Geçenlerde okuduğum, David Ruciman’ın “Politika” adlı kitabının bir kısmında Makyavelcilikten bahsediyordu. (Makyavelizm: Devlet yönetiminde amaca ulaşmak için her türlü araç kullanma temeline dayanan siyasal öğreti.) Makyavelci siyasal öğretiye örnek olarak da günümüzde cenneti andıran Danimarka’yı örnek veriyordu. Danimarka’nın başarılı dizilerinden ve yurt dışından da izleyici toplayan “Borgen” de Makyavelciliği anlatıyor. Peki bu politik drama dizisi insanlar tarafından neden bu kadar çok beğenildi?

Borgen
Borgen

Borgen, Orta Yol lideri Birgitte Nyborg’un (Sidse Babett Knudsen) hükümet kurma görevini üstlenmesi ve Danimarka’nın ilk kadın başbakanı seçilmesiyle başlıyor. (Senaryonun yazıldığı dönemde Danimarka’nın başbakanı gerçekten de kadındı: Helle Thorning Schmidt) Benim fikrimce izleyicilerin bu diziyi beğenmelerinin başlıca sebebi başbakan ofisi ve çevresinde gerçekleşen entrikalardan bahsediyor olması.

Borgen Pressemøde
Borgen Pressemøde

Dizinin başlarında geçen önemli bir sahnede başbakan akıl hocası tarafından parlamentonun tepesine çıkarılır. Hocası Kopenhang’ı gösterir: “Bu senin” der, “ama onu istemen gerekiyor.” Birgitte kibar bir politikacıdır. Akıl hocası tarafından uyarıldıktan sonra, az önce ağlayarak çıktığı toplantıya bu kez güleryüzlü ve gözü kara bir politikacı olarak geri döner. Dizinin diğer önemli kısmı ise siyaset-medya ilişkileri…  Medya, hükümetin en ufak açığını yakalamak için ellerinden geleni yapıyor. Medya korku tüneli gibi; tüm hükümetlerde olduğu gibi Borgen dizisinde de…

Borgensc 182 184
Borgen

2010-2013 yılları arasında ekrana gelmiş olan Borgen, 3. sezon sonunda final yaptı. Ünlü roman yazarı Stephen King 2012 yılında en iyi dizi olarak Borgen‘ı göstermiş. Eğer siyaseti ve entrikalarını seviyorsanız, bence sizler de izlemek için şans verin. Bıkmadan ve sıkılmadan izleyeceğinize eminim. Tabii ki az önce dediğim gibi politikaya ilgi duyuyor ve seviyorsanız. Diziyi internet üzerinden ya da Digiturk’ten (Bein Series Drama) izleyebilirsiniz.

Şimdiden iyi seyirler!