Algının Poetikası: Akbank Sanat'tan Genişletilmiş Sinema Deneyimi
En son hangi izlediğiniz filmde sinema salonunun ışıkları açıldığında gerçek hayatınıza geri dönmek istemediniz? Işıklar kapandığında koltuklarımızdan gizlice konuk olduğumuz evrenleri bazen geride bırakmak o kadar zordur ki eve dönüş yolunda bir filmin sonunu baştan yazar, hayal gücümüzde kendimizi yeni bir karakter olarak o evrene dahil ederiz. Her sergisinde sunduğu farklı deneyim alanları ile bizi zihnimizin yarattığı sınırların ötesine davet eden Akbank Sanat, 29 Temmuz’a kadar Algının Poetikası sergisiyle eve geri dönüş yolunda sinema evrenleri üzerinden kurduğumuz hayalleri gerçekleştirebilmemiz adına yeni bir film izleme deneyiminin kapılarını aralıyor. Ekranın tek yönlü hikâye anlatıcılığını geride bırakarak bir film evrenini yaşamaya ne dersiniz?
Sanat dünyasının tartıştığı kavramları anlatmaktan ise deneyimletmeyi tercih eden İstanbul’daki en sevdiğimiz keşif alanı Akbank Sanat; sinemanın alışık olduğumuz sınırlarını cesurca zorlayan yepyeni bir sergi ile karşımızda! Küratör ve sanatçı Lara Kamhi’nin Genişletilmiş Sinema kavramını bütünüyle irdelemek adına kurduğu bağımsız sinema insiyatifi Prizma Expanded‘ın projesi Algının Poetikası sergisi; üç farklı nesilden Türkiyeli yönetmenin sinema profesyonelleri ile ortak çalışmalarını bir araya getiriyor. Serginin bizim için en heyecanlı yanı ise; yönetmenlerin ekranın tek yönlü hikâye anlatıcılığını kırarak bizi izleme deneyiminin ötesinde bir hikâyeyi yaşama deneyimine davet ediyor olması.
Bazen sinemada izlediğimiz bir filmin ardından salondan çıkıp gerçek hayatımıza ve kimliklerimize dönmek zorlaşır. Tam da bu noktada küratör Lara Kamhi, sinemanın illüzyon dili ile yarattığı hipnoz hâlini sorguluyor ve farklı bir sinema deneyiminin mümkünlüğünü araştırıyor. Özellikle sosyal medyanın devamlı gönderdiği uyarılar ile zihnimizin karmaşa içerisinde uyarıldığı günümüzde küratör Lara Kamhi, değişen sinema izleme deneyimlerimizi merkeze alarak yorgun zihnimizi rahatlabileceğimiz güvenli bir sinema deneyim alanı sunmayı hedefliyor. Sergi; teknolojinin sunduğu yeni düşünme biçimlerinin farkındalığı ile genişletilmiş sinematik sanat formlarını Türkiye sinemasından üç yönetmen ve üç sinema profesyonelinin çalışmaları ile izleyiciye sunuyor.
Algının Poetikası sergisinde; usta yönetmen Reha Erdem ve yaklaşık otuz senedir beraber çalıştığı görüntü yönetmeni Florent Herry, kurmaca öğeleri belgeselin dili ile birleştirerek alternatif gerçeklikler sunan yönetmen Zeynep Dadak ve beraber çalıştığı kurgucu Çiçek Kahraman, disiplinlerarası üretimleri ile son dönemlerin çok konuşulan yönetmeni Deniz Tortum ve birlikte çalıştığı ses tasarımcısı Alican Çamcı ikililerinin mekâna özgü ürettiği interaktif hikâyeler karşımıza çıkıyor. Genişletilmiş Sinema kavramını çok yönlü deneyimleyebilmek adına sergiye paralel gerçekleşen etkinliklerde ise yönetmenlerin ve sinema profesyonellerinin ortak çalışmalarını onlar ile izleyerek sohbet etme imkânı da bulunuyor.
“Sinematik deneyim genişledikçe algı da genişler mi?” sorusuna cevap arayan Lara Kamhi; sinema profesyonellerinin mekâna özgü yarattıkları evrenleri farklı deneyimler ile izleyiciye sunuyor. Reha Erdem, 2016 yapımı Koca Dünya filminden yola çıkarak görüntü yönetmeni Florent Herry ile yeni bir sekans çekiyor ve bunu izleyiciye döngüsel bir deneyim ile sunuyor. Zeynep Dadak ve kurgucu Çiçek Kahraman, Dadak’ın Ah Gözel İstanbul, Alfred Hitchcock’un Vertigo ve Agnes Vardas’nın Agnes’in Plajları filmlerinden esinlenerek izleyiciyi akışkan dili ile girdap gibi içerisine yutan bir kurgu yaratıyor. Deniz Tortum ve ses tasarımcısı Alican Çamcı ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çekmiş oldukları Madde’nin Hâlleri’nden yola çıkarak kendi zaman boyutuna hapsolurken yalnızlaşan bir alan deneyimi paylaşıyorlar.
Sinemanın sınırlarını yıkarak film evrenlerini bir deneyim alanına çeviren Algının Poetikası sergisine dair bütün detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Mimirap – Reha Erdem & Florent Herry
İlk yorumu siz yazın!