Arctic Monkeys'in Yeni Albümü: Bizlere Ne Vadediyor?
Dünyaca ünlü rock grubu Arctic Monkeys, 21 Ekim’de yeni albümü “The Car” ile karşımıza çıkacak. Albümün nasıl olacağı ile ilgili merak sürecimiz ve heyecanımız devam ederken albümden iki single yayınlandı bile! “There’d Better Be A Mirrorball” ve “Body Paint” isimli şarkılar, albümün önceki Arctic Monkeys sound’larından bambaşka olacağını haber verirken daha olgun ve duygusal bir deneyim sunacakmış gibi görünüyor. Ülkemizde de hatrı sayılır bir dinleyici kitlesi olan Arctic Monkeys, seneler sonraki ilk konserini de İstanbul’da vererek duygularımızın karşılıksız olmadığını göstermişti. O zaman gelin hep birlikte yeni single’larıı değerlendirirken albüm hakkında tahminlerde bulunalım.
Arctic Monkeys, yeni albümü “The Car”ı yayınlayacağını duyuralı bir ay oluyor. Her albümde farklı bir sound ile karşımıza çıkmaları, yeni albümün nasıl olacağı hakkında ufacık dahi olsa bir ipucu yakalayamamamıza sebep olmuştu. Daha sonra grubun davulcusu Matt Helders, yeni albümün, bir önceki albümleri olan “Tranquility Base Hotel & Casino”nun devamı gibi olacağını açıkladı. Arctic monkeys’i uzun süredir takip eden dinleyicileri, 2018 yılında çıkan albümün sound’unun diğer Arctic Monkeys albümlerinden ne kadar farklı olduğunu bilir.
Evet, grup her albümde sound ve stil değişikliğine gidiyor, özellikle grubun solisti ve yıldızı olan Alex Turner, dış görünüşünde de yaptığı radikal değişimler ile ilgi çekiyor. Sivilceleri olan utangaç bir çocuktan, “AM” albümündeki rockstar’a dönüşümü pek çok kişi için hayranlık verici. Yine de “Tranquility Base Hotel & Casino” ile hepimiz ters köşe olduk. Çünkü bambaşka bir sound, bambaşka sözler ve epey ağır bir albüm vardı. Örneğin albümü dinlemeden önce herkese bol bol Neil Postman okumasını öneririm çünkü Alex, albümden çıkardığı ilk single’ında “All the nights that never happened and the days that don’t exist at The Information-Action Ratio” diyerek baştan niyetini belli ediyor ve Amerikalı iletişim bilimci ve yazar Neil Postman’a direkt onun terimleriyle hitap ediyor (Information- Action Ratio, Postman’ın “Kendimizi Ölüme Eğmek” kitabında geçiyor).
Albüm boyunca Alex Turner, uzay çağında, elimizde kocaman bir teknoloji ile geldiğimiz son durumun içler acısı haline epey değiniyor. Amerika’yı, politikayı, teknolojiyi bol bol eleştirirken insan ilişkilerindeki mekanikliğe ve yozlaşmaya da dikkat çekiyor. 2013’te yayınlanan “AM” albümünün saf rock ‘n’ roll imajından sonra Alex bizlere aslında rock müziğin özündeki eleştiriyi gösteren bir albüm sunuyor.
Arctic Monkeys’i 2019’dan beri ilk kez 9 Ağustos 2022 tarihindeki İstanbul konserinde gördük. Yeni albümün tanıtım turnesi olacağını düşündüğümüz için bol bol yeni şarkılar duyacağımızı sandık ama grup albümü yetiştirememiş olacak ki o gün neredeyse bütün hit’lerini ve birkaç özel şarkıyı bizler için çaldı. Konser, bana kalırsa, harikaydı ve Alex çok sempatikti. Turnenin diğer ayaklarında ise yavaş yavaş yeni şarkılar çalmaya başladılar. Ben şahsen konser kayıtlarını dinlemeyi reddeden biri olarak şarkıların dijital platformlarda grup tarafından paylaşılmasını bekledim. Arctic Monkeys de yeni albümden, bugüne kadar iki single paylaştı; ilki 30 Ağustos’ta gelen “There’d Better Be A Mirrorball” ve diğeri ise 29 Eylül’de kulaklarımızı şenlendiren “Body Paint”.
Peki bu iki şarkı üzerinden 21 Ekim’de tamamına ulaşabileceğimiz “The Car” albümü bize ne vadediyor? “There’d Be A Mirrorball” öncelikle enstrümantal olarak etkileyici, Alex Turner’ın vokal şovu yaptığı ve bolca duygusal bir şarkı. Klibi ise sanki Turner’ın kendisini tüm o sahne şovlarından ve imajlardan sıyırdığını gösteriyor bana. Yüzünde, 36 yaşında olmasının verdiği yeni gelen bir olgunluk ve hafiften kırışıklıklar ile gözümüzün içine dik dik bakıyor. İkonik “AM” albümünü 27 yaşında yazan Alex, o zaman içine büründüğü haylaz ve elde avuçta durmaz karakterini geride bıraktığını zaten “Tranquility Base Hotel & Casino” albümünde göstermişti. Orada; düşünen, yazan, piyano çalan ve kendi kendine konuşan entelektüel bir Alex Turner dünyaya kafa tutuyordu. Sinirli ve paranoyaktı. “The Car” Alex’i ise muhtemelen yorgun ve insan olmasının getirdiği tüm o kırgınlıkları olgunlukla kabul ettiğini gözlerinden anlayabildiğimiz bir adam.
“There’d Be A Mirrorball” bir aşk şarkısı. Alex Turner ise ilk albümlerinden bugüne kadar tam bir aşk adamı oldu. Bu aşk pek çok farklı şekle büründü. Bazen platonikti, bazen dışlanmıştı, bazen yaramazdı, bazen şehvetti. Bu şarkıda ise “bu yaşa kadar aşkın ne olduğunu az çok öğrendim ve seninle yollarımızın ayrılacağını, bu işin sonunda üzüleceğimi biliyorum ve o yola bile isteye çıktım ama en azından benim için bir disko topu olamaz mı?” diyor. Ben buradan, “hayatta her şey yaşanır ve biter bari bir eğlencesi olsun neşesi olsun, anı yaşarken tadı olsun ki bittiğinde güzel analım, teselli bulalım biraz kendimizi kandıralım” manası çıkarıyorum. Özellikle; “For the moment when you look them in the eyes / And say, ‘Baby, it’s been nice’” sözlerine bakınca siz de öyle düşünmüyor musunuz?
“So do you wanna walk me to the car?
I’m sure to have a heavy heart
So can we please be absolutely sure
That there’s a mirrorball for me?” (There’d Better Be Mirrorball)
Bu sözlere bakınca ve de Alex’ten dinleyince ağzımda garip bir tat kalıyor. Sanki tek başıma bir koltukta oturuyorum ve karşımda bir ayna var. Kendimi izliyorum. Hayatımın bu anına kadar yaşadığım tüm aşklar gözümün önünden geçiyor ve onlar üzerinden kendi ruhumu, karakterimi sorguluyorum. Düşündükçe yeni yeni şeyler keşfediyorum ama elimde kalan tek şey yılların getirdiği bu yaşanmışlıkların sırtımdaki ağırlığı ve yeni bir aşkı yaşarken bile sonunda üzüleceğimi bilmenin getirdiği ironik bir gülümseme. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. En azından sonunda bir disko topu (mirrorball) olsun. Yaşadığım her şey sonlanırken ışıklar yansısın etrafa.
İlk single’ın duygusal ağırlığının fazlaca olma sebebi biraz da müziği. Piyano insanın içine işliyor ve şarkının başınd Alex, sözlere geçmeden önce üç kere aynı notaya basıyor. Kısa ve vurucu üç aynı nota. Bu bize birazdan dinleyeceğimiz her şeyin nasıl bir farkındalıkla yazıldığının uyarısı. Neyse ki ikinci single’da biraz neşemizi bulacağımıza inanıyorum. Bu da bir aşk şarkısı: “Body Paint”.
Alex, yine başına gelecekleri biliyor ve bu sözleri “ben demiştim” demek için yazıyor gibi. Hitap ettiği sevgili kişisini bir çekimde izliyor ve kızın üzerinde vücut boyaları var. Alex, onu izlerken ayrılık çanlarının çaldığını duyuyor. İçinde bulundukları ilişkinin artık bittiğini ama bir manipülasyon ustası olan sevgilisinin bunu ustalıkla gizlediğini sandığını söylüyor Alex. Bu şarkıdaki duygularını gizlemek için kaçan sevgili kişisinin, “There’d Better Be A Mirrorball” şarkısındaki kişiyle aynı olduğunu anlıyoruz; Body Paint’te “For a master of deception and subterfuge /You’ve made yourself quite the bed to lie in / Do your time travelling through the tanning booth /So you don’t let the sun catch you crying” derken “There’d Better Be A Mirrorball”da “Don’t get emotional, that ain’t like you” diyor Alex.
“Body Paint”, yaylılar ve sonlardaki gitar solosu ile şarkıya eşlik ederken hafifçe dans edebileceğiniz bir şarkı. “There’d Be A Mirrorball”da epeyce dertlenip üzülmüşken bu şarkı ile içimize bir ümit ışığı doğuyor; galiba bu hikayenin sonunda bir disko topumuz olacak.
Alex Turner’ın yaylı çalgıları ne kadar çok sevdiğini, ölümsüz kankası İngiliz müzisyen Miles Kane ile kurduğu grubu The Last Shadow Puppets’ta görebilirsiniz. İşin ilginç kısmı Alex’in aranjmanına kadar ilgilendiği yaylılarını neden Arctic Monkeys’e taşımış olduğu? Çok göz önünde olmayı sevmeyen, kliplerinde bile kendini ön plana çıkarmayan, mütevazı, kaçıngan, sessiz rockstar’ımız Alex Turner, artık kendisini olduğu haliyle popüler grubu Arctic Monkeys aracılığıyla tüm dünyaya sunuyor olabilir mi? Bence olabilir.
Alex Turner, ruhunun derinliği ve sanatsal kabiliyetleri ile 21. yüzyılda kolay kolay bulamayacağımız türden bir sanatçı portresi sunuyor. Arctic Monkeys’in söz yazarı, bestecisi, fikir adamı ve solisti olan Turner’ın grupta bu kadar ön planda olması şaşılacak bir şey değil. Arctic Monkeys üzerinden onun bir sanatçı olarak geçirdiği değişimleri gözlemliyoruz. Ve gördüklerimiz bizi epey tatmin ediyor. O zaman siz de Arctic Monkeys’in 31 Ekim’de çıkacak albümü “The Car”ın, yayınlanan iki single’ı olan “There’d Better Be A Mirrorball”u ve “Body Paint”i grubun Youtube kanalından klipleriyle birlikte izleyebilirsiniz. Emin olun sadece dinlemek yetmez, Alex Turner, bizlere şarkılarnı bedeni ve mimikleri ile yaşatıyor. İyi müzikle kalın!
Kapak Fotoğrafı: Twitter
İlginizi çekebilir: Gürkan Sonat’tan Muse – Will Of The People
İlk yorumu siz yazın!