli yerli filmine imza atmış, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödülünü kazanmıştır.
İlk yorumu siz yazın!