Konum

İtalyan mutfağı ülkemizde çok yaygın ve benzerliklerimizde olduğu için bu mutfağı hepimiz severiz. Pizza, makarna yanına da müthiş bir tiramisu yemeyi kim istemez ki? İtalyan lezzetlerini özleyen, trattoria ambiyansında birkaç saatliğine İtalya’ya ışınlanmak isterseniz hemen Antique Pizzeria’ya muhakkak uğramalısınız! O zaman keşif notlarımı aktarmaya başlıyorum…

Antique Pizzeria, Ambiyans
Antique Pizzeria, Ambiyans | Fotoğraf: Pelin Zorlu 

Antique Pizzeria oldukça merkezi bir konumda, Taksim’in meşhur balık pazarının arkasında yer alan mekanı uzaktan fark etmemek mümkün değil. İlk bakışınızda merak uyandırıyor ve bu samimi yer neresi diye düşünmemek de elde değil.

Adımınızı içeri attığınız andan itibaren müthiş bir atmosfer sizi bekliyor. Bir an kendinizi samimi bir trattoria’da hissederken aslında içinde çeşmeler olan, dünyanin birçok yerinden toplanmış farklı biblo, tablo ve sanat eserleri ile yemek yemenin ayrıcalığını yaşıyorsunuz. Burası bildiğiniz İtalyan’lar gibi değil, en başta bunu belirtmek isterim. Antique Pizzeria’yı farklı kılan bir diğer özelliği Şef Marco Meluzzi tarafından hazırlanan enfes pizzalar ve aynı zamanda mutfak şefi olan eşinin de yarattığı müthiş makarnalar. Ayrıca menüdeki tüm malzemeler özenli ve kaliteli seçimlerle insanı mest ediyor. Menü danışmanlığını da İtalyan Şef Simone Romiti yürütmüş.

Antique Pizzeria
Antique Pizzeria | Fotoğraf: Pelin Zorlu 

O halde yemeklerle devam edelim derim. İlk olarak Bruschetta söyledik, ilk ısırıkta bayılacağınız bir başlangıç. Bildiğimiz Bruscette’lardan farklı olarak hem Porcini mantarlı hem de füme somonlu bir lezzet. Bundan önce başlangıç olarak getirilen Acılı Zeytinyağı da müthişti. Kendilerinin hazırladığı bu zeytinyağı, bugüne kadar başlangıç olarak tattığım zeytinyağları arasında en iyilerinden biriydi.

Pizza’ya gelecek olursak biz tercihimizi Diavola’dan yana kullandık. Ekşi mayalı hamurdan yapılan bu pizza yumuşacıktı ve çıtır çıtırdı. Taş fırında geleneksel odun ateşinde pişen pizzayı çok beğendim. Karabiberli dana salam detayı kesinlikle fark yarattı.

Daha önce balkabaklı bir makarna yemiş miydiniz? Siz de benim gibi bir balkabağı fanıysanız o zaman Penne Zucca tam size göre! Balkabağı kremasının, Porçini mantarı ve kurutulmuş dana kaburga ile birleştiğini düşünün. Bu üç lezzet de o kadar güzel harmanlanmış ki hayran kalmamak elde değil. Bir sonraki gidişimde bu makarnadan tekrar yiyeceğim, tadı damağımda kaldı.

Kapanışı ise panna cotta ve tiramusu ile yaptık. Bu iki tatlıda da alışık olduğumuzun dışında bir yorum katılmış. Genelde panna cottayı biz sadece çilek-ahududu gibi ‘berry’ türevleri ile yemeye alışmışken burada kivi ile de kombinlenmişti ve çok da yakışmıştı. Son derece ‘fresh’ bir tatlıydı. Tiramisu ise gerçek Mascorpan peyniri ve kedidili bisküvi ile İtalya’da yediğimiz tiramusuları aratmayacak türdendi, üstelik yanında da crumble vardı.

Son olarak da kokteyllere de değinmek istiyorum. Buranın kokteylleri ve Sangria’sında çok farklı ve lezzetli reçeteleri var. Biz Sangria denedik ve bayıldık. Bildiğimiz Sangria’nın içine bir iki farklı yorum katarak,  bambaşka bir seviyeye çıkmış!

Genel olarak bakmak gerekirse, sıksık severek gideceğim bir İtalyan durağı olacak benim için Antique Pizzeria. Personel ve ilgili ekip her detayı da sizlerle severek paylaşıyor. Mekanın da kendisi aile ortamı gibi olduğu için aslında kendinizi evde hissediyorsunuz. Dipnot olarak da belirtmek istiyorum, Salı günleri de Aperitivo’ya başladılar ve şimdiden talep çok fazla. O yüzden erkenden rezervasyon yaptırmayı unutmayın!

Kapak Fotoğrafı: Pelin Zorlu

İlginizi çekebilir: Gökçe Ece Oksay’dan The Ordinary