Bask Bölgesinden Notlar: Bilbao, San Sebastian, St. Jean de Luz
Bilbao
Uzun zamandır top ten listemizin ilk sıralarında beklettiğimiz Bilbao şehrini tatili fırsat bilip görmemiz gerektiği düşüncesiyle yollara koyulduk. Daha öncelerdede yaptığımız gibi gezilecek yerlerle ilgili araştırmamızı yaptık ve sayfalarca isim ve adreslerden oluşan notlarımızı yanımıza aldık. Yaklaşık 5 saatlik bir uçuştan sonra Bilbao şehrine vardık.
Uçaktan iner inmez hayalini kurduğumuz tapasları mideye indirmeden şehri gezmek için gereken enerjiyi bulamayacağımız düşüncesiyle oranın en ünlü tapas barlarından içeri daldık. Irina Cafe şehrin en lezzeli tapas ve pinxhos’larını bulabileceğiniz çok hoş bir yer. Burada envai çeşit tapas arasında seçim yapmakta zorlanmanız içten değil. Tapas yanında Basque bölgesine ait proseccoya benzer bir beyaz şarap olan Txacoli‘yi mutlaka deneyin derim. Yöreye özgü içebileceğiniz bir başka içki ise Beer con lemon dedikleri limonlu bira veya yaban eriği aromalı Patxaran likörü.
Şarap eşliğinde enfes lezzette tapas
Bask ve diğer ispanyol bölgelerinde sıkça kullanılan , iştah açıcı, appetizer olarak servis edilen pinxhos lar… Genelde yanında Txikito denen şarap veya Zurito denen bira ile ikram edilir.
Basque bölgesine özel Gateaux Basque dedikleri içi kremalı kek. Yemeden dönmeyin!
Biz, yediğimiz onca tapastan sonra hazmetmek için şehrin eski bölgesi olan Casco Viejo ya giderek oradaki ara sokakları gezmeye karar verdik. Ancak unuttuğumuz bir şey vardı ki, saat iki ile beş arası, siesta dolayısıyla dükkanların çoğu kapalıydı. Siesta İspanyolların öğle aralarında verdikleri dinlenme molalarıdır. Yaklaşık birkaç saat boyunca dükkanlar kapanır ve caddeler boşalır. Tabii bu bizi yıldırmadı ve en yakın kafeye gidip yine Basque bölgesine özel Gateaux Basque dedikleri içi kremalı kekimizi yedikten sonra Guggenheim Müzesi’ne doğru yola çıktık.
Karşıdan kıvrımlı bir yapıya sahip olan bu modern sanat müzesi Bilbao şehrini görülmeye değer en önemli mekanlarından biridir. Resim , heykel ve çeşitli sanat objeleriyle bu müze 21. yüzyılın çağdaş sanatının muhteşem bir yansımasıdır.
Modern zamanların en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilen Guggenheim Müze binasının dış cephesinin büyük bölümü titanyumla kaplanmıştır.
Müze gezintilerinin oldum olası iştah acıcı etkisi olduğu konusunda hemfikir olduktan sonra soluğu akşam yemeği için daha önceden yer ayırttığımız dünyaca ünlü Michelin restoranlarından biri olan Zortziko’da aldık. ‘Burnt Out’ filminde, müşterilerinin etrafında dört dönen garsonların aksine buranın kendine özgü sakin, huzurlu bir havası vardı. Olağanüstü bir sunumu olmamasına rağmen yediklerimiz oldukça lezzetliydi.
Bilbao’ya gitmişken araba kiralayıp kıyı boyunca uzanan küçük kasabaları gezmemek olmazdı. Biz de, ertesi gün uyandığımızda tekrar yollara koyulduk. Sırasıyla Pireneler’in batısında, Kuzey İspanya ile Güneybatı Fransa’nın arasında en güzel Bask şehirlerinden biri olan San Sebastian, sonra Güneybatı Fransa’daki küçük ama sevimli şehirlerden St. Jean de Luz ve bir o kadar şık Biarritz ile de kapanış…
San Sebastian
San Sebastian, İspanya’nın kuzeyindeki Bask bölgesinde küçük bir sahil kasabası. Bask dilinde Donostia olarak da bilinen bu bölgenin bir ucunda Monte Urgull Kalea tepesi, öteki tarafında ünlü Bask heykeltıraşı Eduardo Chillida Juantegui’ye ait Haizeen Orrazia (Rüzgârın Tarağı) isimli demir yontu ve bu iki nokta arasında da boylu boyunca uzanan La Concha plajını bulabilirsiniz. Bu plajda günün hangi saatinde ve hangi mevsimde olursa olsun, yürüyüşe çıktığınızda rüzgârla dans eden ve bazen de cebelleşen sörfçüleri görebilirsiniz.
La Concha Plajı
Maria Cristina Köprüsü
Nehir kıyısında yürüyüş yapmak ve bisiklete binmek San Sebastian’da yapılması gerekenler arasında.
Biz her zaman olduğu gibi ‘ can boğazdan gelir’ deyimi doğrultusunda keşfimize Michelin yıldızlı restoranlar ve pintxos restoranlarını bulabileceğiniz eski şehrin bulunduğu dar sokaklarda başladık. Daha önceden bizlere önerilen Gambini adlı restoranda müthiş lezzetli kalkan balığımızı yedikten sonra şehrin sevimli meydanlarından Plaza de Constitucion da kahvemizi içtik. Tüm şehri kuşbakışı görebileceğimiz fünikülere doğru yola çıktık. Monte Igueldo tepesinden aşağıya baktığımızda gördüğümüz nefes kesen manzara uzun yıllar hafızalarımıza kazınacak gibiydi.
Monte Igueldo tepesinden kuş bakışı.
St. Jean de Luz
Eğer oralara kadar gelmişseniz ve altınızda araba var ise St. Jean de Luz mutlaka görmeniz gereken küçük bir balıkçı kasabası. Eski binaları, daracık sokakları ve küçük fakat sevimli meydanları ile insana huzur veren bir atmosfere sahip. Sahilde balık lokantaları, meydanlarında ise küçük küçük cafeler…
St. Jean de Luz- Şirin ve sevimli bir sahil kasabası
Biz son noktamız olan Biarittz’e doğru yola çıkmadan, kasabanın ünlü bir pastanesi olan Etchebaste‘de sıcak çikolatalarımızı yudumlayarak bir sonraki seyahatimizin nereye olacağı konusunda hayallere dalmıştık bile….
Etchebaste Pastanesi
Enfes pastalar...
Güle güle San Sebastian… Tekrar görüşmek üzere!
içten ..samimi.. güzel...
keşfetmeye devam...