Pazar sabahlarının olmazsa olmazı, keyfimizin en lezzetli kahyası ve hatta tüm bir hafta neredeyse sırf bunun için çalıştığımız bir ritüelimiz vardır: Kahvaltı! Tükkan Karaköy ise yeni başlattıkları, çok çeşitli ve pek lezzetli brunch menüsüyle Cemal Süreya’yı bir kez daha haklı çıkarıyor.

Konum

Karaköy’ün en bilindik ve en gelindik mekanlarından Tükkan, son bir aydır hummalı ve lezzetli bir çalışmanın içinde. Önceden sadece omlet, menemen, tost gibi temel birtakım çeşitleriyle sundukları kahvaltı hizmetini, olmuşken tam olsun, keyfi de içeriği de zengin olsun diye brunch’a çevirmeye karar vermişler. Oturup bunun için çalışmaya, klasiklerin yanında farklı lezzetleri açık büfe olarak boydan boya sermeye, büfenin sınırlarını aşıp bara kadar çeşitleri sıralamaya başlamışlar. Amaç, bir hizmeti sunacaklarsa en iyisiyle yapmak, önce gözleri sonra mideyi doyurmak ve keyfi de tüm bir güne yaymak. Bir kahvaltı delisi olarak amaçlarına fazlasıyla ulaştıklarını söyleyebilirim.

Nasıl olduğunu merak ediyorsanız buyrun adım adım incelemeye alalım. Önce Tükkan’da bir yer beğenin, ister içeride ister dışarıda; sonra geçin uzun masanın başına, elinize tabağınızı ve güzel lezzetleri denemeniz için de gardınızı alın. Masada en az 25 çeşit göreceksiniz. Siz deyin beş, ben diyeyim yedi çeşit peynirden başlayın, zeytinler, yeşillik, sigara börekleriyle devam edin. Biraz patates salatası ve biraz da mantarlı soteden alın. Tabağınız dolacağına göre onu sakince masanıza bırakın ve büfenin başına geçip bu sefer sıcak yiyeceklere uzanın. Menemen, omletten başlayın, biraz domates soslu sosis biraz da sucuklardan tabağınıza koyun. Bitti mi, tabii ki bitmedi, pişiler, yumurtalı ekmekleri es geçmeyin, arkanızdan ağlatmayın. Son olarak  da ekmek çeşitleriyle ikinci adımı tamamlayın. Biraz tabağınızdan taşıyor gibi görünse de, endişeye gerek yok çünkü az sonra keyfiniz de engellere sığmayıp taşacak.

Çayınızı veya kahvenizi söyleyip yanında da taze sıkılmış portakal suyunu istedikten sonra ilk iki adımı gerçekleştirmişsiniz ve artık  yemeye başlayabilirsiniz demektir. Kahvaltınızın bununla bittiğini sanmayın, hani reçeller diye merak ederseniz de o zaman haydi  geçelim üçüncü adıma, yani tatlı köşesine. Bar tarafında başlangıç noktanız reçeller ve kaymakla balın birlikte verildiği minik kavanozlar olsun. Sonra da Nutella (onsuz kahvaltı düşünemiyorum), tahin, pekmez, fıstık ezmesinden de küçük parçalar halinde tabağınıza konsun. Benim gibi biraz ara verdikten sonra finali de meyveli tartoletlerle ve muffinlerle yapın. Bu dört adımı benzer bir sırayla yapmak zorunda değilsiniz. Önce tuzlu sonra tatlı sıralamam değişmediği için böyle bir yol izlerim ama siz tüm adımları tersten başa yapacağınız gibi ortaya karışık da alabilirsiniz.

Atacağınız bu adımlar ve alacağınız her lezzet bir defaya mahsus değil. Açık büfe dediysek, sınırlarımız da açık olacak. Birkaç tur yapabilirsiniz, arada köpüklü bir kahve molası verip yine biraz biraz daha çeşitlerden seçebilirsiniz. Kahvaltıyı öğle yemeğine bağlamak ve en sonunda bir filtre kahveyle sonlandırmak gibi birtakım opsiyonlarınız mevcut. Şahsen kahvaltıyı ayrı yapıp sadece favorim mantar soteyle bile öğle yemeğimi tamamlayabilirim; tartoletlerden de birkaç tane daha tatmayı unutmadan… Ayrıca hemen belirtelim, mevsimine göre yeni seçenekler de ekleyecekler, misal yazın kavun-karpuz gibi.

Bu keyfin süresi ve bütçesi nedir diye sorarsanız, keyfin uzun, bütçenin de aslında ayrıntılı düşündüğünüz zaman o kadar yüksek olmadığını söyleyebilirim. Sadece pazar günleri sundukları brunch servisinden 11:00-16:00 saatleri arasında yararlanabilirsiniz. Bu süre içinde mekanda başka bir yemek servisi yok ancak zamanınız kısıtlıysa ve yine bir şeyler atıştırmak isterseniz müşteri yoğunluğuna göre menüdeki bir seçeneği hazırlayabiliyor yani sizi eliniz boş göndermemeye çalışıyorlar. Brunch’ın ücreti ise kişi başı 60 TL. Birden yüksek gelebilir ama altını çizmek istediğim bir nokta var o da tüm sıcak ve soğuk içeceklerin fiyata dahil olması. Herhangi bir açık büfe bruncha gitseniz sadece çayı sınırsız alırsınız, üstüne bir kahve ve portakal suyu isteseniz, brunch’a vereceğiniz fiyatı ikiye katlayarak mekandan ayrılırsınız. Burada portakalından vişnesine kadar isteyebileceğiniz meyve suları, americano’sundan esspresso’suna kadar alacağınız içeçekler hem sınırsız hem de çok çeşitli. Kahvaltı ve öğle yemeğini bir arada yediğinizi düşününce, lezzete ve keyfe doyunca, o kadar da yüksek olmadığını görüyorsunuz.

Modası geçmeyen, her daim yeni keşifler sunan Karaköy’e, gelin bu kez de bir pazar sabahı Tükkan’da ‘merhaba’ deyin. Gününüzü şenlendirmek, kahvaltının mutlulukla nasıl bir ilgisi olduğunu görmek ve hatta bizzat yaşamak için bu brunch kaçmaz. Şimdiden afiyet olsun!

Tükkan Adres: Kemankeş Karamustafa Paşa Mah. Mumhane Cad. No:34 Beyoğlu / İstanbul