Roma'nın En İyi Mekanları: İştah Açıcı Notlar
Seyahate çıkarken, hele ki ilk kez ziyaret edeceğiniz bir şehirse sizin de benim gibi her gününüzü en iyi şekilde planlamak, en doğru mekanları ziyaret edebilmek için uzun araştırmalar yaptığınızı tahmin edebiliyorum. İnternetteki yüzlerce en iyiler listeleri ve öneriler arasından seçim yapmak fazlasıyla zor. Hal böyleyken, ben de Roma’nın en iyi mekanları ilgili bildiklerimi paylaşmalıyım diye düşündüm. Şimdiden afiyet olsun!
Roma’da Ne Yenir?
Pompi
Roma demek bence tiramisu demek! Pompi, tiramisu ile ilgili bildiklerinizi unutturacak cinsten bir yer. Şahsen ben Pompi’den önce sadece kahveli tiramisu yemiştim ve tiramisunun meyveli de olabileceğini hiç düşünmemiştim. Klasik kahveli, çilekli, ananaslı, fıstıklı vb. tiramisu çeşitleri mevcut. Pompi’de başka tatlılar ve dondurmalar da var ama tiramisu kesinlikle denenmeli! Benim favorim oldukça hafif olan çilekli tiramisu.
Cafe Rosati ve Cafe Canova
Piazza Popolo’da bulunan ve şehrin en eskilerinden olan bu iki kafe, hem oturup insanları gözlemlemek için ideal, hem güzel bir bölgeye bakıyor hem de İtalya’nın fazla güzel (fazla diyorum çünkü başka yerlerde içtiğiniz kahveleri sevemez oluyorsunuz) kahvelerinden içebilirsiniz.
Fratelli Fabbi ve i.Focalli
”Lezzetin peşindeyim, şarküteri delisiyim” diyorsanız size iki mekan önerim var: No.27′de Fratelli Fabbi ve No. 43′de i.Focalli. Bu küçük şarküterilerin içlerinde kocaman birer lezzet dünyası var. Beyaz önlüklü, işinin ehli şarkütericiye istediğiniz fantastik sandviçi hazırlatabilir ya da onun sanatını konuşturmasına olanak tanıyabilirsiniz. Şarküterileri seçmenizdeki bir diğer güzellik gerçek Romalılar ve satıcılar arasında geçen diyaloglara tanıklık etmek olacak.
Pastificio Guerra
Spagna metro durağında inip Via della Croce’ye doğru ilerliyorum ve karşıma o makarnacı çıkıyor: Pastificio Guerra. Her gün farklı iki, üç çeşit makarna yapılıyor burada. Kalmama ihtimaline karşın öğle saatlerinde gitmekte fayda var. İçeride oturacak yer yok, aldığınız makarnaları ayaküstü yemeniz gerekiyor. Buna rağmen bu ev yapımı lezzetli makarnaları yemeden Roma’dan dönmemek gerek!
Cafe Greco
Fotoğraf: yourguidetoitaly.com
Via Condotti üzerindeki bu kafe; zamanında Stendhal’ın, Goethe’nin, Andersen’in, Casanova’nın (liste uzun, hatrımda kalanlar bunlar) gidip bir kahve içtiği, vakit geçirdiği kafelerden. Nedense böyle şeyler beni çok heyecanlandırıyor; sizde de aynı his uyanıyorsa, İtalya’nın bu en ünlü kafelerinden bir diğerine uğrayabilirsiniz.
Chocolate e Vino
Çikolata shot bardaklarının içerisinde farklı likörlerle hazırlanan shotlar yapabileceğiniz Chocolate e Vino‘ya gittim. Hindistancevizi likörüyle yapılan shot hayatımda içtiğim en lezzetli shot olabilir! Dikkat: Chocolate e Vino’nun önünden geçerken, mekanı bir tek kapısındaki kuyruktan fark edebilirsiniz, çünkü burası bir shot bar’dan daha çok eski bir sahaf dükkanına benziyor 🙂
Pizzeria Baffetto
Fotoğraf: @saisan
Yaptığım araştırmalar sonucunda Roma’nın en meşhur pizzacısı olan Baffetto’da buldum kendimi. Havanın yağmurlu olması nedeniyle, Piazza Navona meydanına yakın olan restoranı bulmak benim için biraz zor olsa da zahmetlere değdi diyebilirim. Eğer Roma’ya giderseniz, buradaki pizzaların tadına bakmadan dönmeyin. Kapıdaki kalabalıktan doğru adrese geldiğinizi anlamanız zor olmayacaktır!
Bonci Pizzarium
Burası canım Vedat Milor’un önerdiği, “tava pizzası” yapan, ayakta ya da önündeki banka oturarak pizza yiyebileceğiniz küçücük bir yer. Sürekli olarak taze ve yeni çeşitler geliyor, hızlı bir öğlen yemeği için, Vatikan’a gitmeden önce buraya uğrayabilirsiniz!
Pizzeria The Mirror
Fotoğraf: busybeetraveler.wordpress.com
Ferzan Özpetek’in de evi bulunan Trastevere, Roma’nın en tatlı bölgelerinden biri. Daracık sokaklar ve onlarca restoranın arasından geçerek bu bölgeyi keşfettim. Burada gidebileceğiniz çok fazla sayıda mekan var; normal olarak hepsine giremedim ama hepsinin birbirinden güzel olduğuna eminim. Ben cumartesi akşamı gittiğim Trastevere’de Pizzeria The Mirror’ı tercih ettim; burası lezzetli pizzaları ve ev yapımı tiramisuyla benden 10 üzerinden 10 aldı.
L’Antica Enoteca
Saatler akşamüstünü gösteriyor ve unutulmaz bir deneyim arıyorsanız adımlarınızı No.76′ya çevirin. Tüm sıcaklığı ve samimiyetiyle bir zamanlar İskandinav ressamların takıldığı tarihi şarapevi l’Antica Enoteca ‘yı bulacaksınız. Dışarıdaki ya da içerideki masalarda oturabilirsiniz ama bu güzel mekanın gerçek ruhunu yakalamak isterseniz barda ya da barın hemen önündeki masalarda oturmanızı şiddetle öneririm. Çünkü o zaman sipariş edeceğiniz antipasti tabaklarının barmenin seçimi ile nasıl özenle hazırlandığını, personelin birbiriyle atışmalarını, müdavimlerin onlara takılmalarını keyifle takip edebilirsiniz. Bunu yaparken de menüden güzel bir yemek seçebilir, sadece enfes bir atıştırma tabağı ile bir kadeh şarap içebilir, sonunda da burayı ”must do” listenize kaydedebilirsiniz.
La Bottega Del Cafe
Kolezyum’u ve etrafını iyice gezdikten sonra biraz zor bulduğum, ama harcadığım her saniyeye değen bu bölgeye girdim. Güzel insanların, güzel sokakların, sempatik sarı binaların bulunduğu bu bölgede La Bottega Del Cafe’ye giderken “Lütfen pazar günü kapalı olmasın” diye dua ettiğimi saklamayacağım. Burada harika bir gnocchi ve bolonez yedim. Yanında açtırdığımız tatlı şarap da dillere destandı!
Gelateria Frigidarium
Roma’nın her sokağı çok güzel, hiçbir sokağa girip burada da hiçbir şey yokmuş demedim diyebilirim. Ama Via del Governo Vecchio’yu diğerlerinden ayıran bir özelliği var; o da Roma’nın en iyi dondurmacılarından sayılan Gelateria Frigidarium’un burada bulunması! Dondurma konusu olunca meyve tercihim olmadığı için ben tiramisu, krema ve muzlu olmak üzere üç toplu koskocaman bir gelato yaptırdım. Özellikle krema ve tiramisu inanılmaz lezzetliydi. Roma’ya gidince, Frigidarium’da bu muhteşem dondurmayı yemeden ayrılmayın. Türkiye’de de gelato yiyebiliyorum demeyin, emin olun buradakilerin lezzeti farklı!
İlginizi çekebilir: Lisya Kalma’dan “Roma Rehberi: Daracık Sokakları, Muhteşem Yemekleri, Tarih Kokusu”
İlk yorumu siz yazın!