Toskana'nın Büyülü Kasabası: Cortona
İtalya’nın neresini gezsem beni her seferinde kendine hayran bırakmayı başarıyor. Toskana seyahatimize gitmeden önce, şu zamana kadar gezdiğim yerler arasında en çok büyüleneceğim bölge olacağını biliyordum. Ve öyle de oldu… Toskana, sanki başka bir dünya. İtalyan yemekleriyle, kültürüyle, tarihiyle doğanın en muhteşem halinin birleşiminin fotoğraflardan anlaşılmayacak kadar güzel tablosu. Toskana gezimize Bologna’dan kiraladığımız arabamızla 2buçuk saat yol yaparak ulaştığımız Cortona kasabasıyla başladık. Cortona tüm hayatımda gittiğim en güzel, en tatlı kasabaydı..
Cortona’ya gitmeden birkaç gün önce pek sevdiğim Diane Lane’nin başrolde olduğu “Under The Tuscan Sun” filmini seyrettim. San Francisco’da kocasıyla boşanma sürecinde olan Frances Mayes’in Toskana tatiline çıkıp, Cortona’ya aşık olmasını anlatıyor film. Mayes’in Cortona’daki insanlarla ilişkisini, kendini oraya ait hissedişini izledikçe daha da çok heyecanlandım tatilim için. Dediğim gibi, tüm beklediklerim doğru çıktı, hatta hayal ettiğimden bile daha da büyüledi beni burası.
Bir de en sevdiğim filmlerden “Life is Beautiful”un ilk sahnelerinden biri Cortona’da Teatro Signorelli’nin önünde çekilmiş. Tarihi yerler herkesin ilgisini çeker ama burası bir farklı geldi bana. Nasıl anlatsam bilemiyorum, yaşanmışlığı hissediyorsunuz Cortona sokaklarında.
2003’te çekilen “Under The Tuscan Sun” filminden sonra normal olarak Cortona’nın popülerliği artmış, ancak gelen turistler diğer şehirlerdeki gibi (Pisa örneğin!) Cortona’nın kendisine has güzelliğini hiç bozmamış. Peki gelelim hangi oteldeki kaldık, nerelerde yemek yedik…
Başlamadan önce tavsiyelerim, bu kasabaya mutlaka ilk fırsatta gitmeniz, burayı doya doya yaşamanız. Kesin bir emlakçıya girip, ev fiyatlarını sorup, buraya taşınsak mı diye düşüneceksiniz. Demedi demeyin 🙂
Cortona’ya Ulaşım
Cortona Toskana’da Arezzo şehrinin bir kasabası. Arezzo’ya direk uçuş yok. Ancak Floransa’dan araba kiralayıp rahatça buraya ulaşabilirsiniz. Biz önceden Floransa’yı gördüğümüzden önce Bologna’ya uçalım, biraz orayı da görelim dedik. Sonrasında kiraladığımız arabayla 2buçuk saat içerisinde belki de hayatımınızda gördüğümüz en güzel yere ulaştık.
Cortona’da Nerede Kaldık?
Le Bifore Konum
Cortona’da kaldığımız butik otel Le Bifore’yi Cortona ziyaretinizde konaklama için tavsiye ediyorum. Lokasyonu harika, Cortona’nın saatlerce oturup şarap içebileceğiniz merkezine çok yakın. Yalnızca 6 odadan oluşan otelin her odası rüya gibi bir manzara görüyor. Kahvaltıyı otelin girişindeki şık salonda ediyorsunuz ve sahipleri çok sempatik insanlar…
Bu arada Cortona’da merkezden uzak kalmanıza imkan yok; çünkü tahmin ettiğinizden çok daha küçük bir kasaba burası; ancak sıkılmıyorsunuz. Boş sokaklarında yürümek bile insana o kadar ilham veriyor ki… Anlatılmaz yaşanır cinsten.
Yukarıdaki fotoğraftaki cennet zannedebileceğiniz görüntü Le Bifore’deki odamızın manzarası. Otele gün batımından sonra geldiğimizden sabah 7’de bu manzarayı görmek için erkenden kalktım. Eşim Tuna uyurken camın önüne geçip, uzun uzun hayal kurdum. Temiz havayı içime çektim 🙂
La Bucaccia da Romano Konum
Toskana’nın her yerinde olduğu gibi Cortona’da da yemekler i-na-nıl-maz! İlk akşamımızda gittiğimiz La Bucaccia da
La Bucaccia da Romano’daki yemeğinizin sonunda tiramisu yemeyi unutmayın. İtalya’da tiramisu her yerde çok güzel ancak bazı yerlerde kesin daha lezzetli! Atmosferine ve çalışanlarına da bayılacağınız bu mekanı kesinlikle tavsiye ederim. Tarih öncesi bir binanın içerisinde, uzun zamandır yediğiniz en leziz yemeği yemek insanın ömrünü uzatıyor.
Preludio Konum
Cortona’da ikinci günümüzde öğle yemeğini nerede yiyeceğimiz belli değildi; hatta açmıydık ona bile karar veremiyorduk. Ta ki Preludio’nun sarımsak kokusunu yokuşun en başından duyana kadar. Müthiş yemek kokularının farkına vardığımız anda, Tuna’ya birbirimize bakıp, kokuyu takip edelim dedik 🙂 Ve Preludio’ya varmıştık! Mekan muhteşem. Yemekler, ikramlar, servis harika. Yemeğimize balkabağı çorbasıyla başladık; porcini mantarlı risotto ve trüflü tortelli (tortelini değil) ile devam ettik. Başına ikram gelen kuşkonmaz çorbası da dillere destandı diyebilirim. Öncesinde prosecco’muz, sonrasında kırmızı şarabımız ve finalde limoncello’muzu da içtik. Hayal gibi bir öğle yemeği yaşadık!
Osteria del Teatro Konum
İkinci gecemizde gittiğimiz Osteria del Teatro, Cortona’nın en meşhur restoranı. 1 kg’ın üzerinde gelen Fiorentina’sı çok meşhur. Tuna’yla İtalya tatillerimizdeki en vazgeçemediğimiz üç şey: 1. Klasik olarak bol şarap, 2. Yine klasik bir başlangıç olarak bol kremalı makarnamız, 3. ise Fiorentina’mız. Evet, her seferinde restorandan çıktığımızda 1 saat yürüyüş yapmamızı gerektirecek kadar doyuyoruz ama o etin tadı her şeye değiyor! İtalya’da mekanların iç atmosferini görmek adına genelde içeride oturuyoruz ama buranın dış kısmı o kadar sempatikti ki dışarda oturmayı tercih ettik. Ancak içerinin güzelliğini de görmeyi unutmayın; yüksek tavanlı, duvarlarında harika tabloların olduğu, küçük odalardan oluşan bu restoranın içerisi gerçekten görmeye değer.
Cortona’da yaşadıklarımı ve yediklerimi yukarıda kısa kısa anlatmaya çalıştım. Ama bu yazıdakiler hissettiklerimin gerçekten yüzde 20’si. Oksijen dolu bir kasabada, her daim güler yüzlü insanlarla sohbet etmek, ara sokaklarda kaybolmak, saatlerce yürüyüp hayaller kurmak bana çok iyi geldi. Size de iyi geleceğine eminim. Evet, İtalya’yı her yönüyle seviyoruz! Bu en büyük gerçek! <3
Herkese sevgiler xx
İlk yorumu siz yazın!