Alaf Kuruçeşme: Yörük Şivesinde "Alev"
İş çıkışı, özel bir gün, arkadaşlarla ya da tek başınıza; hiç fark etmez. Nasıl tercih ederseniz edin keyif alacağınız, iyi yemeğin, sıcak ve samimi bir ortamla buluştuğu yer burası: Alaf Kuruçeşme. Hatay mutfağında kullanılan malzemeler burada farklı yorumlanmış, Anadolu ve göçebe mutfağına özgün dokunuşlarla lezzetler taçlanmış. Bir yanı yörük, diğer yanı sokak lezzetleri olan bir yerde maceraya başlıyoruz şimdi.
Mimolett ve Alancha’nın eski şefi Murat Deniz Temel tarafından bu sonbaharda kapılarını açan, hemen hemen her şeyin ateşte piştiği bu yerde sizi alternatif bir menü karşılıyor. Bahsi geçen bu ateş bazen odun fırını oluyor, bazen ise kuzine. Ateşten beslenen bu yer, şefin kendi deyişiyle “köklerinden beslenen bir göçebe lokantası.”
Mekan sokak lezzetleri bir kenara dursun, zengin mezeleriyle de göz dolduruyor. Öncelikle belirtmeliyim ki menüyle ilk karşılaştığınız zaman biraz aklınız karışıyor. Sanki farklı iki menü var gibi. Hepsini tatmak istiyor, hangi birini seçeceğinize karar veremiyorsunuz. Dengelemek iyi olur diye düşünüp biraz et, biraz yeşillik diyor ama aklınızı da söylemediklerinizden ayıramıyorsunuz.
Hızlı bir karar vermek isterseniz, üstüne üstlük karnınız oldukça açsa ve burada uzun saatler geçirmeye de kararlıysanız sizin için tadım menüsü çok iyi bir seçenek olabilir. Bu menünün içinde şefin küçük sürprizleri de gizlenebiliyormuş ilk ağızdan duydum, benden söylemesi.
Bizim tercihimiz neler oldu birazdan aşağıda tek tek yazacağım ancak önce gelen güzel tadımlıklardan bahsetmek istiyorum. Kocaman bir yaprak içinde gelen Gölevez bitkisinin kendi sosunda pismiş, peynirle panelenmiş ve isli yoğurt, hafif de sucuk tozuyla servis edilmiş lezzetini tadıyorsunuz. Tattıktan sonra gölevez nedir diye dönüp baktığınızda aslında kendisinin patatese alternatif bir bitki olduğunu; yapraklarının sarmada, yaprak saplarının ise lezzetli çorbaların yapımında kullanıldığını görüyorsunuz. Tabi bir de çok da faydalı olduğunu.
https://www.instagram.com/p/BqkFct7g5KD/
Peki ya tavuk pilav! Ne annelerimizinkinden, ne de tavuk pilavcılarda yediklerimizden; tam ikisinin arası. Tadımlık ve detaylarda gizli sosuyla birlikte yanındaki minik gözlemelerle çok sevimli bir alternatif. Servisi tavuğun kendi derisinin çıtır hali üzerinde lokmalık olarak yapılıyor. Arasında ise o gizli lezzet var: Ketçap! Kendi yaptıkları bu ketçapla tadını çocukken sevdiğimiz hale getirmişler. Bir de küçük lezzet topları var. Bunlar pazı yaprağına sarılmış, üzerine pirinç patlağı konulmuş, içine ise fındıklı bulgurlu köfteler gizlenmiş leziz toplar. Evde yapmak kolay olsa keşke dersiniz ya bazı tatlar için, tam öyle bir şey.
Sona favorimi bıraktım. Ekşi mayalı ekmeğin yanında gelen koyun tereyağ ve Konya küflü peyniri! Hepsini bitirmemek için bana tek engel olan ise henüz tatmadığım diğer lezzetler. Öğün farketmeksizin yenebilecek bir lezzet. Buraya gelince mutlaka deneyin.
Evet gelelim tercihlerimize. Burada sokak lezzetleri meşhur demiştim, bu sebeple de tercihimizi uykuluk ve kokoreçten yana kullandık. Kokoreç meşhur İzmir Asım Usta’dan temin ediliyor, üzerine şefin yorumu katılıyor. Uykuluğa gelince… Eğer uykuluk seviyorsanız bayılacaksanız, sevmiyorsanız artık sevmeye başlayacaksınız. Uykuluk İki şiş halinde geliyor, üzerinde baharatlı ekmek kırıntıları ve özel sosu var. Sanılanın aksine bence birçok uykuluğa kıyasla oldukça hafif.
Etten yana son tercihimiz ise “sulu” çiğ köfte oldu. Özellikle tırnak içinde belirttim çünkü sulu kısmına dikkat çekmek istedim. Öncelikle tadı bildiğiniz çiğ köfte. Ancak onun kaşıkla yediğiniz ıslak halini düşünün. Üzerinde et tataki ile sunuyorlar, suyunda ise isot yağı ve maydanoz yağı var. Buraya geldiğiniz de bunu tatmazsanız olmaz!
Dengelemek lazım demiştim 🙂 Bu nedenle semizotu ve ot mücveri tercih ettik. Semizotu kıtır baklava hamurları arasında sunulmuş haliyle geldi önümüzde. İçinde peynirin tadını alıyor, hatta suyuna biraz önce bir kenara ayırdığınız ekşi mayalı ekmeklere banıyorsunuz. Ot mücver ise yanık yoğurt, domates reçeli ve darı tozu ile birleşince peş peşe yediriyor kendini.
Ve son olarak tatlıdan bahsetmek istiyorum. İlginç bir deneyim olacağa benziyordu. Köpürtülmüş antep fıstığının parfe olmuş halinin üzerine 40 kat açılmış baklava hamurlarının yerleştirilmiş hali. Tatlıyı bize Alaf Kuruçeşme’nin hem sahibi hem de şefi Murat Deniz Temel anlattı ve dedi ki “Baklava hamurlarını parfeye batırarak yiyin.” Biz de şefin sözüne uyduk ve böyle yaptık. Tadı böyle çıkıyor olmalı gerçekten! Bizden de yeni gidecek olanlara tavsiye 🙂
Yemekler bu kadar lezizken biraz da ortamdan bahsetmek istedim. Öncelikle burası ilk bakışta yeni nesil meyhanelere de benziyor, şık bir İtalyan restoranına da. Minicik camları var. İçerideki loş ışığı sayesinde oturduğunuz yerden Boğaz’ın ışıklarını daha net görebiliyorsunuz. Keyifli minik bir balkonu, küçük bir barı var. Sadece barda oturmak bile keyif verebilir. Üst katına çıktığımız zaman bizi büyük bir teras karşılıyor. Ve işte şimdi Kuruçeşme ayaklarınızın altında! Yazın buranın çok keyifli olacağına eminim. Buranın bir diğer manzarası da mutfağı! Mutfağın tamamı camlarla çevrili. Bir yandan yemeğinizi yerken, bir yandan da yemeklerin piştiği “Alaf”a tanıklık edebilirsiniz.
Son olarak bir parantez açmak istiyorum. Alaf Kuruçeşme’ye girmeden önce kapının hemen yanında dikkatinizi çekecek bir midyeci arabası olacak. Midye arabasından kafanızı yukarı kaldırdığınız da koca bir kapıyla karşılaşacaksınız: Alaf Sokak. Şimdi bu da ne demeyin! Hemen kısaca bahsediyorum. Burası İzmir sokaklarını hatırlatacak bir lezzet durağı. Alaf Kuruçeşme’nin sokağa inmiş hali aslında. İzmir’den gelen Asım Usta Kokoreç burada başka bir formda servis ediliyor. Nasıl mı? Brioche içinde.
https://www.instagram.com/p/BqmmvVdAOx9/
Yine İzmir’den gelen midye tatmanız gerekenler arasında. Sakatattan vazgeçemeyenler için ilgin için deneyim olacağına inandığım kelle söğüş taco’lar göreni şaşırtıyor. Buradan şefi ise Tuğba Yazıcı. Tuğba Şef. Ayrıca Murat Deniz Temel’in eşi. Demem o ki, burayı en kısa zamanda ziyaret edin!
İlginizi çekebilir: İstanbul Sokak Lezzetleri
İlk yorumu siz yazın!