Avengers: Age of Ultron: Bir Teknoloji Gösterisi
MARVEL evrenindeki maceralarımız, Avengers: Age of Ultron ile devam ediyor!
Türkiye’de sinemanın rolüne dair pek de konuşmaya gerek yok. İnsanların birçoğu sinemayı boş zamanlarını eğlenerek değerlendirme amacıyla tercih ediyor; hayatın gerçeklerinden, acılarından, sıkıntılarından kaçmak için kullanıyor. Haliyle de Türkiye izleyicisinin genel tercihi ya güldürü vaatli komediler ya da kaçış fırsatı sunan aksiyon dolu filmlerden yana oluyor. Bu hafta vizyona giren Avengers: Age Of Ultron ise aksiyonla az sayıda güldürünün birleştiği bir yapım olarak dikkat çekiyor.
Film hakkında çok fazla şey söylemeye gerek yok, herkesin tahmin ettiği üzere aksiyonu bol olan, silahların ve yumrukların konuştuğu, senaryosunun pek de dikkate alınmadığı bir film. Ama diğer birçok bilimkurgudan farklı olarak Marvel’ın Avengers ve etrafında gelişen diğer serilerinin gerçekçiliği bu filmde de devam ediyor. Yani insan teknolojinin bu denli ileri olduğu hayali evrene kendini çabucak adapte edebiliyor. Bunun yanında birbiriyle etkileşim halinde olan filmlerin sayısındaki fazlalık da bu bilimkurguyu daha kabul edilir, daha “tanıdık” kılıyor. Filmin hikayesinden de bahsetmeye pek gerek yok. Çizgi roman meraklılarının da bildiği üzere Ultron ismi Marvel dünyasının tanıdık kötülerinden biri. Bir robot olan Ultron’un amacı diğer birçok düşmanları gibi “yenilmezleri” ve dünyayı yok etmek.
Filmin asıl bahsedilmesi gereken noktasına gelecek olursak bu da kesinlikle aksiyon olacaktır. Birçok filmde aksiyon dövüş sahneleriyle, hareketlerle yani film içi fiziksel bir dünyada yaratılırken bu filmde Marvel dünyasının artık bir ilkesi haline gelen teknolojiden faydalanılıyor. Film aksiyon olarak izleyiciye dövüş sunmuyor, yani Jackie Chan-vari hareketler bekleyenler varsa hayal kırıklığına uğrayacaktır. Ancak film teknolojik anlamda gerçekten insanı aksiyona doyurmayı başarıyor. Hatta 3D’nin varlığını bir türlü anlayamayan, sadece zorlama sahneler olarak gören benim için bile gerçekten etkileyiciydi. Film tam anlamıyla 3D’yi kullanıyor, hani öyle bir iki sahneyle yetinmiyor. Özellikle de IMAX-Digital-3D olarak izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki ben hiçbir aksiyon filminde kendimi bu kadar filmin içinde hissetmemiştim. Hani belki bir sinema filmi fiyatı pek uygun olmayabilir, ama yine de kırk yılın başı verilebilecek bir miktar ki karşılığını verdiğini söylemek de pek yalan olmaz.
Kısacası Avengers: Age Of Ultron senaryosuyla, oyunculuğuyla ya da sunduğu dünyayla değil, teknolojisiyle ve perde arkasındaki ekibiyle inanılmaz bir gösteri sunan, belki de şu güne kadarki –tabii geçmiş dönemki filmlerin sahip olmadığı bir teknolojinin kullanıldığını da hatırlamak gerekir- görsel efekt anlamında en başarılı film. Bunun yanında ekibin diğer parçaları da inanılmaz bir iş çıkarmış, belki de izleyicinin filme girmesini sağlayan tek etken de bu. Yani kafa dağıtmak hem de bunu gerçekten keyif alarak yapmak isteyenler için IMAX’i de şart koşarak Age Of Ultron’u kesinlikle öneririm.
İlginizi çekebilir: 2000’lerde İzlediğimiz 10 Süperkahraman Filmi
İlginizi çekebilir #2: Stan Lee: Süperkahramanlar Yaratan Kahraman
İlk yorumu siz yazın!