Şişli’nin Yeni Sanat Durağı: Mongeri Binası
Bozlu Art Project bir yere gitmedi merak etmeyin, City’s AVM karşısındaki yeri duruyor. Fakat galerinin bağlı olduğu Bozlu Holding, yönetim binasının, nam-ı diğer Mongeri Binası’nın da bir sanat merkezi olarak hizmet vermesine karar vermiş. Bozlu Art Project 2013’ten beri ticari bir galeri olarak çalışıyor. Buna rağmen eğitimci bir misyon da üstlenerek, sergilerine paralel yayınladıkları harika kaynaklarla dikkatimi çekiyordu. Tamamen ücretsiz olan Mongeri Binası ile Bozlu, sanat alanındaki girişimlerinin toplumsal işlevlerine ağırlık vermeyi amaçlıyor olmalı.
Mongeri binası, oraya gelene kadar içinden geçtiğim toptancılar, çevredeki sevimsiz işyerleri ve arkasında yükselen dev gökdelenin aksine doğduğu yüzyılı yaşamaya devam ediyor gibi. 1920’lere tarihlenen Guilio Mongeri’nin tasarladığı bina Cumhuriyet dönemi I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın iyi korunmuş örneklerinden. Bu arada Şişli ve Bomonti civarında bu kadar tarihi köşk ve bina olduğunu bilmezdim…
İçeri girince biraz dinlenmemi şimdi birisinin benimle ilgileneceğini söylediler. Bir şaşırdım, ‘acaba’ dedim ‘başkasını bekliyorlardı da onu ben mi sandılar?’. Meğer henüz yeni olduklarından ziyaretçiler yanlışlıkla ofislere giriyormuş, bu yüzden gezerken ziyaretçilere eşlik etmeye karar vermişler. Bana Büşra Sokur eşlik etti ve eserler hakkında bilgisi olduğundan turumuz çok keyifli geçti. Eserler hakkında açıklamalar henüz eklenmediğinden belki de bu şekilde gezmek ziyaretçi için de daha faydalı.
Server Demitaş’ın kinetik heykellerinden biri
Binada Şükrü Bozluolçay’ın 1970’lerde başladığı modern ve çağdaş sanat koleksiyonundan eserler sergileniyor. Sizi, bir Antik Yunan heykeli sanacağınız, yapıya da son derece uyum sağlamış bir çocuk büstü karşılıyor. Altındaki pedala bastığınızda nefes alıp vermeye başlayan bu çocuk, gezerken birkaç eserini daha göreceğiniz Server Demirtaş’ın kinetik heykellerinden biri.
İlk iki katta sergilenen koleksiyonda Türkiye’nin önemli sanatçıları Neş’e Erdok, İnci Eviner, Halil Akdeniz, Çağatay Odabaş, Adnan Çoker’in eserlerini görebilirsiniz. Koleksiyondaki, az sayıda yabancı sanatçılardan biri Marck. Yeni medya sanatına ayrılmış küçük odada kapıyı açtığınızda sizi karşılayan şırıl şırıl su sesi, İsviçreli sanatçının video-heykelinden geliyor.
Koleksiyonda en çok ilgimi çeken Balkan Naci İslimyeli’nin her biri farklı bir sanatçıya ait olabilecek kadar farklı tarzlardaki dört eseri oldu. Sizin de ilginizi çekerse, sonra benim gibi kütüphaneye geçip sanatçının beş parmak kalınlığındaki kataloğunu karıştırabilirsiniz.
İnci Eviner, İsimsiz, 1956
Server Demirtaş, Canım Sıkılıyor, 1957
Marck’ın video-heykelleri
Kütüphane, toplantı odası gibi, maksimum 10 kişilik bir oda. Randevu alarak gidip sanatla ilgili çeşitli kitaplara ulaşabilirsiniz. Koleksiyonu gezerken dikkatinizi çeken sanatçıların kitaplarını da burada bulabilirsiniz. Hele Şişli, Nişantaşı tarafında oturuyorsanız mutlaka yararlanılmalı derim.
Binanın en hoş süprizi ‘Sanatçı Atölyeleri’ adlı odaydı. Koleksiyondaki sanatçıların üretimleri sırasında kullandıkları her çeşit malzeme burada bir araya getirilmiş. Bir anı odası gibi. Fahrelnisa Zeid’in bol renkli paleti, Mehmet Güleryüz’ün kolay çalışmak için hep sağ kolunu kestiği gömleklerinden biri, Ali Alışır’ın mouse’u… Tavsiyem tüm koleksiyonu gezdikten sonra buraya uğramanız. Gördüğünüz eserlerin üretim süreçlerini buradaki objelerle anlamlandırabilmek çok keyifli oluyor.
Komet’in atölyesinden
Ali Alışır’ın mouse’u üzerindeki boyalarla sanatçının resimden fotoğrafa geçişini ifade ediyor
Çağatay Odabaş’ın boya ve marker kalemleri
Tarihi binasıyla, eserleriyle, kütüphanesiyle takip edilmesi gereken bir sanat durağı olmuş Mongeri Binası. Zamanla detaylar daha da iyi oturacaktır. Kısa zamanda daha çok kişinin duyması, bilmesi gerek diye düşünüyorum. Civarda olacağınız bir gün programınıza eklemeyi ihmal etmeyin 🙂
Giriş ücretsiz, Salı-Cuma: 13:00-17:30
İlk yorumu siz yazın!