Konum

Rüzgar sörfü için gittiğim Kanarya Adaları’ndan döneli henüz 4 ay olmasına rağmen, daha önce tekrar gitmek için hiç bu kadar sabırsızlandığım başka bir yer olduğunu hatırlamıyorum. Bu adalarda insanın içine işleyen büyülü bir şey olduğu kesin. Öyle ki; ilk seyahatimde Fuerteventura’da tanıştığım herkes, ama istisnasız herkes, buraya daha önce en az bir kere gelmişti. Hatta her yıl düzenli olarak gelenler bile vardı. Sanırım artık ben de onlardan biriyim!

Adalara ikinci seyahatimin rotası bu defa, her adada en fazla üç gece kalacak şekilde sırasıyla Gran Canaria, Tenerife ve yine Fuerteventura olacaktı. (Fuerteventura ve Lanzarote seyahat notlarımı bir önceki yazımda okuyabilirsiniz)

Bu arada size bir tüyo vereyim; Rynair Havayolu ile adalara Madrid veya Barcelona’dan 45 Euro karşılığında gidip dönebiliyorsunuz! Bu fiyat benim yaptığım gibi kabin bagajı ile seyahatlerde geçerli. Hava sıcaklığının yıl boyunca 21-28 derece olmasından dolayı bütün gününü suda geçireceklerin fazla birşey götürmesine hiç gerek yok. İlk seyahatimde İzmir-Munih-Fuerteventura rotasını Sunexpress ile uçmuştum. Bu seferki tercihim Rynair oldu.

İstanbul’dan Madrid Barahaj havalimanına ulaştığımda Las Palmas – Gran Canaria uçuşuna 5 saat kadar vardı. Bu nedenle metro ile şehir merkezine gidip birkaç saatliğine de olsa Madrid’i de görme fırsatı buldum. Madrid – Las Palmas arası 2s 40dk uçtuktan sonra Gran Canaria -Las Palmas havalimanına indik. Yağmur yağmış ama hava ılık.  Şehrin batı kıyısında bulunan La Ventana Azul Sörf hostele taksi ile 30dk içerisinde ulaştık. Geceliği 20 Euro’dan kalabileceğiniz, şehrin en güzel manzaralı hostel ve otellerinin bu kumsal üzerinde yan yana sıralandığını belirtmeliyim.

Las Palmas,  7 adadaki şehirlerin en büyüğü, en kuvvetli rüzgara sahip olanı ve bence en güzeli. Aynı zamanda Tenerife adasındaki Santa Cruz de Tenerife şehri ile birlikte adaların eş başkenti. Las Palmas adeta minyatür Barselona. Şehir, kültür ve aktivite anlamında çok zengin. Üstelik oldukça yeşil. Adına yakışır bir şekilde her yerde çeşit çeşit palmiyeler görebilirsiniz.

Gran Canaria’da 3 gece kalıp Tenerife’e geçeceğim için buradaki günlerimi çok iyi değerlendirip, olabildiğince farklı sörf noktalarını tecrübe etmeliydim. İlk günümü çok sevdiğim Las Palmas şehrine ayırdım ve hiç hesapta yokken ilk kez dalga sörfü yapmayı denedim. Adanın bu bölgesinde (kuzey doğu) dalga sörfü oldukça popüler, burada rüzgar sörfü yapan hiç göremezsiniz. Ben de bunu bir fırsat bilip denemeye karar verdim.

Sabah erkenden uyanmış, Las Canteras sahili boyunca yan yana dizilmiş sörf okullarından bir tanesi olan Oceanside Surf School’da ilk dersim için kaydımı yaptırmıştım bile. Ders saatine kadar başka bir okulun dersini izleme fırsatı bulmak çok iyi oldu. Buradan görebilirsiniz. Toplam iki saat süren derste önce okulda kısa bir video izletiliyor. Ardından kumda teori anlatılıyor, ısınma ve kumda pratikten sonra denize dalga avına çıkıyoruz.

Uzun yıllar rüzgar sörfü yapmış olmanın denge açısından çok büyük bir avantaj sağladığını söyleyebilirim. Ancak dalga yaklaşırken, board’un üzerinde doğru zamanda ayağa kalmak için epey bir pratik yapmam gerektiği aşikardı. Dalga sörfünün, öğrenme aşamasında oldukça fazla efor gerektirdiği için yorucu olduğu çok doğru. Ama daha önce denizde hiç bu kadar eğlenmiş miydim acaba 🙂 Ders sonrası ekstra çalışma için iki saat daha suda kaldığımı ancak çıkınca fark etmiştim. Eğer fazladan bir-iki günüm daha olsaydı, vaktimin tümünü kesinlikle bu işi tam olarak öğrenmeye adardım. Tüm ekipmanlar, wet suit dahil bu çılgın tecrübe için sadece 25 Euro ödedim.

Bu yorgunluğun üzerine biraz mola verip, kendimi en sevdiğim yemek ile ödüllendirebilirdim artık.

Ardından biraz dinlenmek için hostele dönüyorum. “Siesta” ne güzel bir gelenek…

Muhteşem geçen ilk günün ardından ikinci günümde artık buraya ne için geldiğimi hatırlamamda fayda var 🙂  Gran Canaria’da rüzgar sörfü yapılacak yerler adanın doğu kıyısında sıralanıyor.

Her ne kadar toplu taşıma ile ulaşım oldukça kolay ve ucuz olsa da, iki gün boyunca birçok noktada rüzgar sörfü yapmak için araba kiralamak en uygun seçenek. Planım, Vargas’dan başlayıp Plaja del Ingles arasında mümkün olduğunca fazla noktada rüzgar sörfü deneyimi yaşamak. Las Palmas’dan araba ile yola çıkıp yarım saat sonra ilk durak olan Vargas’a ulaşıyorum.

Vargas özellikle büyük dalgaları ile meşhur. Dünyaca ünlü rüzgar sörfü şampiyonlarından Philip Köster’in yaşadığı bu yer pek çok PWA dünya şampiyonasına ev sahipliği yapmış bir nokta. Burada sular yükseldiğinde dalgaların boyu da yükseliyor. Bu nedenle sular çekilirken –genellikle sabah erken saatte buraya gelmeyi özellikle tercih ettim.  Rüzgar, beni çok zorlamayacak derecede kuvvetli, deniz ise tam istediğim gibi hafif dalgalı olduğu için keyifli ve pek de zor olmayan bir başlangıç oldu.

Bir sonraki durağım Arinaga’daki Bahia de Formas körfezi.  Burada LP Windsurf sörf okulundan günlüğü 30 Euro olan ekipmanlarımı kiraladıktan sonra rüzgarı kuvvetli düz denizde yaklaşık üç saat geçirdim.

Burası dalgasız olduğu için freeride ve slalom için harika bir nokta. Ancak körfezin sonundaki kayalıklara çok dikkat etmek gerekiyor. Zira rüzgar oldukça kuvvetli ve o yöne sürüklenmek an meselesi.

Bugünkü son durağım  40dan fazla dünya şampiyonu olan Björn Dunkenberg’in yaşadığı ve birçok rüzgar sörfü yarışlarına ev sahipliği yapmış, adanın en popüler rüzgar sörfü noktası olan Pozo Izquierdo.

Burası yılın neredeyse 200 günü kuvvetli kuzey rüzgarlarını alan  bir bölge olduğu için her zaman cazibe merkezi. Rüzgarın en kuvvetli olduğu aylar Mayıs – Eylül arası. Ben Kasım ayında gittiğim için rüzgar çok kuvvetli değildi. Sular yükseldiğinde dalga boyları da yükseliyor. Sular çekildiğinde ise daha az dalgalı bir denizde sörf yapmak için oldukça elverişli bir yer.

Pozowinds Sörf Okulu’ndan iki saat için 33 Euro karşılığında ekipmanlarımı kiralayıp kendimi rüzgarın akışına bırakıyorum. (Tam günlük kiralar ise 39 Euro) Burada hem sahil, hem de deniz oldukça taşlı. Sular yükseldiğinde kıyıdaki derinlik de arttığından dolayı sert esen rüzgarda büyük dalgalarla rüzgar sörfü yapmak için çok tecrübeli olmak gerekiyor. Sürüklenmemek için burada da solda kalmaya gayret etmelisiniz.

Gran Canaria’daki son günümde Las Palmas’a bir buçuk saat uzaklıktaki adanın en güneyinde bulunan Maspolamas’a gidiyorum. Kum tepeceiklerinin bolca yer aldığı Maspolamas’da ilk önce meşhur deniz fenerinin (Faro de Maspalomas) bulunduğu sahildeyim. Mevsim kış olmasına rağmen güney oldukça kalabalık. Yüksek sezon olan yaz aylarındaki kalabalığı düşünemiyorum.

Sahil çok geniş bir alana yayılan kumlardan oluştuğu için genellikle aşırı rüzgarlı olan bu noktada kum banyosu yapmaya hazırlıklı olun. Buyurun kısa bir tur ve rüzgarın sesi…

Vaktim kısıtlı olduğu için olduğu için bir saat içerisinde Maspalomas’ın meşhur kum tepeciklerinde (Dunas de Maspalomas) dolaşıp kuzeye doğru yaklaşık 15 dk uzaklıktaki bulunan Plaja Del Ingles’e geçip, burada rüzgar sörfü yapacağım. Güneyin en turistik sahilleri Mogan, Puerto Rico ve Playa Del Ingles. Aklınızda olsun, buraya sadece gezmek için gelmek isterseniz kış sezonunu tercih edin. Aksi halde kalabalık oldukça rahatsız edici olacaktır.

Maspalomas’daki turistik gezimi hızlıca tamamlayıp, rüzgar sörfü yapmak için kuzeye doğru yola çıkıyorum. İlk durağım, San Agustin’de bulunan Björn Dunkenberg’in rüzgar sörfü okulu.

Hava muhteşem! Burada saat 12:00’den sonra rüzgar kuvvetlenmeye başladığı için tam vaktinde başlıyorum. İki saat için tüm ekipmanlar dahil 35 Euro ödeyip denize çıkıyorum. Rüzgar bir anda yön değiştirip kıyıya dönmeyi zorlayacak kadar acımasız. Aman dikkat!

Gran Canaria’da rüzgar sörfü yapacağım son nokta biraz daha kuzeyde Punta Tarajalillo bölgesindeki Bahia Feliz plajı. Araba ile yaklaşık 15dk sonra oradayım. Günümün geri kalanını buradaki Fanatic The Borders Center’da geçireceğim.

Fiyatlar genel olarak hep aynı. Yine 35 Euro karşılığında tüm ekipmanlar dahil olarak, iki saat boyunca kiralama yapabilirsiniz.

Gran Canaria’da dolu dolu geçirdiğim üç gün bitmek üzere. Yeni denizler keşfedip, yeni anılar biriktirmekten daha güzel bir motivasyon yok benim için. Yarın, rüzgar sörfü yapabileceğim yeni yerleri keşfetmek için komşu ada Tenerife’e gidiyor olacağım.

Unutmadan, Gran Canaria – Pozo Izquierdo’da her yıl Temmuz ayında Wind and Wave Festivali düzenleniyor.  Bu tarihler arasında giderseniz kaçırmayın!

Uçuşumuz La Isla Bonita şarkısı eşliğinde başlıyor.

Tenerife’de rüzgar sörfü deneyimlerim ile birlikte, gittiğim 3 adanın kıyaslamasının da yer alacağı bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle şimdilik hoşçakalın!