Eskiden benim de ailemle sıkça tercih ettiğim 5 yıldızlı otellerde her şeyi içinde barındıran, tam pansiyon, açık büfeli tatiller çok popülerdi. Genelde çevremde herkes bunları tercih ederdi ve yayla çorbası içerken revaniyi gözümüzle kesmeyi tatilin şah damarı bilirdik. Ama son yıllarda bu moda epey out oldu. Artık yeni moda butik otellerde, çoğunlukla kahvaltı içeren konseptler oldu. Başka bir deyişle otele bağlı kalmak değil, gezmek keşfetmek istiyoruz. Ben de bu sebeple Ege kıyılarından mekan önerileri yazmak istedim.

Rahat Meyhane, Akyaka Konum

Ortamı müthiş bir yer. Sadece atmosferi için bile gidilir. Ben buraya oturduğumda dedim ki İstanbul’da olsa da keşke her hafta gitsek. Adı üstüne ortamı çok rahat,salaş ama şık. Mezeleri lezzetli. Bütünüyle keyifli gidilesi bir yer.

Nadir’in Yeri, Akyaka

-Bu mekan kapatılmıştır.

İlk Akyaka’ya gittiğim gün kahvaltı için tercih ettik ve hiçte pişman olmadık. İyi bir hoşgeldin demiş oldu kahvaltısıyla bize. Hem göz hem karın doyuran bir kahvaltısı var. Manzarası da oldukça iyi. Azmak nehrinin hemen kenarında yer alıyor.

Kordon Restaurant, Akyaka Konum

Burası Akyaka’nın en popüler mekanı ama benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Buraya kötü bir şey yazmakla yazmamak arasında kalsam da, yine de bu popülerleştikten sonra bozan mekanları belirtmekte fayda var. Belki okuyan birileri benim düştüğüm hataya düşmezler. Hem lezzet hem de müşteri memnuniyeti açısından vasat bir mekan. Tek avantajı manzarası, o da Akyaka’da çoğu mekanda var.

Le Jardin de Semra, Palamutbükü Konum

Datça merkezden 40 dakika uzaklıktaki palamutbükü denizi, huzurlu sakin ortamı ve güleryüzlü insanları ile başlı başına bir yazı konusu olsa da, ben yazmak için ilk olarak Semra’yı tercih ettim. Gitmeden de duyduğumuz tüm övgüleri hakediyor hatta daha fazlasını hak ediyor. Çok özenilmiş bir mekan oturduğunuz an anlıyorsunuz bunu. Yer palamutbükü olunca çoğu kişi balıkçı sanıyormuş burayı tıpkı benim gibi ama sanılanın aksine iyi bir steak restaurantı olarak tanımlıyorlar kendilerini. Ve çook iyi etleri var. Yediğimiz etin hala tadı damağımızda. Yemekler olmasa da sadece Semra hanım ile tanışmak için bile gidilir.

Villa Aşina, Datça Konum

Hem bir mekan hem de otel önerisi burası. Burası kişiliği olan bir yer. Otelin içi sahibinin seyahatlerinden getirdiği objelerle dolu ve odaların her biri birbirinden farklı konseptlerle dizayn edilmiş. Yemeklerde otelin sahibi Bülent bey tarafından hazırlanıyor. Menü çok geniş çünkü menü siz ne isterseniz o. Sınırı yok. Biz bir hafta aralıksız deniz mahsülü ve et yiyince tercihi makarna-şarap ikilisinden kullandık ve çok lezzetliydi. Ayrıca burada otelin köpeği olan Gamsızla tanışıyorsunuz ve sizle denize yemeğe her yere geliyor. Otelin rehberi o yani ve iyi bir tatil arkadaşı oluyor size.

Zekariya Sofrası, Datça

Datça’nın en meşhur ev yemekleri lokantası. Yemekler taze ve günlük. Zaten Datça’da kime sorsanız ilk gösterecekleri yer. Bir öğününüzü mutlaka burada yiyin. Ben de tam öyle yapıyordum ki aç- lıktan fotoğraf çekmeyi unutmuşum 🙂