4 Haziran Cumartesi günü Adidas sponsorluğunda gerçekleşen Bozcaada Yarı Maratonu’na katılma fırsatım oldu. 21k ve 10k maratonlarına ek olarak, çeşitli workshop ve spor aktivitelerinin yer aldığı üç günlük bu organizasyon, aynı zamanda daha sürdürebilir bir dünya için plastik tüketiminin azaltılmasına dair farkındalık yaratmayı amaçlıyordu. Ben de bugün Bozcaada atmosferindeki bu deneyimimi aktarmak istedim.

Maraton Deneyimi | Fotoğraf: Unsplash/@chanderr

Adidas Bozcaada Yarı Maratonu

Bozcaada’nın kendine özgü masalsı sokakları ve büyüleyici doğasında koşmanın ne kadar keyifli olduğunu hayal edebiliyorsunuzdur. Sırasıyla Akvarum Koyu, Beylik Koyu ve Ayazma Plajı gibi eşsiz manzaralar boyunca koşarken, parkur üzerinde ada halkının sizi desteklediğini (ve beslediğini 🙂), şarap evlerinin şarap ikram ettiğini ve bandonun size şarkılarla eşlik ettiğini düşünün. Tüm bunların katılımcılara en güzel maraton deneyimlerinden birini yaşattığını düşünüyorum.

Bunun yanında adanın birçok yerinde tam bir şenlik havası vardı: Cumhuriyet Meydanı ve Ayazma Plajı’nda çeşitli workshop’lar ile pilates, skateboard, plaj voleybolu gibi spor aktiviteleri düzenlenirken, akşamları gerçekleşen Yüksek Sadakat konseri ve partilerle enerji doruğa ulaştı. Yarışın ertesi günü, 70 yılı aşkın süredir adada faaliyet gösteren Talay Şarapçılık’ın temsilcisi Mehmet Talay eşliğinde Bağ Yolu’nu gezerek adada yetişen üzümler hakkında bilgi aldık.

picture1-6
Adidas Bozcaada Yarı Maratonu | Kaynak: Photier

Sürdürülebilirlik Teması

Adidas Bozcaada Yarı Maratonu’nun benim açımdan en önemli yanı ise sürdürülebilirliğe dikkat çekmesiydi: Koşu boyunca tüketilen pet şişeler toplanarak geri dönüşüme kazandırıldı. Dereceye girenlere verilen madalyalar Bozcaada’da toplanan metal atıklardan geri dönüştürülmüştü. İleri dönüşüm örneği olarak, ayakkabı kutusundan piknik çantası yapımı workshop’ı düzenlendi. Adaya feribot ulaşımının neden olduğu karbon emisyonlarını sıfırlayacak kadar ağaç ekildi. Ayrıca Adidas Running uygulamasını telefona indiren katılımcılar, yaptıkları her 10 dakikalık spor karşılığında, 1 plastik şişenin toplanmasına katkıda bulunmuş oldu.

Maratondan önceki gün, Pavli’de Bozcaada’nın eşsiz gün batımı manzarasına karşı, şef Maksut Aşkar’ın hazırladığı sürdürülebilir yemek menüsünü tattık. Menünün kendisi dahi mısırdan yapılmıştı ve yenebiliyordu 🙂 Hatta hayvansal gıda tüketmeyenlere özel olarak leziz bir vegan menü bile hazırlanmıştı. Ayrıca o gün hediye ettikleri koşu ayakkabısı okyanus atıklarından geri dönüştürülmüştü!

picture2-6
Adidas Bozcaada Yarı Maratonu | Kaynak: Photier

Seaspiracy belgeselinin paylaştığı verilere göre, dünyadaki canlı nüfusunun %80’i okyanuslarda yaşıyor. Bu canlılar oksijen üretimine önemli katkıda bulunduğu gibi, Amazon ormanlarından 4 kat daha fazla CO2 emilimi sağlıyor. Ancak şu an denizlerimizde 150 milyon ton atık yüzüyor ve her dakika bir çöp kamyonu dolusu kadar plastik atık denizlerimizi kirletiyor. Bu plastikler maalesef her yıl yaklaşık 1000 deniz kaplumbağasının ölümüne neden oluyor. Ayrıca bizler de deniz canlılarını yiyerek yüksek miktarda ağır metal ve plastik gibi zararlı maddeleri tüketmiş oluyoruz. Bu nedenle okyanuslarımızı kurtarmak dünyamızı kurtarmak demek.

Adidas Bozcaada Yarı Maratonu gibi organizasyonların artarak sürdürülebilirliğe daha fazla farkındalık kazandırmasını diliyorum ve önümüzdeki yıl gerçekleşecek maratonu şimdiden iple çekiyorum!

Kapak Fotoğrafı: Photier

İlginizi çekebilir: Özge Hocalar’dan Runatolia