Astroloji: Tarihten Gelen Bir Yol Haritası
Çok eski çağlardan günümüze… Nereden geldi bu astroloji? Hakkında neler biliyor, neleri bilmiyoruz? Gerçekten içine girsek ne düşünürüz acaba? Kahveler hazırsa, hadi biraz astroloji konuşalım…
Kısa Astroloji Tarihi
Astroloji, bildiğimiz üzere çok eski çağlara dayanan gezegen ve yıldızların hareketlerini inceleyerek hayatımızı kolaylaştıran bir yol haritasıdır. Tarihte ilk olarak Sümerlerin; Ay, Güneş ve Venüs’ün hareketlerini inceleyerek Fırat ve Dicle nehirleri kenarında uygarlıklarını kurarak tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları bilinmektedir. Sümerlerin buluşları astrolojiyle sınırlı değil tabi… Seri üretim, çömlek, yazı, dokuma atölyeleri, hidrolik mühendisliği, iki tekerlekli araba, saban, matematik… Çok içten söylüyorum beni bile onlar bulmuş olabilir bu konuyu annemle bir konuşacağım 🙂 Neyse.
Astroloji, Sümerlerden yaklaşık bin yıl sonra Asur ve Babillerde savaş, kıtlık, doğal afetler ve benzeri konuların tahminleri için kullanıldı. M.Ö. 538’de Perslerin, M.Ö. 331’de Büyük İskender’in Mısır’ı fethetmesi, Babillerin Astroloji kaynaklarının Mısıra geçip astrolojide Mısırlıları önemli bir konumda olmasını sağlamıştır.
Özellikle Iskenderiye şehri konunun merkezi haline gelmiş ve matematikle astrolojinin iç ice geçmesini sağlanmıştır. Günümüz de kullanılan batı astrolojisinin temelleri ise Eski Yunanlılar tarafından atılmıştır. Asur ve Babillerin astroloji kavramının üzerine açılar sistemi kurulmuştur. Babilli Rahip Berossus Kos Adasında ilk astroloji okulunu kurmuştur. Daha sonra, Romalıların Yunanistan’ı fethetmesi ile Romalılar da astrolojiyle ilgilenmeye başlamıştır. Marcus Terentius Varro, Romalılar için astrolojide öncüdür. (Benden duymuş olmayın, bu Varro Sezar’a karşı savaşmış bir baba yürekli. Sonra tüm mal varlığını kaybediyor, o ayrı konu.)
Romalılar çekildikten sonra Bizans döneminde, İstanbul önemli rol oynamıştır. İstanbul Batlamyus’un eserlerinin korunduğu bir kütüphane haline gelmiştir. Batlamyus’u şahsen ben çok seviyorum. Tetrabiblos isimli eserinden, enteresan bulduğum birkaç sözü var: “Venüs hangi burçta ise o burcun yönettiği vücut bölümü, kişi için haz kaynağıdır.”, “Bir iş için uygun zaman saptaması yaparken, iyi bir astrolog kötücül etkili gezegenleri de tıpkı yetenekli bir hekimin zehirleri şifa amacı amacıyla kullanması gibi işe yarar hale getirmelidir.” ve “Aşk ve nefret tam muhakemeyi zayıflatır zira her ikisi de önemsiz şeyleri büyütür önemli olanları göz ardı etmemize neden olur.“
Ortaçağda da astroloji epey kullanılmış ve geliştirilmiştir. Araplar bu gelişime oldukça katkıda bulunmuşlardır. Birçok kitap yazmış ve astrolog yetiştirmişlerdir: Mashallah İbn Atari, Ebū el Khayyat, Abu Mashar… Abu Mashar’ın o dönemde yemeden içmeden yaklaşık 50 kitap yazdığı söylenmektedir. Rönesans döneminde ise birçok eski eser Latince’ye çevrilmiştir.
Rönesans döneminin en önemli isimlerinden biri ise Morinus’tur. Astroloji; bir gezegenin zodyak durumu, bir evin iyi veya kötü kullanımı, evin kullanım durumunun evin yöneticisinden kaynaklandığı gibi bilgilerle birlikte gelişim göstermiştir. Modern zamanda astrolojiye gelecek olursak ünlü psikolog Carl Jung psikolojiyi astrolojiyle birleştirerek kişilik çalışmalarında astrolojiden yardım almıştır. Astroloji tarihini daha detaylı incelemek isterseniz Bali Malkoç’un yazısını öneriririm.
Günümüzde Astroloji
Günümüzde astroloji her ne kadar fal gibi anlamdırılmış olsa da astrolojinin bir fal olmadığı, astroloji tarihi ışığında da aşikar. Birileri çıkıp da ”burçlara inanan insan gördüğümde” başlıklı capsler paylaştığında tepkimi başta göz deviren emoji olmak üzere birçok emojiyle açıklayabilirim. Çünkü, bir gazete köşesinde yazan güneş burcumuzun yorumundan çok daha fazlası astroloji. Araştırmak lazım, sonrası kendi seçimimiz. Bence astroloji; kendimizi tanımak, uygun zamanda uygun atılımları yapmak, ilişkisel beklentilerimizi ve psikolojimizi çözümlemek ve daha birçok alanda yol göstericidir.
Chiron
Astroloji de önemli bir çok gezegen var ve bunların karşılık geldiği evler. Ama bence psikolojik anlamda en önemlilerinden biri; Chiron. Kendisi gezegen mi kuyruklu yıldız mı çok tartışıldı. Fakat bence önemli olan etkisi. Chiron, bizim hayatta yara aldığımız ve başkalarına en çok yardımcı olabildiğimiz yer. Çünkü kendimizde olanı başkasında gördüğümüz zaman çok iyi tanırız. Psikolojik olarak zorlandığımız kendimize yetemediğimiz ama başkalarına çok güzel şifa verebildiğimiz alanları sembolize eder.
Örneğin; kişinin Chiron’u Koç burcunda ve birinci evde olsun. Bu kişinin benlik algısı problemleri, dış görünüşününü beğenememek, kendinden hoşnutsuz olmak, kalabalıklar içinde yalnız hissetmek, benliğindeki huzursuzluktan kaçmak için çok fedakar olmak gibi özellikleri olabilir. Aslında bu kişilerin temel korkusu yönetilmek ve kendini bulamamaktır. Chiron örnekleri bunun gibi birçok burç ve ev üzerinden gösterilebilir.
Kısacası, astroloji hayatın birçok konusunda bireysel ve toplumsal anlamda yol gösterici bir rol oynamıştır ve oynamaya da devam etmektedir. Hayatınızı kolaylaştırmak için, astrolojiyi iyi anlamda kullanmak sizin elinizde. Bir sonraki yazımda kişisel haritamızı en basit haliyle nasıl yorumlayabiliriz ondan bahsedeceğim. Geçmiş olduğumuz karantina döneminin ardından ezoterik konuların ruhunuza iyi gelmesi dileğiyle…
Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@jsr1
İlginizi çekebilir: Yogi Magger’dan Ses Meditasyonu
Şiron hangi burçta ise, o burçta geçen yaş aralığı ile ilgilenince kişi şifa bulurmuş. Farkında olmadan bunu deneyimledim. Daha önce kendi benliğimizle alakalı göremediğimiz olası potansiyelleri açığa çıkartan, kişinin kendini tanıması yönünde bir rehber niteliğinde astroloji. Haritaya bakan kişinin yorumlama gücüyle ilintili ve kesinlik içermiyor çünkü kendi irademiz mevcut. Bilim olduğunu kimse iddia etmiyor zaten ama açılarla alakalı hesaplamalar yapılırken matematiğin kullanıldığı da bir gerçek. Öngörü teknikleri olumsuz etkileyebildiği için bu kısma çok bulaşmadan araştırılması taraftarıyım, naçizane 🙂 Özellikle eksikliğini hissettiğimiz konularda çözümün hangi alanlarda olabileceğini göstermesi hoşuma gidiyor, ki bu açıdan bakınca psikolojiye yardımcı konumda. Yazı için teşekkürler, yorumlama kısmını merakla bekliyorum!