Ankara’da Keyifli Bir Çay Molası: Keifi
“Çayla ilgili her şey Keifi’de buluştu: İsmin yalınlığı saf çay keyfini; amblemdeki çay çiçeğinin zarif çizgileri seçkin bir damak tadını, çay yaprakları, her biri eşsiz ve özel çay çeşitlerini, beyaz renk saflığı ve tazeliği, kırmızı renkse çayın berraklığını ve kalitesini anlatıyor.” (Menüden)
Ait olduğumuz kültürde kendine has bir yer edinmiş, kendi adabını yaratmış, evlerin vazgeçilmezi, her yemeğin arkasına iyi giden, gönlümüzün efendisi… Çay üzerine yazılmış mısralarımız, şarkılarımız var iken çaydan uzak durmamız beklenemez herhalde. Öyle ki artık insanların izdivacına bile aracı olur hale gelmiş iken, tiryakisi olduğumuz çaya hakkını vermek gerekti.
İşte ben de bu yazıyı çayın hakkını veren bir mekanı, Keifi’yi sizlerle paylaşmak için yazıyorum.
Keifi, Ankara’da Next Level AVM Podium’da misafirlerini ağırlayan ve çay üzerine yoğunlaşmış harika bir yer. Her şeyin özenle yapıldığını adımınızı attığınız ilk andan itibaren hissediyorsunuz. Keifi, çaya duyulan sevgiyle açılmış bir mekan olduğunu çok net ortaya koymuş. Çaya ayrı bir menü hazırlamış olmaları, marka logolarının anlamını misafirleriyle paylaşmaları çok özenli bir yaklaşım, bunun karşılığını da fazlasıyla alıyorlar. Gittiğimizde boş masa bulmakta epey zorlandık.
Benim gibi bir çay tiryakisini ilk gidişte, menüsündeki 1001 çeşit çay ile fetheden Keifi her ne kadar çayı merkezine almış olsa da önünüze gelen üç menüden diğer ikisi ile midenizi de bayram ettireceğini müjdeliyor. ‘Yumurtea’ menüsüyle; yumurtanın da bin bir çeşidini sunarken yanına pancake’i de ekleyerek sizi tatlı mı tatlı bir kararsızlık denizine sürüklüyor. Tabii yeniliklere çok açık olmayıp, risk almak istemeyenleri de düşünüp alışık olduğumuz bir menü ile de onların gönlünü yapmaktan da geri kalmıyor.
Gelelim asıl mevzuya; Keifi’nin meşhur çaylarına… Türkiye’nin en büyük çay üretim markalarından biri olan Orçay’ın desteği ile hayata geçmiş olan Keifi, çayı fermante ederken, zengin içeriğini de kaybetmeden bize sunuyor. Her ne kadar herkesin favorisi olan ‘Beyaz Kavun’ çayını çok merak etmiş olsam da bir çay tiryakisi olarak kalitesini daha iyi tadabileceğim bir çay içmek istediğim için, ‘Sütlü Oolong’ tercih ettim. Ve içeriğinin metabolizmayı hızlandırarak, kilo vermeye de yardımcı olduğunu öğrenince paket olarak alıp evde de demlemeye karar verdim. İçimi çok yumuşaktı. Ama Beyaz Kavun çayının da tadına baktığımı ve çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Şimdi Keifi’nin internet sitesinde detaylarıyla anlattığı çayları hakkında kısaca bilgi vereyim, detaylı olarak internet sitelerinden inceleyebilirsiniz.
Beyaz Çay: Çay tomurcukları, doğal gün ışığında kurutulmaya bırakılır ve ardından dikkatli bir şekilde oksidasyonu engellemek için gerekli işlemler devam eder. Adını henüz açılmamış tomurcukların üzerindeki ince gümüş-beyaz tüylerden alır. Sadece 3-4 dakikalık bir demleme süresinin sonunda ideal tadına ulaşır.
Yeşil Çay: Camellia Sinensis bitkisinin yapraklarının hayat verdiği bir başka kültür, bir başka keyif… Siyah çay için yavaş yavaş kurutulan yapraklar, toplanır toplanmaz kavrulup, oksijenle tepkimeye izin verilmeksizin hızla kurutulduğunda , düşük kafein oranı ve yüksek antioksidan özelliği ile yeşil çay mucizesi ortaya çıkar. Yeşil çayın asırlar önce Çinliler tarafından tedavi amacıyla kullanıldığı söylenir.
Yarı Fermante/ Oolong Çayı: Siyah ve yeşil arası bir renge sahip Çin çayıdır. Fermantasyonu yarıda kesildiği için, yarı fermente çay olarak da anılır. Yeşil çay ve siyah çay gibi camellia sinensis bitkisinin yapraklarından üretilir. Yaprakların işlenme biçimi ile farklılık gösterir. Oolong çayının üretimi sırasında, yaprakların mayalanma (fermantasyon) süresi siyah çaydan daha az ve yeşil çaydan daha fazladır. Kalp hastalıklarına, Kolesterole ve kan şekerine iyi geldiği söylenir. Antioksidandır, toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
Siyah Çay: Camellia Sinensis bitkisinin içecek olarak tüketilmeye uygun olan türlerinin yaprakları, tomurcukları ve yumuşak dalları; en uygun zamanda elle toplanır. Yüksek standartlarda soldurularak yaprakların kıvrılması sağlanır. Fermantasyon (oksidasyon) ve kurutma işlemleri ile özgün olarak üretilir. Dünyanın neredeyse tamamı için vazgeçilmez bir keyif ortaya çıkar.
Rooibos Çayı: Güney Afrika’nın ulusal içeceği olan bu çay, iğneye benzer
kızıl çalı yapraklarından yapılır. Rooibos çayının demlenerek ilk içildiği tarihe dair bir bilgi bulunmamaktadır. Bu bitki Güney Afrika’nın Cederberg dağlarında yabani olarak yetişir ve yaklaşık 100 yıldır bu bitkilerden hasat alımına devam edilmektedir. Ronnefeldt’in kullandığı roybos yaprakları Güney Afrika’nın en yüksek seviyesinden, yaklaşık 1000 metreden toplanan organik roybos yapraklarıdır. Yoğun aromasına ve kırmızı dem rengine fermantasyon sürecinde ulaşılır. Zengin mineralli yapısının yanında kafein içermediğinden çocukların da rahatlıkla içebileceği bir bitkisel çaydır. Ayrıca yapısındaki yoğun tanenden dolayı sindirim için idealdir.
Bunlara ek olarak doğal aromalı bitki ve meyve çayları da mevcut.
Yeni nesil kahvecilerin giderek artmaya başladığı son günlerde İstanbul’da değişiklik arayanların tercih ettiği çay cafe kültürünü; Keifi Ankara’ya taşımış, çok da iyi yapmış. Biz Ankaralıların değişiklik için seçeceği ve müdavimi olacağı bir yer. Mekanın dekorasyonu, menü tasarımı, hizmet kalitesi, lokasyonu ve fiyatlarının kararında olması ile Keifi’ye bir kere gidenin bir daha yolunun düşeceği kesin.
Lafı daha fazla uzatmadan henüz bir kez gidişimle bana bunları yazdıran Keifi’nin işletmecilerine huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Ankara’ya böyle yeniliklerin daha çok gelmesi dileğiyle yazımı bitirirken, Ankara’daysanız çay keyfi için Keifi’yi tercih etmenizi tavsiye ederim. Sevgiler…
Keifi Adres: Next Level AVM, Kat:2, Kızılırmak Mah. Dumlupınar Blv. No:3/C-13, Çankaya / Ankara
İlk yorumu siz yazın!