Zaman, Mekan ve Bellek: Arter’de Saat Kaç
Saat Kaç?, müzenin koleksiyonunda yer alan, Türkiye ve çeşitli ülkelerden 34 sanatçıya ait 44 eseri bir araya getiren bir grup sergisi. Arter’in üst katlarındaki iki galeriyi birden kaplayan sergide yer alan eserlerin ortak özelliği ise zaman, mekân ve bellek kavramlarıyla ilişkili olmaları…
Eylül ayında kapılarını açan Arter’in açılış sergilerinden belki de en esprili ve en çekici olanı, müzenin iki katına yayılan Saat Kaç? sergisi. Başlığını Cengiz Çekil’in 2008 tarihli aynı adlı eserinden alan, Emre Baykal ve Eda Berkmen‘in küratörlüğünde izleyiciyle buluşan sergi, Arter koleksiyonundaki eserleri zaman, mekân, bellek ve bunların ilişkisinden oluşan bir kavramsal çerçevede gruplayan bir seçkiden oluşuyor.
Gündelik nesneler, ev, bireysel ve kolektif tarihler, içerisi ve dışarısı, kentsel ritimler, mimari, arkeoloji, sınırlar ve göç gibi temalarla kurulan ilişkiler üzerinden ele alınan bu işler, müzenin mimarisiyle de bir bütün oluşturuyor.
Kronolojik veya lineer bir anlatı yerine, eserlerin müze binasıyla ve birbirleriyle kurduğu diyalog üzerinden ilerleyen Saat Kaç? hem yatay hem de dikeyde işleyen bir kurguyla karşımıza çıkıyor. Kavramsal başlıklarından biri mekân ve mekânsal ilişkiler olan bir serginin, müze binasının mimari boşluklarını, merdivenlerini, pencerelerini ve terasını değerlendirmesi hem eserlerin sunumu hem de izleyicinin katılımı açısından pozitif bir deneyime dönüşerek, akıllarda yer ediniyor böylece.
Örneğin, Ayşe Erkmen‘in Berlin sokaklarından hatırlayabileceğiniz Evde adlı eseri müzenin mimari boşluğuna yayılıyor ve serginin her iki katından da görülebiliyor. Gülsün Karamustafa‘nın çamaşır sepetlerinden oluşan yerleştirmesi Mistik Nakliye müzenin terasından mahalleyi izlerken, Volkan Aslan‘ın Endişe adlı yerleştirmesi serginin iki katı arasındaki merdivenin basamaklarını inerken karşınıza çıkıyor.
Nesnelerin belleği ve nesnelerin zamanla olan ilişkisi de Saat Kaç? sergisinde, müzenin galerileri arasında dolanırken sıkça üzerine düşüneceğiniz konular: Hüseyin Bahri Alptekin‘in farklı coğrafyalardan yer adlarını tabelalara taşıyan mekanları fotoğrafladığı kartpostal serisinden oluşan Kapasite, Aslı Çavuşoğlu’nun arkeolojik buluntuları farklı malzemelerle “tamamladığı” Taşlar Konuşuyor serisi ve tabii sergiye adını veren, Cengiz Çekil‘in Saat Kaç?‘ı bunu sağlayacak eserlerden sadece birkaçı…
Saat Kaç?, tıpkı içerdiği yapıtların pek çoğunun yaptığı gibi, iç – dış, mahrem – kamusal, kurgu – gerçek, geçmiş – şimdi – gelecek arasındaki sınırların muğlaklaştığı mekânsal ve zamansal bir deneyim inşa etmeyi de hedefliyor. Sergi, 9 Şubat 2020‘ye kadar Arter’de zaman, mekân ve bellek arasında bir köprü kurmaya devam edecek. Kaçırmayın!
İlginizi çekebilir: Arter’de Kelimeler Pek Gereksiz
İlk yorumu siz yazın!